English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hated it

Hated it traduction Turc

1,380 traduction parallèle
Oh he hated it but don't blame the job.
İnsanda ne kadar kan olduğunu görseniz şaşırırsınız.
In fact I hated it and I guess you could tell.
Ölmem gerekiyordu ama bir şekilde hayatta kaldım.
Once you get into a bureaucracy like the Post Office it's a womb and ultimately he may have hated it but it was a regular paycheck.
"Birisi bizleri Miki Fare'den kurtarmalıdır." Miki Fare'yi küçümserdi.
Dee Dee hated it, but I think the songs were very good.
Dee Dee nefret etti, ama bence şarkılar çok iyiydi.
The owner hated it you know, and got rid of all the chairs
Patron bundan nefret etti ve sandalyelerin hepsini kaldırdı.
He said he hated it, but he's still there.
Nefret ettiğini söylerdi, ama hâlâ orada. Niçin sordun?
- l hated it.
- Nefret ettim
I mean, at first I hated it.
- Evet. İlk başta nefret ettim.
- We both really hated it. Remember?
İkimiz de gerçekten nefret etmiştik, unuttun mu?
- Oh, he only hated it that one time.
- Hayır, bir keresinde etmişti.
- He's hated it every time we've done it.
Her yaptığımızda nefret etti. - Hayır.
You would have hated it.
Aptal esprilerinden yapar sonra sessizlik anında ses efektleri eklerdin. Ama sen nefret ederdin.
But I hated it.
Evet, bir kere. Nefret ettim.
I hated it.
Nefret ettim.
It was on my ball sac. My fiancée hated it.
Hayalarımın üzerindeydi ve nişanlım hiç hoşlanmadı.
She hated it when I tossed and turned.
Yatakta sürekli dönmemden nefret ederdi.
She absolutely hated it, always did.
Nefret ederdi. Her zaman da etti.
Couple of weeks in Tahoe, but I really hated it.
Birkaç hafta da Tahoe'da kaldım ama orayı hiç beğenmedim.
Hey, you think maybe you could give me some salsa lessons? Huh. You hated it. No, I don't.
- Hayır etmedim.
- No. Cos you hated it.
- Çünkü oradan nefret ederdin.
I hated it.
Ben hiç sevmezdim de.
You just said that you hated it.
Şimdi nefret ettiğini söylemedin mi?
Honestly, I hated it.
Cidden, nefret ediyordum.
I hated it but it was nice.
Nefret ederdim ama iyiydi yine de.
I hated it.
Ondan nefret ediyordum.
Even if this movie is better than The Godfather... you guys both tell Vince you hated it.
Bu film Baba'dan bile iyi olsa... Vince beğenmediğinizi söyleyeceksiniz.
I always hated it.
- Ben de hiç sevmemişimdir.
- He hated it worse than we did.
Evet. O bizden çok nefret ederdi.
She hated it.
Nefret etmiş.
You know how much you hated it when your daddy bullied you to be better.
Babanın senin daha iyi olman için seni itip kakmasından nasıl nefret ettiğini hatırlamıyor musun?
Hated it for the last 1 0.
Son 10 yılında nefret ettim.
I hated it. " You supply the war.
Nefret ettim "Sen Savaşı Yarat"
I hated it.
ve nefret ettim, nefret ettim.
It was country rock, but he hated that term.
Gram bu sözcükten nefret etse de folk rock denilebilir.
Poverty, if I hated anything, it wouId be that.
Nefret ettiğim bir şey varsa, o da yoksulluktur.
And it was the kind of moving away from pure hard-core punk rock that Johnny hated seeing happen.
Saf hard-core punk-rock dan biraz uzaklaşmışlardı ve Johnny bunun olmasından nefret ediyordu.
If the world hates you... just remember that it has hated me first.
Dünya sizden nefret etse önce benden nefret etti, hatırlayın.
13, 01 : 24 : 43 : 13, The lords of the city hated it.
Kiralar düşüktü, bu yüzden de yanlış insanlar şehir merkezine çok yakın bir yerde oturuyordu.
I didn't do it because I hated you.
Bunu yapamadım çünkü senden nefret ediyordum.
God knows I hated doing it.
Tanrı bundan nefret ettiğimi biliyor.
She hated me for it.
Bu yüzden annem benden nefret etti.
I hated it.
Ben hiç beğenmedim.
If the world hates you remember that it has hated me first.
Dünya sizden nefret ediyorsa önce benden nefret ettiğini hatırlayın.
I hated him, but I still want to cry. I don't get it :
Anlamıyorum.
It's strange but when you were around, I hated your guts, but your absence has me missing you.
Çok garip ama, sen yanımdayken hareketlerinden nefret ederdim ama yokluğunda seni özlüyorum.
Always loved fashion, hated sports and though it doesn't always work to cliché it did in my family where there was me and there was my kid brother, Nicky.
Modaya bayılır, spordan nefret ederim her zaman basmakalıp olarak karşınıza çıkmasa da bizim ailemizde böyleydi. Bir tarafta ben diğer tarafta küçük erkek kardeşim Nicky.
I hated cutting into those logs I had fit with such care, but it had to be done.
Özenle yerleştirdiğim kütüklerde kesikler açmak hoşuma gitmemişti ancak bu yapılmaz zorundaydı.
I just hated doing it with my dad.
Babamla yapmaktan nefret ederdim.
It's no secret you hated Van Damme.
Van Damme'dan nefret ettiğin bir sır değil.
Planned to take it from a liquor store on San Marcos but the shop owner hated Mexicans.
İçki dükkanından almak istedi sahibi Meksikalıları sevmiyordu.
I always hated it.
Hep nefret ederim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]