Have a drink with us traduction Turc
133 traduction parallèle
Don't say that, just have a drink with us
Öyle demeyin, bir bardak içelim.
- Won't you have a drink with us?
- Bizimle bir içki içersin değil mi?
Will you ask Rick if he'll have a drink with us?
Rick'e, bizimle birşey içer mi diye sorar mısın?
Would you have a drink with us?
Bir kadeh de siz alır mısınız?
- Won't you sit down and have a drink with us?
- Neden oturup bir bizimle içki almıyorsun?
I wanted to ask you to have a drink with us but those tables... are hardly big enough to hold one.
Sizi bir içki için masamıza davet edecektim ama o masalar... bir içki için bile ufak kaçıyor.
Have a drink with us when you finish dancing.
Dansınız bitince bizim masamıza buyurun.
Why not come up and have a drink with us?
Neden bizimle bir bardak vermut içmiyorsunuz?
Have a drink with us, huh?
Bizimle bir içki için.
Have a drink with us.
Bizimle bir şeyler iç.
Is it such a terrible risk to have a drink with us?
Bizimle birlikte içki içmek o kadar riskli bir şey mi?
Have a drink with us, mayor
- Sayın Belediye Başkanı içelim mi?
Come on Guilloche, have a drink with us.
Hadi Guilloche, bizimle bir kadeh içki iç!
Do come and have a drink with us first.
Önce bizimle gelip, birşeyler için.
Look, why don't you just come on and have a drink with us and join in the party and forget about your mood for a while?
Bak, niçin gelip bizimle bir şey içip partiye katılmıyor... ve bir süreliğine dertlerini unutmuyorsun?
Will you have a drink with us?
Bizimle bir kadeh içer miydiniz?
Have a drink with us.
Bizim orada iç içkini.
Captain wants you to have a drink with us.
Kaptan bizimle bir içki içmenizi istiyor.
Come on and have a drink with us.
Gel ve bizimle bir şeyler iç.
Hey, mister, if you're not in a hurry, come have a drink with us.
Hey, bayım, aceleniz yoksa, gelin bizle bir içki için.
Why don't you come over here now and have a drink with us and celebrate?
Neden buraya gelip bizimle bir kutlama içkisi içmiyorsun?
Have a drink with us.
Bizimle bir içki iç.
- Have a drink with us, Calder.
- Bizimle bir içki iç, Calder.
Go and tell him to put his clothes on, come downstairs, and have a drink with us.
Git ona üstünü giyinip aşağı inmesini, bizimle bir kadeh bir şeyler içmesini söyle.
Have a drink with us.
Bizimle bir şeyler için.
Come and have a drink with us.
Bizimle içki içsene.
We'd like you to have a drink with us.
Maurice, bizimle birlikte bir kadeh içmenizi istiyoruz.
You gonna have a drink with us?
- Bizimle bir şeyler içmeye ne dersin?
- Have a drink with us.
- Bizimle bir şeyler için.
Come here and have a drink with us.
Buraya gel ve bizimle iç.
Won't you come and have a drink with us?
Siz gelip bizimle bir içki içmez misiniz?
Come and have a drink with us.
Gelin bizle bir içki için.
We'd like you to have a drink with us.
Bizimle birlikte bir yerde bir şey içerseniz çok seviniriz.
Have a drink with us instead.
Bizimle bir içki için.
Why don't you have a drink with us before you go?
Gitmeden neden bizimle birşeyler içmiyorsun?
Lieutenant, come along and have a drink with us.
Teğmen, gelin bizimle bir içki için.
Come and have a drink with us.
Gel, sen de bir kadeh iç.
Well, we would all consider it an honour if you'd have a drink with us.
Şey, Bizimle birlikte bir içki içerseniz, bizi onurlandırmış olursunuz.
- Hey, doll, have a drink with us.
- Tatlım, bizimle içsene!
- C'mon, doll, have a drink with us.
- Haydi bebek! Bizimle iç.
- Stay and have a drink with us.
- Kal ve bizimle bir içki iç.
Have a drink with us?
İçmeye gidelim mi?
Listen, why don't you come for a second and have a drink with us?
Bize gelip birer içki içsenize.
Come and have a drink with us. - [Cheryl] Yeah.
- Gel ve bizimle birşeyler iç.
Why don't you just pull up a stool and have a drink with us?
Bir iskemle çekin de beraber içki içelim.
Come and have a drink with us, Leo.
Gel de bizimle bir içki iç Leo.
Come over and have a drink with us.
Haydi birlikte bir içki içelim.
I wonder if you'd come over and have a drink with us and meet my wife? That's right.
Doğru.
Edwin would like to invite you to have a birthday drink with us.
Edwin sizi bizimle bir dogum günü içkisi içmeye davet ediyor.
He's asking us to have a drink with him.
Bizi içki içmeye davet ediyor.
Your Honor, we went into the bar to have a drink, and we saw this nice lady, and we asked her to sit with us to have a drink, I didn't know she had a fiance.
Bardan içeri girdik ve hoş bir bayan gördük. Bizimle oturup bir içki alır mı diye sorduk. Nişanlı olduğunu bilmiyorduk, değil mi?