English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hawes

Hawes traduction Turc

101 traduction parallèle
Last time I was there, Hampton Hawes and Chet Baker were playing there.
Son gidişimde Hampton Hawes ve Chet Baker çalıyordu.
You didn't have to come, Hawes.
Gelmek zorunda değildin, Hawes.
Jason's not in his grave, Hawes is!
Mezardaki Jason değil, Hawes!
Tony Hawes is all over me about your cash calls.
Tony Hawes is nakit aramaları nedeniyle çılgına dönmüş durumda.
Someone from London, Tony Hawes, was looking for you.
Londra'dan Tony Hawes aradı. Seni arıyor.
- Yeah, with Tony Hawes.
Tony Hawes'la birlikte geliyor.
You're a bag of nerves this evening, Mr Hawes.
- Bu akşam çok sinirlisiniz, Bay Hawes.
Is it really true, Mr Hawes?
Gerçekten doğru mu, Bay Hawes?
When the colonel kept his appointment at the vicarage, he had just learnt that Mr Hawes left his last parish under a cloud.
Albay, Papaz evindeki randevuya geldiğinde, Bay Hawes'in son kilisesinden şaibeli bir şekilde ayrıldığını öğrenmişti.
"Note of conversation today regarding Ronald Hawes curate of St Mary Mead. Previous embezzlement of funds..." It's all here.
St Mary Mead Papaz yardımcısı Ronald Hawes hakkında yapılan görüşmede daha önceki yolsuzlukları... " Her şey burada.
As you now had evidence of a motive, enough to frame Mr Hawes for the murder.
Bay Hawes'ın cinayet işlemesi için neden olabilecek bir kanıt vardı elinde.
Jemma Hawes, pull your socks up. You're a Cheltenham Lady.
Jemma Hawes, çorabını çek, sen bir Cheltenham kızısın.
And this was Deputy John Hawes.
Ve bu da... yardımcı John Hawes.
Hawes was the solo resident deputy for this region.
Hawes bu bölgede tek başına çalışan bir yardımcıydı. Tek başına mı?
How come Deputy Hawes stayed?
Peki nasıl oldu da yardımcı Hawes burda kaldı? Bilemiyorum.
Any of these Hawes'car?
- Bu arabalardan Hawes'a ait olan var mı? - Hayır.
Okay, you safeguarded Hawes'body, we're going to ask you to go, so we can find who did this.
Pekala, Hawes'in cesedini muhafaza etmişsiniz. Artık sizden ayrılmanızı isteyeceğiz, böylece bizde bunu kimin yaptığını bulabiliriz.
Did you know Deputy Hawes?
Yardımcı Hawes'i tanır mıydınız?
Deputy Hawes found a lot of reasons to be in hot pursuit.
Yardımcı Hawes, sıcak takipte olmak için epeyce neden bulmuştu kendine.
He and Hawes had an incident last week.
O ve Hawes'in geçen hafta bir vakaları olmuştu.
He just had enough of Hawes coming on the res.
Hawes'in araziye çok fazla gelişine bozuluyordu sadece.
They want to talk to you about Hawes, Tomas. About the fight.
Hawes hakkında konuşmak istiyorlar Tomas, aranızdaki kavga hakkında.
I pointed out to Sheriff Hawes he was breaking the law.
Kanunu çiğnediği için Şerif Hawes'e silah doğrulttum.
Captain, if Hawes was the only sheriff left out here, what station did he work out of?
Yüzbaşı... Eğer Hawes burda kalan tek şerifse hangi karakola bağlı çalışıyordu?
Hawes went outside without his gun.
Hawes dışarıya silahsız çıkmış.
Not everyone on the reservation hated Hawes.
Arazideki herkes Hawes'ten nefret etmiyormuş demek ki.
Any idea who would have brought Hawes food?
Hawes'e kimin yemek getirmiş olacağına dair bir fikri olan var mı?
If anyone on the res was kind to Hawes, they kept it to themselves.
Arazide kim Hawes'e nazik davrandıysa, bunu sır olarak saklamış demektir.
Captain Whitehat, this is Sheriff's Deputy Hawes,
Yüzbaşı Whitehat, ben şerif yardımcısı Hawes.
- Evil? - Hawes had been out here a long time.
Hawes uzun zamandır burdaydı.
Did Hawes ever call about guns before?
Hawes daha önce hiç silahlar hakkında aramış mıydı?
I got a copy here of a letter that Hawes sent to the Gaming Commission.
Burda Hawes'in eğlence komisyonuna yazdığı mektubun bir kopyasını buldum.
I'll call back to L.A., get Hawes'phone dumped.
L.A.'yi geri arayıp, Hawes'in telefon kayıtlarını bulduracağım.
Somebody's having a moment where Hawes'body was found.
Birisi hawes'in cesedinin bulunduğu yeri ziyaret ediyor.
But we're curious about her relationship with Sheriff's Deputy Hawes.
Ama biz şerif yardımcısı Hawes'le olan ilişkisini merak ediyoruz aslında.
You used nopales to make the deer stew you used to bring to Deputy Hawes.
Yardımcı Hawes'e götürdüğün geyik güvecinden yapmak için nopales kullanıyorsun.
Deputy Hawes left his gun in his trailer when he stepped outside that night.
Yardımcı Hawes o gece dışarı çıktığında tabancasını karavanında bırakmış.
"Hawes."
Hawes?
Did you know about her relationship with Deputy Hawes?
Onun Yardımcı Hawes'le olan ilişkisini biliyor muydunuz?
Deputy Hawes.
Yardımcı Hawes.
He was like a father to her.
Hawes onun için bir baba gibiydi.
How come you didn't tell us about Anna and Hawes?
Niçin bize Anna ve Hawes'ten bahsetmedin?
Well, maybe Hawes was coming back for more than just the food.
Pekala. Belkide Hawes yemekten fazlası için geri geliyordu.
Anna, do you think Tomas could have killed John Hawes?
Anna? Sence Tomas, John Hawes'i öldürmüş olabilir mi?
Anna, did Deputy Hawes ever talk to you about evil?
Anna, yardımcı Hawes seninle hiç şey hakkında konuşmuş muydu...
- Hawes!
- Hawes!
We all knew Deputy Hawes.
Hepimiz yardımcı Hawes'i tanırdık.
Hawes was the last sheriff.
Hawes son şerifti.
Deputy Hawes, Captain.
Yardımcı Hawes, Yüzbaşı...
The gun that killed Hawes is real.
Ama Hawes'i öldüren silah gerçek.
Tomas and Hawes didn't get along.
Tomas ve Hawes geçinemiyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]