English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Haystack

Haystack traduction Turc

495 traduction parallèle
Oh, it's like looking for a needle In a haystack
Samanlıkta iğne aramak gibi
It's just like looking for a needle In a haystack
Samanlıkta iğne aramak gibi
Though it's like looking for a needle In a haystack
Samanlıkta iğne aramak gibi olsada
I've got some boys that can find a needle in a haystack.
Samanlıkta iğne bulabilecek adamlarım var.
Every barn and haystack's been searched... and the neighbouring villages have been notified.
Bütün ahır ve samanlıklar arandı... ve komşu köyler haberdar edildi.
Can I play in the haystack again tomorrow?
Yarın da samanlıkta oynayabilir miyim?
What are you looking for, needles in a haystack?
Samanlıkta iğne falan mı arıyorsun?
A haystack for a control tower?
Kontrol kulesi de saman yığını mı?
If he was in rangoon or valparaiso, i'd find him, but in london it's like looking for a needle in a haystack.
Eğer Rangoon veya Valparaiso'da olsaydı, onu bulabilirdim, ama Londra'da aramak samanlıkta iğne aramak gibi.
Needles in a heavenly haystack.
İlahi samanlıktaki iğneler gibi...
And then if it is hidden in the proverbial haystack, it can easily be found by the rays it gives off.
Onlardan kolayca kurtulabiliriz. Hayır. İmparatora giden en kısa yol o geçitten geçiyor.
However, with a million refugees from China in Hong Kong now, and more arriving each day, it is like looking for a needle in a haystack. And more arriving each day, it is like looking for a needle in a haystack.
Ancak, Hong Kong'da şu an Çin'den gelen bir milyon mülteci ve hergün daha çok ulaşanlarla, bu iş samanlıkta iğne aramaya benziyor.
We are putting in the haystack $ 1 25 in nickels, dimes and quarters.
Saman yığınının içine 125 dolar koyuyoruz 5, 10 ve 25 sentlik olarak.
Turned up in a burning haystack... on Mike Gessner's south pasture two hours ago.
2 saat önce, Mike Gessner'in samanlığında çıkan yangında yanmış.
Nick Grivett didn't find any body... on a burning haystack!
Nick Grivett, yanan bir samanlıkta, ceset falan bulamamış!
You know, Sam Leggett said somebody slept in his haystack last night.
Sam Leggett dün gece samanlığında birinin uyuduğunu söyledi.
- Be like looking for a needle in a haystack.
- Bu samanlıkta iğne aramak gibi olur.
Let's go find us a needle in a haystack.
Hadi samanlıkta iğne arayalım.
- Are we in connection with the haystack battery?
- Pagliaie'deki bataryayla bağlantıda mıyız? - Evet.
- A car just went into that haystack.
- Az önce samanların arasına bir araba girdi.
There are Germans in the haystack!
Samanlıkta iki Alman var!
Out of my way, you barking'haystack. Or I'll knock your blinking'block off!
Önümden çekil, seni havlayan saman yığını, yoksa kelleni uçururum!
Needle in a haystack.
Samanlıkta iğne aramak gibi.
From Morrilton in Arkansas... weighing 620 pounds, Haystack Calhoun.
Morrilton, Arkansas'tan... 280 kiloluk Balya Calhoun.
I'll have an eye on the haystack.
Gidip samanlığa bir göz atacağım.
Surround the haystack!
Samanlığın etrafını çevirin!
Finding a needle in a haystack would be child's play.
Bunun yanında samanlıkta iğne bulması çocuk oyunu kalır.
Can you tell how many people... are behind the haystack?
Bana söyleyebilirmisin? Samanlıkta kaç kişi var?
Someone sneaked into the stable. He poured gasoline over the poor creature, threw a burning match into the haystack, and ran out fast as hell.
Birisi ahıra sızıp zavallı hayvanın üzerine benzin dökmüş ve saman yığınına yaktığı kibriti atıp kaçmış.
Might as well look for a needle in a haystack.
Samanlıkta iğne aramak gibi.
In a haystack?
Samanlıkta?
I wouldn't put it in a haystack.
Onu samanlığa koymazdım.
Listen, that kid could find a needle in a haystack and sell it for a profit.
Dinle, o çocuk para için saman yığınında iğne bulur.
But it's a one-wheeled haystack.
Tek tekerlekli bir saman yığını. İşte orada.
Out in a haystack.
Otluğun içinde.
- Maybe it's not in a haystack?
- Belki bir otluğun içinde değildir.
Talk about a needle in a haystack...
Samanlıkta iğne aramak gibi.
We thought maybe a haystack was on fire.
Önce saman yığınların alev aldığını düşündük.
This is like searching a needle in a haystack.
Samanlıkta iğne aramak gibi!
Stick him in front of a haystack.
Otluk önünde olsun.
There has got to be a million, like a needle in a haystack.
Tıpkı samanlıkta bir iğne gibi, milyonlarca olmalı.
Needle in a haystack.
Samanlıkta iğne arıyoruz.
- Like looking for a needle in a haystack
- Samanlıkta iğne aramak gibi.
To find the needle in this haystack requires a dedicated and systematic search.
Samanlıktaki bu iğneyi bulmak için istekli ve sistematik bir tarama gerekir.
He dressed up as a woman, hid in a haystack, crawled on his belly under barbed wire, swam a couple of rivers and stowed away on a tramp steamer to get here.
Buraya gelebilmek için kadın kılığına girip bir saman balyasına saklanmış. Dikenli tellerin altından sürünmüş, birkaç nehri yüzerek geçmiş ve bir tramp gemiye kaçak binmiş.
It may be torn down, but I bet somewhere in that haystack, Fenton has planted his needle.
Galiba yıkılmış ama bahse girerim Fenton bombayı buralarda bir yere koymuştur.
It's like looking for a needle in a haystack.
Biliyorum, samanlıkta iğne aramak gibi.
I should've said proverbial needle in a haystack.
Düzeltme Data. Deyimlerde geçen bir samanlık iğnesi demeliydim.
- A needle in a haystack.
- Samanlıkta iğne.
Haystack!
Ot yığını!
Like looking for a needle in a haystack.
Samanlıkta iğne aramak gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]