English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He's a good man

He's a good man traduction Turc

1,187 traduction parallèle
He's a good man, but got a temper.
iyi adamdır, ama çabuk öfkelenir.
I got another vice officer needs work. He's a good man.
İşe ihtiyacı olan bir ahlak polisi daha var.
He's a good man, and he... I think he's a little nervous.
Sanırım biraz kaygıIı.
He's a good man.
O iyi bir insan.
He's a good man
O iyi bir adamdır.
He's a good man.
İyi biridir.
He's a good man.
Kocan iyi biri.
He's a wonderful man with such good breeding.
O görgüsüyle harika bir adam.
The vice-president's a good man, isn't he?
Başkan yardımcısı iyi biri, değil mi?
He's a very good man.
Çok iyi biri.
He's a good man.
O iyi bir adam.
He was a good man.
İyi bir adammış.
He's a good man.
İyi bir adam o.
He's a good man.
O iyi biri.
- He's a good man, our Bob.
Bob iyi bir adam. Evet.
Hey, Ellen, as long as he's a good man, keep him.
Hey, Ellen, iyi bir adam olduğu sürece onu elinde tut.
- He's a good man.
- İyi bir adam.
You have to admire a man who knows what he's good at.
Nede iyi olduğunu bilen bir adamı takdir etmen gerekir.
But you think he's a good man?
İyi birisi diyebilir misin peki?
He's a good man and a fine officer but it will be a controversial choice.
İyi biridir ve yetenekli bir subaydır ama bu seçim tartışmalara yol açacak. Sormak istediğim- -
'Phil is a real good man, he's a kind man.
Phil çok iyi ve nazik biri.
Look, I know that he's a friend of yours and no one can deny that he's done a lot of really good things but you're 10 times the man he is.
Bak, onun arkadaşlarından biri olduğunu biliyorum ve kimse onun çok iyi şeyler yaptığını inkar edemez ama sen onun olduğundan 10 kat daha erkeksin.
- He " s a good man. He prevented a war on Earth.
Eğer o olmasaydı, NEB'liler ve İttifakçılar, çok daha önce dünyada savaş başlatırlardı.
I don't know. I think he's in remarkably good shape for a man his age.
Bu yaşta gayet çekici bir çocuk.
He's a very good man, Ed.
İyi bir adam, Ed.
I know you think he's a good man.
İyi biri olduğunu düşündüğünü biliyorum.
He's a good man.
İyi bir adam.
- He's a good man.
- İyi biridir.
Now, Emma, he's a good man... however wrong this action might be.
Emma, davranışı yanlış da olsa o iyi bir adam.
He's a very good man.
- Beraber... elalem de görsün? - Anne, özür dilerim.
He's a very good, very confused man.
Babamın, Shelly ile nişanlanacağını duyunca, azıcık çıldırmıştım.
Well, he's a good man.
Evet. O, iyi bir adam.
Your mom said the policeman is a very good man and when your sister Masoumeh got sick he spent a lot of money for her treatment
Annen jandarmanın çok iyi bir adam olduğunu söyledi. Kız kardeşin Masume hastalandığında tedavisi için çok para harcamış.
He's a good-Iooking man.
Yakışıklı bir adam.
He's a good man.
İyi adamdır.
He's a good man, isn't he?
O iyi bir adam öyle değil mi?
He's a good man.
Onu severim.
BECAUSE HE'S A GOOD MAN,
Şimdi dışarı çıkacak ve basın tarafından hırpalanacak, ve neden biliyor musun?
I know that he's a good man, but this hate is making him an obsessed killer.
Onun iyi bir adam olduğunu biliyorum ama bu nefret onu takıntılı bir katil yapıyor.
He's a good man. He is.
- O iyi bir adam.
He's a good man.
O, iyi bir adam.
Well, if it's a good opinion you're lookin'for, he's the very man to oblige you.
Eğer övgüler bekliyorsan Ponsonby'den başkasına sormamalısın.
He's a good man, Henry.
O iyi bir adam, Henry.
But I think she's clinging on to the idea that he was a good man. Which he was.
Ama sanırım onun gerçekten iyi bir adam olduğu düşüncesine sıkı sıkıya yapışmış durumda.
He's a good man.
İyi bir insan.
He's a good man at heart.
O gerçekten iyi yürekli biri.
He's a good man, Jadzia.
O iyi bir adam, Jadzia.
He's a good man.
Sana inanıyorum.
Too bad, he's a good man.
Çok yazık, o iyi bir adam.
He's a good man and thorough.
Çok iyidir ve titizdir. Bu...
He's a good man and thorough.
O iyi bir adamdır, ve çok titizdir...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]