English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He's doing all right

He's doing all right traduction Turc

92 traduction parallèle
He's been doing all right, hasn't he?
O iyi gitmiyor mu?
I mean he's doing all right.
Johnny'nin keyfi yerinde demek.
- He's doing all right.
- Çok iyi biniyor.
All right, but what's he doing now?
Peki ama şimdi ne yapıyor?
He's doing all right, though.
Fena da değilmiş.
He's doing all right.
O ne yapacağını bilir.
He's only doing what's right for all of us.
Sadece bizim için doğru olanı yapıyor.
For a man who's out of shape, he seems to be doing all right.
Fiziken kötü durumda bir adam için oldukça iyi yarışıyor.
All right, what's he doing, sleeping?
Ne yapıyor bu adam? Uyuyor mu?
He's doing all right.
İyi görünüyor.
He's doing all right, Daddy.
İyi gidiyor baba.
He's doing all right.
Durumu iyi.
My God's doing all right by me. He sure is.
Benim tanrım bana karşı iyi.
He's doing all right by me, too.
- Hem de nasıl! - Bana da.
I wonder if he's doing all right?
İyi mi acaba?
- I think he's doing all right, actually.
- Bence iyi durumda, gerçekten.
He protecting his own, all right. That's all he doing.
- Kendini koruyor zaten tek yaptığı da bu zaten.
How's he doing? He's all right.
Durumu nasıl?
I want to know if he's doing all right, if he's okay.
İyi olup olmadığını bilmek istiyorum.
- He's doing all right.
- O da iyi.
I can't help thinking that while we're all out there scrambling around for an edge like we're never gonna die, this boy's looking right at it, and he's doing it almost alone.
Bizler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi keyifli bir hayat sürmeye çalışırken bu çocuğa doğru bir bakış açısı yakalaması için nasıl yardım edebilirim, zaten hemen hemen tek başına bunu beceriyor.
He's doing all right.
O iyi.
Your brother, he's doing all right, huh?
Ağabeyin iyi mi? - Çok başarılı.
All right, I see what he's doing.
Tamam, ne yaptığını anladım.
We owe it to Antenna to let them know you're all right... and to get them to send somebody to help you... who knows what he's doing.
Antenna'ya yerini bildirmemiz lazım senin iyi olduğunu bildirmeliyiz ve sana yardımcı olabilecek ne yapması gerektiğini bilen birini yollamalılar.
That's right, every time a man's being nice to you... all he's doing is offering dick.
Doğru. Size nazik davranan her erkek... aslında seks teklif ediyordur.
- He's doing all right.
- Gayet iyi.
- You know I haven't seen him for a while, and I know that you two hang out and I guess I just needed to know that he's doing all right.
Bir süredir onu görmüyorum. İkinizin birlikte takıldığını biliyorum. Sadece iyi olup olmadığını bilmek istedim.
He's a... - He's doing noble work. - All right.
Asil bir işi var.
LOOKS LIKE HE'S DOING ALL RIGHT TO ME.
O bana gayet iyi gibi geldi. Daha büyük ha?
I mean, I was sitting there listening to this guy spout on and on about how it's right, you're right, he's right. The whole time, I'm thinking, " What the hell have I been doing all this for?
Orada oturmuş, adamın bunun nasıl doğru olduğunu, senin, onun doğru olduğunu anlatmasını dinledim.
All right, pull him off whatever he's doing.
Pekala, işini gücünü bıraksın gelsin.
No, I think he's doing it for all the right reasons.
Bu seni ilgilendirmez.
All right, but you're doing that because I want you to, not because he wants you to.
Bunlar olabilecek şeyler, burada hoşluk yapmaya çalışıyoruz. Parti mağazasından bir şeyler alırım.
All right, he's the one doing all the models.
Tüm modellerin fotoğraflarını o çeker.
Julia thinks he's doing all right.
Julie onun iyi olduğunu söyledi.
All right, so you're saying by figuring out what he was doing, you can make a pretty good guess as to where he's doing it.
Diyorsun ki, daha önce yaptıklarını çözerek şu an onları nerede yaptığına dair iyi bir tahmin yürütebilirsin.
'Cause He's Doing You A Big Favor, All Right?
Çünkü sana büyük bir iyilik yapıyor. Tamam mı?
- he's doing all right.
- Gayet iyi.
He's doing all right.
Damien nasıl?
he's doing all right.
İyi olacak.
He's doing all right.
- Evet. O iyi mi?
He's doing 35 for an armored car, all right?
Zırhlı araç soygunundan otuz beş yıl yatacak.
- Fine, he's doing all right.
- İyi, durumu iyi.
You run outta cum and milk it doesn't matter just send it right through.. spray it all over his cat's face, whatever he was doing...
"Çeşme kurudu ama süt iş görür..." " Gönderin gitsin... Kedisinin yüzüne mi attıracak...
All right, where's he doing the deed?
Tamam bu ileri nerede yapıyormuş?
From where i'm sitting, it looks like he's doing all right so far.
Gördüğüm kadarıyla şu ana kadar işini iyi yapmış.
Kyle looks like he's doing all right.
Kyle sorun çıkaracak gibi görünmüyor.
- All right, I'll let you know what he's doing.
- Tamam, ne yaptığını sana bildiririm.
Yeah, he's doing all right. His vitals are good.
Evet başarmış, sağlık durumu gayet iyi.
He's doing all right.
İşleri gayet iyi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]