He's in love traduction Turc
1,553 traduction parallèle
He's in love with Meg.
O Meg'e aşık.
Therefore the lottery, that he devised in these three chests of gold and silver and lead, so that who chooses his meaning chooses you, will no doubt only be guessed, rightly, by someone who you shall rightly love.
O yüzden, altın, gümüş ve kurşundan yapılmış bu üç sandıktan birini seçen kişi aslında sizi seçmiş olacak. Eğer doğru tahminde bulunursa o zaman, eminim siz de onu seveceksiniz.
There are different conjugations in English. So it's complicated.
çekimleri vardır l love he she he he she it loves, komplikedir yani.
He's obviously in love with you
Sana aşık olduğu belli.
It's amazing what a man will do when he's in love.
Âşık olan bir erkeğin yapabilecekleri inanılır gibi değil.
We fell in love while working together... and he's asked me to marry him.
Birlikte çalışırken birbirimize aşık olduk... ve bana evlenme teklif etti.
Wow, he's in love!
Gerçekten de aşıkmış!
Solomon did not give up, he was so in love... that he sealed mines and offered the Key to Sheba
Süleyman bırakmamış. Çok aşıkmış. Hazineleri mühürlemiş... ve anahtarı Shiba'ya vermek istemiş.
Nothing But he says when he's with me that his heart pounds that he's in love
Ama benimleyken kalbinin sanki bana aşıkmış gibi küt küt attığını söyledi.
I'd love to see Hardenberg's face! when he comes home and finds his couch in the pool.
Eve gelip kanepesini havuzda bulduğunda Hardenberg'in yüzünü görmek isterdim!
He's the man I'm in love with.
O benim sevdiğim adam.
Mom says he chooses the wrong women to fall in love with.
Annem aşık olmak için yanlış kadınları seçtiğini söylüyor.
He's madly in love with you!
O sana delice aşık!
He's madly in love with you.
O sana delice aşık.
He's in love with you!
Bak halkın içinde söylüyor.
.. he's started this custom that if a boy is in love with a girl.. .. he confesses his love in front of everyone.
Eğer bir erkek bir kızdan hoşlanıyorsa..... herkesin önünde aşkını itiraf eder.
And he says, "Love, I'm trapped in the car and I've got firemen chopping me out of it."
Ve o "Aşkım arabada sıkıştım. Beni buradan parçalayarak çıkartan itfaiyeciler var." dedi. Ona inanmadı.
He's my boyfriend Kim I was so much in love
Erkek arkadaşım Kim'e... Çok fazla aşığım.
When he's madly in love with you and revolts against Angara and his family.
Sana deli gibi aşık olduğunda Anpara ve ailesine karşı gelecektir.
The love story of Bod and Jin makes Yod think he can forget Mui and make a clean start.
Pod ve Jin'in aşk hikâyesi Mui'yi unutup sıfırdan başlayabileceği inancını verdi Yod'a.
- He's going to fall in love today. Tony?
- Bugün aşık olacak.
He's hurt, he's still in love, so she sues.
Müvekkilim yaralı ve hala aşık. Bu yüzden kadın ondan davacı oluyor.
- He's in love with me, not Lindsay.
- O bana aşık. Lindsay'ye değil.
He's been in love with me since the ninth grade.
9. sınıftan beri bana aşık.
- He's in love.
- O aşık.
- He's in love with you.
- Sana aşık.
- He's in love with you.
Sana aşık!
How can you say he's not in love with you?
Özür dilerim ama sana aşık olmadığını nasıl söyleyebilirsin?
Well, either that or he's in love and delusional because he threw out a ballpark figure for what he's offering Jimmy and me for the restaurant it ain't chump change.
Ya gerçekten cömert ya da şu sıra âşık ve hayal dünyasında yaşıyor. Çünkü Jimmy ile bana restoran için yuvarlak bir rakam teklif etti. Hiç de cüzi bir rakam değil ayrıca.
How can you say he's not in love with you?
Çaldığına inanamıyorum! Okudun!
He thinks Oliver's in love with me or something.
Ona göre Oliver bana âşık. Ya da onun gibi bir şey.
Hey, ask him if he's in love with me, and if he says no, break up with him for me, okay?
Hey ona beni sevip sevmediğini sor. Hayır derse benim için ondan ayrıl.
Please, he's a Scott boy, just look at one and snap your... never mind, um... what's new in your musical world right now? Or in love.
Ya da âşık.
The man is crazy in love with me and now he's acting out, talking about how I said no man's ever been in me that deep.
Adam bana delice aşık "Hiçbir erkek bu kadar derinime girmedi." dememden söz ediyor.
Steve, he's crazy in love with me.
Steve, bana delice aşık.
He's still in love with me.
Bana hala aşık.
Take a good, long look at the innocent love in your son's eyes,'cause when he gets out of prison, it'll be gone forever.
Oğlunuzun masumluğuna son kez iyi bakın. Çünkü o kodesten bambaşka birisi olarak çıkacak.
- He's in love.
- Aşık.
He also claims he's not in love with me.
Bana aşık olmadığını da iddia ediyor.
The girl he's in love with?
Aşık olduğu kız mı?
I'm in love with a bartender... and he just remarried his wife, so that makes things awkward.
Barmene aşığım ve olayları garipleştirmek için karısıyla yeniden evlendi.
He's got a girlfriend on the outside, Marie-Cruz, with whom he's in love,
Dışarda sevdiği Marie-Cruz isminde bir kız arkadaşı var,
- Now he thinks he's in love.
- Ve şimdi aşık olduğunu sanıyor.
I think he's in love.
Bence o aşık.
... He met the love of his life on the day when the conflict in Slovenia and Croatia began His first day at work was the day when the war in Bosnia began He got married when NATO attacked Serbia...
Hayatının aşkıyla Slovenya ve Hırvatistan'ın mücadelesinin başladığı gün tanıştı. İşteki ilk gününde Bosna savaşı patlak verdi. NATO, Sırbistan'a saldırdığı gün evlendi.
- Look, he's in love.
- Baksana, adam aşık olmuş,
I feel like he's more in love with you than I am.
Senin J.P. Oliver için çaılıtğını söylediğimde sanırım sana benden daha çok aşık olduğunu hissettim.
He's in love with me, but I hate castles.
O bana aşık ama ben kalelerden nefret ederim.
He was so good at it, and I felt I was in love for the first time ever.
Bu konuda çok iyiydi ve her yapışında bana ilk seferki heyecanı yaşatırdı.
- I do believe he's in love!
- Galiba aşık oldun!
Turns out he's fallen in love with someone else.
Birisine sırılsıklam aşık olmuş.
he's in love with you 35
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's insane 97
he's in the hospital 85
he's in a meeting 50
he's in bad shape 31
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's insane 97
he's in the hospital 85
he's in a meeting 50
he's in bad shape 31