English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He's my cousin

He's my cousin traduction Turc

326 traduction parallèle
He's my cousin.
Seton kuzenim olur.
He's my cousin.
Kuzenimdir.
If I know my cousin Henry, he's probably still in church.
Eğer kuzenim Henry'yi tanıyorsam kendisi hala kilisededir.
Yes, yes. My wife's second cousin... was working up there the entire spring... on a swimming pond he was building.
Eşimin ikinci kuzeni Hector McAudram tüm bahar boyu onun yaptığı yüzme göletinde çalışıyordu.
He's my cousin.
Benim kuzenim o.
He's my cousin.
O benim kuzenim.
It's true that I never liked my cousin, only because he was not likeable.
Kuzenimi hiçbir zaman sevmedim. Çünkü sevilecek biri değildi.
He's my cousin.
Benim kuzenim.
He's my cousin.
Kuzenim olur.
He's my cousin. But still...
Kuzenimdir ama gene de...
He's my cousin, a gamekeeper, you know.
Kendisi kuzenim, av alanı bekçisidir.
- He's my wife's cousin.
- Karımın kuzenidir.
He's only a cousin. I tell you, I would do the same thing even if he was my own brother.
Ayrıca şunu söyleyeyim, öz kardeşim de olsa yine aynı şeyi yapardım.
I'm gonna check with my cousin Dominic, cos wherever he goes he's got one of those things stuck in his ear, and I don't see no tumour growing'under his brain.
Wayne.
Dad, you miss my cousin, he's finally here.
Baba, onu çok özlemiştik! sonunda geldi bak ama o...
He's my cousin.
Kuzenim o benim.
- No, he's my cousin.
- Hayır, o benim kuzenim.
I ought to know,'cause he's my second cousin.
Onunla benim kardeş torunu olduğumuzu bilmen gerekir.
He's my fourth cousin.
Dördüncü göbekten kuzenim.
We could say he's the child of my cousin in North Dakota and just now orphaned.
Onun Kuzey Dakota'daki kuzenimin çocuğu olduğunu söyleyebiliriz. Öksüz kaldı deriz.
He's my mother's cousin.
Bir profesör.
I said, "Hey, this kid's my cousin, he's my uncle's son."
Söyledim... "Hey, bu çocuk benim kuzenim. Amcamın oğlu!"
Pop, the Nose is my first cousin, but he's a total asshole.
Baba o benim kuzenim ama kendisi götün tekidir.
He's my cousin, and he's good.
Benim kuzenimdir ve iyi işçidir.
- He's my cousin.
- O benim kuzenim.
They have a son, William, my second cousin. He's in medical school.
Babamın yeğeni William tıp fakültesinde okuyor.
MY COUSIN'S HUSBAND, ROLLIE, HE'S GOT A JOB IN BILLINGS,
Kuzenimin kocası, Rollie, Billings'de bir iş buldu.
he's my cousin.
kuzenimdir.
That he went off with my cousin Paul and that Detective Collins went out of the hotel by himself.
Kuzenim Paul'le gitmiş ve Dedektif Collins otelden tek başına çıkmış. Bn.
But since he is my husband's cousin he told him that he had to help him.
Ama kocamın kuzeni olduğu için ona yardım etmesi gerektiğini söyledi.
- He'd better be, he's my cousin.
- Olmak zorunda çünkü kuzenim.
Listen, he's my cousin.
O benim kuzenim. Polistir.
Mr. Clark, he's my cousin.
Bay Clark, o benim kuzenim.
My first cousin, he's top shelf.
Bir kuzenim var birinci sınıf.
He's widower. He's got a 10 year old daughter who's my cousin.
Kendisi bir duldur. 10 yaşında bir de kızı var, ki o benim kuzenim olur.
- He's my cousin, Ignacio.
- Kuzenim Ignacio.
He's my cousin.
O benim yeğenim.
He's beaten my cousin all to hell.
Kuzenimi çok kötü dövdü.
He's my little cousin.
Küçük kuzenim.
He's my cousin... from Quebec.
Kuzenim... Quebec'den.
He's my cousin.
- Biliyorum, biliyorum.
He's not my cousin. He's a narc, undercover cop.
Kuzenim değildi, narkotiktendi, gizli polisti.
- He's my cousin.
O benim kuzenim.
He's dating my cousin.
Kuzenimle çıkıyor.
He's my cousin Rafi's friend.
Kuzenim Rafi'nin arkadaşı.
He can get that at home. I want what's medically best for my cousin.
Kuzenim için tıbben en iyi olanı istiyorum.
- He's my cousin.
- Kuzenim.
And last week, when he couldn't make it to my cousin's engagement party because you guys were collecting toys for the orphanage?
Ve geçen hafta, kuzenimin nişanına gelememesinin sebebi gerçekten yetimhane için oyuncak toplamanız mıydı?
This is my cousin's car, he had to leave it here'cause he went to that.
Aman Tanrım! Jesse, bu inanılmaz.
He's not my cousin.
Kuzenim falan değil.
Well, I'd love to stick around... but I have to go to the station to pick up my cousin. He's an idiot.
Şey, kalmayı çok isterdim ama... istasyona gidip kuzenimi almalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]