English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He's not picking up

He's not picking up traduction Turc

164 traduction parallèle
He's not even picking up his cell.
Telefonunu açmıyor.
No, he's not picking up.
Yok, açmıyor.
He's not picking up his cell phone.
Cebini de açmıyor.
AND THERE WAS NO ANSWER. WELL I GUESS HE'S NOT PICKING UP, OR MAYBE HE WENT OUT.
Açmıyordur ya da dışarı çıkmıştır.
HE'S NOT PICKING UP.
Açmıyor.
He's not picking up.
Açmıyor.
I called a bunch of times, he's not picking up the phone.
Küçük bir dalga onu kaçıramazmış. Telefonlarıma cevap vermiyor.
- He's not picking up.
- Açmıyor.
I tried to get a hold of him all day on his cell, And he's not picking up. This is becoming really hard.
Bu iş gittikçe zorlaşıyor.
I tried. He's not picking up his phone.
Aradım fakat telefonu açmıyor.
He's not picking up the extension. I know that.
Biliyorum ama şu an beklemelisiniz
Spotter says Owens is inside alone. I tried calling, but he's not picking up.
Spotter'ın dediğine göre Owens içeride tek başınaymış.
Nobody's answering the phone in Bryce's office, and he's still not picking up his cellphone.
Bryce'ın ofisindeki telefona kimse yanıt vermiyor... ve cep telefonuna da cevap vermedi.
No, he's not picking up.
Hayır, telefonunu açmıyor.
miss, he's not picking up.
Bayan, çalıyor ama cevap yok.
He's still not picking up.
Hala açmıyor.
He's not picking up the phone, he's not answering emails.
Telefonu açmıyor. Emaillerine cevap vermiyor.
He's not picking up.
Cevap vermiyor. - Kahretsin.
He's not picking up!
Toparlanmıyor!
I was supposed to meet my brother at his office and he's not here and he's not picking up his cell.
Ağabeyimle odasında buluşacaktık ama çıkmış. Cebini açmıyor.
He's not picking up.
Cevap vermiyor.
He's still not picking up.
Halen açmıyor.
My guess is he's not picking up.
Tahminime göre, açmıyor.
I called him three times, he's not picking up.
Üç kere aradım, telefonu açmıyor.
He's not picking up, returning my calls.
Telefonunu açmıyor. Çağrılarıma geri dönmüyor.
Look, if he's not picking up, something is wrong.
Bak, eğer cevap vermiyorsa, ters giden bir şeyler vardır.
He's not picking up his phone either.
Telefonunu da açmıyor.
He's not picking up.
- Kahretsin.
He's not picking up his phone.
Telefonunu açmıyor.
Well, he's not picking up, but at least we got ears.
Evet, telefona cevap vermiyor ama, en azından ses alabiliyorum.
No, and he's not picking up.
Hayır, telefonunu açmıyor.
Manager Ma can't find him anywhere He's not picking up his phone, either
Menajer Ma onu arıyor ama o gitmiş.
He's not picking up his phone.
Telefonun açmıyor.
I called his cell, but he's not picking up.
Cebini aradım ama açmıyor.
He's not picking me up.
Beni evden almayacak.
He's deliberately not picking up the phone.
Kasten telefonlara cevap vermiyor.
He's not picking up
Telefonunu açmıyor.
He's really not picking up
Gerçekten telefonunu açmıyor.
Nick... and he's not picking up the car till tomorrow.
Nick'le konuştum. Arabayı yarın gelip alacak.
He's not picking up.
Telefonunu açmıyor.
I'm already trying him, he's not picking up.
Arıyorum. Açmıyor.
He's not picking up.
Telefona cevap vermiyor.
He's not picking up.
İlerlemiyor.
It's so tragic, at least I know he's not out picking up girls in it.
En azından Simon'ın kız atmadığını biliyorum.
He's not even picking up his cell.
Delireceğim!
He's not even picking up for emergencies?
Acil durumlarda bile telefonumu açmıyor.
He's not picking up!
Telefonu açmıyor!
He's still not picking up his phone.
Hâlâ telefonunu açmıyor.
- Tried his cell he's not picking up.
- Cebini aradım ama açmıyor.
He's out all evening on personal business and he's not picking up his cell phone.
Bütün akşam özel işi nedeniyle dışarıdaydı ve cep telefonunu da açmıyor.
I tried, but he's not picking up.
Aradım ama telefonunu açmıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]