He knew what he was doing traduction Turc
296 traduction parallèle
That pimp of yours beats you... and he knew what he was doing.
Pezevengin seni dövüp duruyor ve ne yaptığını da gayet iyi biliyordu.
He knew what he was doing. And I know what lm going to do.
Ne yaptığını çok iyi biliyordu ve ben de ne yapacağımı biliyorum.
He knew what he was doing.
O ne yaptigini biliyordu.
He knew what he was doing.
Ne yaptığını biliyormuş.
He knew what he was doing when he turned them over to us.
Onları bize verirken bir bildiği varmış.
Same goes for her too. He knew what he was doing.
onun içinde aynısı gecerli o ne yaptığını biliyordu
He knew what he was doing.
Ne yaptığını biliyordu.
He cut the cards. He knew what he was doing.
Ne yaptığını biliyordu.
As for Marshal Pétain, he knew what he was doing in Vichy.
Mareşal Pétain'e göre o, Vichy'de olup biteni biliyordu.
Sure, Dragon knows what he's doing, just like he knew what he was doing when he worked for the Nazis during World War II.
Elbette Dragon ne yaptığını biliyor, Naziler için çalışırken de biliyordu. - Ne?
He knew what he was doing, that's for sure.
Ne yaptığını biliyordu, bu kesin.
We asked him ifhe knew what he was doing, ifhe understood.
Ona, haklarını kullanmamasının manasını anlayıp anlamadığını sorduk.
- He knew what he was doing.
- Ne yaptığını biliyordu.
He knew what he was doing!
Bilerek yapmış!
He knew what he was doing.
Ne yaptığını çok iyi biliyordu.
- But he knew what he was doing.
- Ama ne yaptığını biliyordu.
Kitchen knife was convenient, but he knew what he was doing... and with real sangfroid, judging by his tidy cleanup.
Mutfak bıçağı uygundu, ama ne yaptığını iyi biliyordu, ve gerçek bir soğukkanlılıkla, üstünü başını temizledi.
He knew what he was doing.
Ne yaptığının farkındaydı.
And I no longer knew what I was doing Since he had no money and he wasn't nice And his collar wasn't white as snow
Hiç parası yoktu ki, bilmiyordu da nezaketi ve gömleğinin yakası, kar beyazı değildi bilmiyordu bayana nasıl davranacağını.
So you told your boss that Mr. Hastings knew what he was doing?
Yani patronunuza, bay Hastings'in yaptıklarını bildiğini mi söylediniz?
He didn't know what he was doing, any more than he knew what he was saying.
Ne yaptığını veya ne söylediğini bilmiyordu.
I know he knew just what he was doing and how much joy she would bring to the world.
Tanrı'nın ne yaptığını biIdiğinden eminim... ... ve dünyaya onun ne kadar neşe saçacağını biIdiğinden.
Gilmore thought, while Jim was taking a thorough shellacking, he still knew where he was and what he was doing.
Gilmore, Jim'in ağır bir yenilgi aldığını düşündüğü sırada bile... Jim nerede olduğunun ve ne yaptığının çok iyi farkındaydı.
Servoz knew what he was doing going up the other side.
Servoz bu yamacın daha güvenli olduğunu biliyordu.
I guess God knew what he was doing when he made man's best friend dumb.
Sanırım, Tanrı insanın en iyi arkadaşını dilsiz yarattığında ne yaptığını biliyordu.
Is there in your mind the slightest shadow of a doubt that Anthony Aposto knew what he was doing when he stabbed Roberto Escalante?
Anthony Aposto'nun Roberto Escalante'yi bıçaklarken ne yaptığını bildiğine dair kafanızda en ufak bir şüphe var mı?
He knew exactly what he was doing.
O, ne yaptığını çok iyi biliyordu.
Hengstrom and I were talking on the boat about what I was doing with Gamma Five, and he knew the project was canceled.
Hengstrom'la gemide Gamma Beş'te yaptıklarımdan bahsediyorduk. Ve o da projenin iptal olduğunu biliyordu.
He certainly knew what he was doing.
Ne yaptığından emin biriymiş.
Hans Meyer... he really knew what he was doing...
Hans Meyer. O gerçekten ne yaptığını biliyordu.
Tom Turner knew what he was doing.
Tom Turner ne yaptigini biliyordu.
I knew what he was doing with his other hand.
Öbür eliyle ne yaptığını biliyordum.
I only wish I knew what he was doing.
Bir de ben ne yaptığını bilseydim.
Norl knew what he was doing.
Norl ne yaptığını biliyordu.
Arkady, whoever cut off their faces knew what he was doing. He was an expert.
Arkady, yüzlerini kim çıkarttıysa işinde uzmanmış.
Nobody knew what he was doing.
Hiç kimse onun ne yapty? yny bilmiyordu.
Skeletor knew what he was doing.
İskeletor ne yaptığını biliyordu.
Do you think God knew what He was doing when He created woman?
Sizce Tanrı, kadını yaratırken ne yaptığının farkında mıydı?
See, Weitzman knew what he was doing.
Hayır, bu bir mucize değil.
Weitzman knew what he was doing. Albert just told me where to get off.
Gördünüz mü, Weitzman ne yaptığını biliyormuş, Weitzman ne yaptığını biliyormuş.
He's a stupid animal but Mom knew what she was doing.
Ama annem, o ne yaptığını biliyordu.
No, I never knew what Spock was doing. As a boy, he would disappear into the mountains.
Hayır, Spock'un ne yaptığını hiç bilmedim ki ben gençken, dağlarda kaybolurdu.
I never knew what he was doing there.
Orada ne yaptığını hiç öğrenemedim.
Well, he knew perfectly well what he was doing. Once again, he had made it in his own image.
Ne yaptığını çok iyi biliyordu ve yine kendi görüntüsünde yapmıştı.
He knew exactly what he was doing.
Neyin peşinde olduğunun sen de farkındaydın.
The guy who pulled this off knew what he was doing.
Bunu yapan, ne yaptığını biliyordu.
Carl Lee Hailey knew what he was doing.
Carl Lee Hailey ne yaptığını biliyordu.
Dr. James Naismith knew what he was doing.
Doktor James Naismith işinin ehlidir.
Mr. Park knew what he was doing when he asked for the next room
Bay Park yan odayı sorduğunda, adamın ne yaptığını biliyordu.
I just wish I knew what he was doing to these children.
Çocuklara neler yaptığını öğrenebilmek isterdim.
I'm going to assume the killer knew what he was doing, and that "c" wasn't one of his initials.
Katilin ne yaptığını bildiğini farz edeceğim ve "C" onun isminin baş harflerinden biri değil.