He loves you so much traduction Turc
78 traduction parallèle
Sometimes he thinks you're wrong... and because he loves you so much, he tends to lose his temper.
Bazen senin haksız olduğunu düşünüyor... ve seni çok fazla sevmesi kendine hakimiyetini kaybetmesine sebep oluyor.
He loves you so much.
Seni çok seviyor.
He loves you so much.
Sizi o kadar seviyor ki.
He loves you so much, and he absolutely dotes on the kids.
Seni çok seviyor ve çocuklara da çok düşkün.
He loves you so much it's eating him up inside.
Seni öyle seviyorki, bunun için içini kemiriyor..
God, he loves you so much!
Tanrım, o seni çok seviyor!
He loves you so much
Seni çok seviyor olmalı.
I guess it's'cause he loves you so much, he's jealous and worries.
Bence seni çok sevdiği için kıskanıyor ve endişeleniyor.
Sometimes I think... if he loves you so much now, how much he'll love you later! Mad!
Bazen düşünüyorum da şu anda seni çok seviyorsa, ileride ne kadar sever!
He wanted you with him because he loves you so much.
çünkü seni çok seviyor.
Just, he.... He loves you so much, and I am so happy for you.
Sadece seni çok seviyor.
He loves you so much, he's like an Italian mamma!
Seni çok seviyor, he's like an ltalian mamma!
IN FACT HE LOVES YOU SO MUCH, HE BELIEVES YOU'RE CLEAN.
Hatta o kadar seviyor ki senin kullanmadığına inanıyor.
Honey, he loves you so much, he didn't mean to mess...
Tatlım seni çok seviyor, böyle olsun istemezdi...
Listen. Your father... is hard on you because he loves you so much.
Bak, babanın biraz sert olduğunu biliyorum, ama seni sevdiği için.
He works so hard because he loves you so much.
Çok çalışıyor çünkü sizi çok seviyor.
If he loves you so much, why did he send you just one letter in all these years?
Eğer seni o kadar seviyorsa, neden sadece bir mektup yazmış?
He loves you so much... he told me so that night in the cemetery.
O seni çok seviyor. Mezarlıktaki o gece bana böyle söyledi.
He loves you so much
Seni öyle çok seviyor ki
Well, if he loves you so much, why'd he call off the wedding?
Seni bu kadar seviyorsa düğünü niye erteledi?
In fact, he loves you so much.
Ayrıca, seni çok seviyor.
You know... I hope you can patch things up with him,'cause he loves you so much.
Biliyor musun umarım onunla olan sorunlarını çözebilirsin, çünkü o seni çok seviyor.
Jenny, he's your father, And he loves you so much.
Jenny, o senin baban, ve seni çok seviyor.
You know he loves you so much.
Baban seni çok seviyor.
He loves you so much.
Kardeşin seni çok seviyor.
You know, he loves you so much. You just mean so, so, much to him.
Seni çok seviyor.. onun için çok önemlisin
He loves you so much...
Seni o kadar seviyor ki.
He feels so bad because he loves you so much.
Seni çok sevdiği için kendini çok kötü hissediyor.
He loves you so much and you love him even more.
Seni çok seviyor, senin onu sevdiğinden bile çok.
Oh, sweetheart, he loves you so much.
- Seni çok seviyor tatlım.
He loves you so much, he's blind to the glaring imperfections that the rest of us see, oh, so clearly.
Seni o kadar seviyor ki, herkesin açıkça görebildiği kusurlarını göremiyor.
Casey, he loves you so much.
Casey, o seni çok seviyor.
Why he loves you so much.
Bu yüzden seni çok seviyor.
He loves you so much.
Sizi çok seviyor.
But, hey, I do know this. He loves you so much.
Bildiğim bir şey varsa o da seni çok sevdiği.
You know how many times he tells me about Brooklyn, about this house and about his aunts he loves so much?
Biliyor musunuz... bana durmadan anlatırdı... Brooklyn'i, bu evi ve halalarını... çok sevdiği halalarını.
He, uh... he loves you so very much.
Seni çok seviyor.
He loves you guys so much. Do you know that?
Sizi çok seviyor.
You know, you have other virtues... and Dan loves you so much, he won't even notice.
Senin de başka meziyetlerin var. Dan seni o kadar seviyor ki eksiklerini fark etmez.
Tom Bailey just loves your work, and he's willing to give you as much time as you need, so...
Tom Bailey çalışmandan çok memnun. Sana istediğin kadar zaman verecek.
You know, he just.... He loves you and this family and this house so much that sometimes I wonder if it doesn't hold him back from moving forward with his life.
Sizi, ailenizi ve bu evi o kadar çok seviyor ki, bazen bunun hayatına devam etmesine engel olup olmadığını merak ediyorum.
Red loves me Honey, you gave him a heart attack Maybe he just loves Fez so much...
Red beni sever tatlım, ona bir kalp krizi geçirttin belki de fezi bu kadar çok sevmek.. onun kalbini patlattı
Donna... this guy has so much passion for you that he flew all the way across the country to say he loves you and that he's not going back to New York without you.
Donna... Bu adamın sana çok büyük bir tutkusu var Öyle ki sırf sana seni sevdiğini söyleyebilmek için onca yolu uçup geldi
He loves you guys so much.
- İkinizi de çok seviyor.
Coach Taylor loves you so much that you will always be QB One, as long as he's here.
Koç Taylor seni o kadar çok seviyor ki sen hep onun bir numaralı tercihi olacaksın, burada kaldığı sürece.
So you have to know how much Lucas loves you if he wanted you to have it.
Eğer Lucas onu sana vermek istediyse, seni ne kadar çok sevdiğini bilmelisin.
You know he loves money so very much it's quite a scandal, really.
Biliyorsun o parayı çok fazla seviyor. Bu su katılmamış bir iftira, gerçekten.
I know what it's like to bounce around from parent to parent and he's pretty much lost one of his every year of his life, so... He loves you, trusts you.
Ebeveynden ebeveyne atılmanın ne demek olduğunu biliyorum ve bu yüzden hayatından bir sene kaybetti ama o seni seviyor ve sana güveniyor.
He's - - he's willing to sacrifice everything... because he loves you and the children so much.
Her şeyi... Her şeyi feda etmeye hazır çünkü seni ve çocukları seviyor. Hem de çok.
You are lying.You love jamie so much, and he loves you back.
Yalan söylüyorsun. Jamie'yi çok seviyorsun ve o da seni seviyor.
And most of all, he really loves you and cares about you so much.
Üstelik seni her şeyden çok seviyor Ha Ni. Seni önemsiyor.