English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He won't get far

He won't get far traduction Turc

83 traduction parallèle
He won't get far.
Fazla uzağa gidemez.
Well, he won't get very far, that's for sure.
Fazla uzağa gidemez, kesinlikle.
He won't get far.
O Çok uzakta olamaz.
He won't get far.
Fazla uzağa kaçamaz.
He won't get in there far enough to open his mouth.
Ağzını açmak için fazla uzağa gidemez.
He won't get far.
- Fazla uzağa gidemez.
- Not yet, but he won't get far.
- Henüz değil, ama uzağa gidemez.
He won't get far!
Yakınlarda olmalı!
But he won't get far, even though he has the gold.
Ama fazla uzağa kaçamaz, altın onda olsa bile.
- Right, he won't get far.
- Doğru, uzağa gidemez.
- He won't get far, I'm here.
- Kendisi gelecek ama merak etmeyin. - Ben burada olacağım.
He's wounded, he won't get that far.
Yaralandı, daha fazla gidemez.
He won't get far.
Uzağa gidemeyecek.
He won't get far.
Fazla uzakta olamaz.
- Hey - At this rate, he won't get far.
- Vergi toplayamazsak bir yere varamayacağız, Şerif.
He won't get far.
Fazla uzaklaşamaz.
Don't worry, he won't get far.
Merak etme, fazla uzağa gidemiyecek.
He won't get far on hot air and fantasy.
Sıcak hava ve fantezi ile çok uzağa gidemez.
He won't get far, miss.
Çok uzağa gidemez, hanımefendi.
He won't get far.
- Sakin ol. Fazla uzaklaşamaz.
- He won't get far on that.
- Onunla çok uzağa gidemez.
He won't get far.
Uzatacağını sanmıyorum.
Don't worry, sir. He won't get far.
Endişelenmeyin, uzağa gidemeyecek.
He won't get far.
Uzaklaşamaz.
He won't get far.
Uzaklaşamayacak.
He won't get far in that boat he stole.
ÇaIdığı kayıkIa uzağa gidemez.
He won't get very far.
Uzağa gidemez.
He won't get far without this.
Bu olmadan fazla uzağa gidemez.
He won't get far.
Çok uzağa gidemez.
He won't get far without a car.
Araba olmadan uzağa gidemez.
- Don't worry. He won't get far.
- Korkma, uzağa kaçamaz.
And if Alan Shore suggests that you won't get hurt far worse than your company... he's lying.
Alan Shore, şirketten başka kimseye zarar vermeyeceğini söylüyorsa yalan söylüyor.
Well, he won't get far.
Fazla uzağa gidemez.
Yeah. He won't get far.
Çok uzağa gidemez.
He won't get far that way.
O kadar ileri gidemez.
He won't get far.
Miguel çok ileri gidemez.
Eh, he won't get far.
Fazla uzaklaşamaz.
- He won't get far.
- Uzağa gidemez.
Hopefully, he won't get too far with her.
Umarım çok fazla yakınlaşmazlar.
He won't get very far before he runs out of gas.
Benzini bitene kadar fazla uzağa gidemez.
He won't get far.
Uzağa gitmiş olamaz.
If he's on a lamb, he won't get far.
Bir kuzunun üzerinde fazla uzağa gidemez.
Besides, my precious, he won't get far.
Üssstelik, kıymetlimiss daha usaklara gidemess.
He won't get very far.
Fazla gidemeyecek gibi görünüyor.
He won't get far.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
He'll leave an easy trail. He won't get far.
Ardında çok iz bırakacaktır.
He won't get far.
- Fazla uzaklaşamaz.
Why won't he get far?
- Neden uzağa gitmeyecek?
But if we can get Kruger tomorrow, maybe he won't get that far.
Ama yarın Kruger'ı yakalarsak belki de ipin ucu bu kadar uzamaz.
He won't get far.
- Çok uzaklaşamaz.
He won't get far.
Uzaklaşmış olamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]