English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Headlight

Headlight traduction Turc

176 traduction parallèle
Every time we get a colt, I look for him to be foaled with a whale-oil headlight.
Ne zaman bir tay alsak, balina yağı fenerle yavruladı mı diye bakıyorum.
- That's all. I know I told Jack I didn't put everything in the headlight company but I did.
Araba farı şirketine para yatırmadığımı söylemiştim sana ama yatırdım.
It seems she put everything in the headlight company.
Görünüşe göre her şeyini far şirketine yatırmış.
I got her in that headlight business.
Onu şu far işine, Jack ile birlikte ben soktum.
I could see your headlight from afar. You want to bring down a shelling?
Farların yerleri öyle aydınlatıyor ki, yakında buraya bomba yağacak!
Funny. Every headlight is a Police car. I'm sure it's a Cop.
Tuhaf, her ışığı polis arabası sanıyorum her gölgeyi de bir polis.
It wasn't going very fast and headlight had picked me up anyway.
Çok hızlı gitmiyordu ve beni trene aldılar.
Believe me or not, but that headlight is broken.
Güzel, değil mi? İnanır mısınız bilmem ama, o far, daha bu sabah garajdan çıkarken kırıldı. - Evet.
Headlight Dipped
Işıklar uzunlar kısalar...
The fuss was someone hitting a guy who'd broken his headlight.
Farını kıran adamın birini dövüyordu ötekisi.
Granted his right headlight would point directly into the trunk of my car, not throw off any useful light.
Sağ farının arabamın tam kaportasına yönelik olduğunu, yararlı hiçbir ışık göndermediğini kabul edelim.
But the left headlight would have a clear path to illuminate the spot where Harry Stone was killed.
Fakat sol far Harry Stone'un öldürüldüğü yeri aydınlatacak uygun bir konumda olsun.
- I don't have a busted headlight.
- Benim kırık farlarım yok ki.
- Don't have a busted headlight?
- Kırık farın yok mu?
Broken headlight.
Kırık ön far.
From headlight to tailpipe His burners are blazin
Farından egsozuna kadar Çarpıcı yakıcıları var
Against the law to drive with one headlight.
Tek farla seyahat etmek yasalara aykırı.
If I was you, I'd get another headlight before dark.
Yerinizde olsam, karanlık basmadan bir far alırdım.
I turned off my headlight and I pulled over... and I just sat there, and I looked and I listened.
Farlarımı söndürdüm ve kenara çektim, ve öylece oturdum, baktım ve dinledim.
It's a new headlight.
Yeni bir far.
Headlight glasses?
Kafa Farları?
Where's those headlight glasses?
Şu kafa farları nerede?
We can use the headlight as a parabolic mirror.
Farları parabolik ayna olarak kullanabiliriz.
I looked and I see that it has broken a headlight...
Dışarı baktığımda arabanın farının kırılmış olduğunu gördüm.
Your headlight's out. I know it.
Tanımıyorum.
Look, there's even a working headlight.
Baksana, lambası bile yanıyor.
It takes a good American bumper sticker to hold in a headlight, eh, Joe?
Bir farı ancak güzel bir Amerikan çıkartması tutturur. Değil mi Joe?
Anyway, the next thing I know, she busted out the headlight on my car.
Her neyse, baktığımda kadının farlarımdan birini kırdığını farkettim.
- We are someplace. We aren't in the city. - You're already out two chickens a headlight and paint for the boat.
- biz şehirde değilizki - bak zaten iki tavuğa mal oldu bot için far ve boya alınacak ne kadar eder, 130 dolar?
I fixed that inner tube, and I fixed that headlight.
İçerideki tüpü ve farı tamir ettim.
A Peugeot headlight.
- Bir Peugeot farı.
Your eyes are like the headlight of a taxi-cab.
Gözleriniz taksimin farlarına benziyor.
You broke my headlight and this poor fellow's eggs too
Üzgünüm Benim farımı ve bu yoksul arkadaşımın yumurtalarını kırdın
I mean your headlight
Farların dedim
Surely you've had that moment of indecision when some little live creature shows up in your headlight, but you drive over anyway and forget about it.
Küçük bir canlı farların önünde belirdiğinde... kararsız kalıp, yine de yola devam etmiş sonra da bunu unutmuşsundur.
Looks like I lost the headlight, though.
Ama biz az önce ışıkmızı kaybettik.
Would you mind turning off your headlight.
Işıklarınızı söndürürmüsünüz.
Replaced the headlight, popped out the fender.
Farlar değişti, Çamurluk düzeltildi.
No, I'm fine, and he just had headlight damage and grill.
İyiyim. Onda da sadece far ve tampon hasarı var.
By the way you got a headlight out.
Unutmadan söyleyeyim, farın da çalışmıyor.
- Four blocks away with a burned-out clutch and a busted headlight.
Debriyaj pedalı yamulmuş, farı kırık halle dört sokak ötede bulundu.
Stop it! The headlights! The headlight!
Durdur şunu, Farları kırın Farlar!
... the car headlight becomes a streak of light.
Objektif perdesi açıksa... ... araba farı ısık
Grillo headlight-froze.
Grillo donakalmış.
It's a motorcycle headlight.
Motorsiklet ışığı olabilir.
Long story short, I spent the night in the hospital trying to pull his headlight out of my knuckle.
Kısacası, o gece hastanede farını parmaklarımdan topladılar.
This gives them a sniper scope - a headlight invisible to their targets.
Bu onlara nisancilik firsati verir - Hedefleri tarafindan görülen bir isik.
Looks like a headlight cover, maybe.
Far muhafazasından olabilir.
Now, knowing that the headlight came from I was able to compare the infrared spectra with the paint spectra supplied by the
Farın Mercedes'e ait olduğunu bilerek mor ötesi tayfları, üreticinin boya tayflarıyla karşılaştırdım.
- [Conductor] Headlight flashers!
Dikkat et!
This gives them a sniper scope, a headlight invisible to their targets.
Bu onlara nişancılık fırsatı verir -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]