English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Heard it

Heard it traduction Turc

13,165 traduction parallèle
I heard it. And it's bringing back some very bad memories.
Duydum ve bu bazı kötü anıları aklıma getirdi.
I heard it's'cause this squad's so bad he was afraid you'd get him killed when the 5th Wave hits.
O grup zayıf ve çok korkakmış. 5. Dalga'da neredeyse öleceklermiş.
And I heard it. I was right there.
Oradan bir ses geldi.
- Billy, I heard it.
- Billy, duydum dedim.
I heard it.
Duydum.
You heard it yourself.
Kendi kulaklarına duydun.
Now you heard it. What do you make of it?
Şimdi duyduğuna göre, bundan ne anlam çıkarıyorsun?
You heard it here, folks!
Sizde duydunuz!
But, the bells are already been rung, and they've heard it.
Ama çanlar çoktan çaldı ve onlar da duydular.
But I believe I have heard it spoken of.
- İlgisi yok. Bunun konuşulduğunu duyduğumdan eminim.
I think it's great when you do it, I love that... but I think I've heard it all before.
Bunu yapmak çok güzel, çok hoşuma gidecek. Bunu ilk ben duyurmalıydım.
I knew it as soon as I heard it was you on the call.
Telefonda senin olduğunu duyar duymaz anlamıştım.
I heard it, too.
- Ben de duydum.
Science, you may have heard it called.
Adını duymuşsunuzdur.
"Sometimes I am surprised by how my oice sounds because I have not heard it in days."
Bazen kendi sesim çok garibime gidiyor. Uzun süre duymayınca...
Arrest anyone claiming the Nazarene lives, and find out where they heard it.
Yaşadığını iddia edenleri tutuklayıp nereden duyduklarını öğrenin.
I heard it on the street.
Sokakta duydum.
I heard it too.
Ben de duydum.
I take it you've heard the name Abraham Brant.
Abraham Brant ismini duyduğunu tahmin ediyorum.
I've heard you talk about it.
Bunun hakkında konuştuğunuzu duydum.
It's not the best I've heard, but still pretty good.
Duyduğum en iyi şey değil, yine de oldukça iyi.
I've heard of it.
- Adını duydun mu?
I heard whispers that it's kept there.
Orada tutulduğuna dair dedikodular duymuştum.
Mr. Stackhouse says he'd never heard about it. But guess what?
Bay Stackhouse bunu hiç duymadığını söyledi.
Okay! I heard you, Bellwether, just take care of it!
Duydum seni Kösemen, sen hallediver işte!
It wants to be heard.
Duyulmak istiyor.
I set my camera up in the girls'room and then I went downstairs with the remote control and fire it off whenever I heard any commotion.
Kızların odasına kamera kurduk, aşağı inip uzaktan kumandayla gürültü bekledik.
Never heard anything like it.
Daha önce böylesini hiç dinlemedim.
No wait, I heard about these underground fights over here, but, uh, what's in it for us?
Dur bir dakika, orada bu tarz gizli dövüşlerin olduğunu duymuştum, ama, uh, bizim payımıza ne düşüyor?
- Yes, yes, Tesla. All of it. How come I never heard of him before Tuesday?
evet, evet Tesla hepsi nasıl oldu da ben salı gününden önce onu hiç duymadım bilim politikası.
You know, the coyote that I saw... I heard, was... I think it came from that side of the yard.
Aslında gördüğüm, yani duyduğum o çakal sanırım hurdalığın şu tarafından gelmişti.
303, 304... It's five minutes now, and we have not seen or heard anything from Lionel Shrike yet.
303, 304... 5 dakika oldu ve henüz Lionel Shrike'dan ses seda çıkmadı.
You know, I've heard that if you're nervous, it can be really helpful to picture each other naked.
Duyduğuma göre ; gerildiğinde sahne arkadaşını çıplak düşünmenin yararı olurmuş.
Must confess, it's like what I heard about meeting the Rolling Stones.
İtiraf edeyim ; Rolling Stones elemanlarıyla tanışmış gibi oldum.
Now, you've never heard that track before because it's never been released.
Bu şarkıyı daha önce duymadınız çünkü henüz yayımlanmadı.
From what I heard... It's all Daanish's fault.
Bildiğim kadarıyla... tüm hata Daanish'in.
I heard you have a way of finding it.
Bunun için bir yolun olduğunu duydum.
- Prevara, I've never heard of it.
Prevara, hiç duymadım.
I said I'm doing this project, on childhood obesity and I heard that he spoke out at this during the bill couple of years ago and I'd like to get his perspective on it.
Bana bakışlarından hissedebiliyorum. Sen Tanrı'ya hiç yakın değilsin. Ben tamamen seninleyim.
Yeah, well, everybody heard about it, but a powerful man such as yourself must actually know something.
- Duymayan kalmadı zaten ama sizin gibi kudretli biri daha çok şeyler biliyor olmalı.
I heard them talking about it.
Bunun hakkında konuştuğunu duydum.
- I heard you, damn it!
- Seni duydum, kahrolası!
She hasn't heard back. They think it's a joke.
Henüz bir yanıt alamamış, bunu bir şaka sanıyorlar.
- I heard you say it!
- Söylediğini duydum!
- I just heard you say it!
- Odana git!
I've heard about it.
- Duydum sadece bir zamanlar.
It's behind the other two rings, and I can barely see it, but I heard something latch, did you hear it?
Diğer iki tane tırnağın arkasında, bir şeyler duydum sanırım. Sen de duyabildin mi?
I've never heard of it
Hiç duymamıştım.
I heard you say it.
Ben duydum dediğini.
When I heard, i couldn't believe it.
Duyduğuma göre inanamadım.
But I've heard girls go crazy for it.
Kadınların bunu çok sevdiklerini duymuştum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]