Here's a thought traduction Turc
423 traduction parallèle
Here's a new one. I just thought maybe if you weren't asleep yet, you'd better have it.
Henüz uyumamışsan bunu sana vermenin daha iyi olacağını düşündüm.
There it is. And here's a thought that might help you.
Bir de, belki yardımcı olacak bir fikir vereyim size.
Still, you must admit it's a very isolated location, and I've often thought of you out here alone without the protection of a man, the right man, could offer you.
Yine de buranın çok ıssız bir yer olduğunu kabul etmelisiniz. Çoğu kez sizin burada, doğru erkeğin sunabileceği korumadan yoksun halde tek başınıza kalmanız aklıma takılıyor.
Washington probably thought you needed a woman's touch around here. - Research project, isn't it?
Sanırım Washington buraya bir kadın eli değmesi gerektiğini düşündü.
Here's a thought : after the exterminators left, you met up with Elliot.
Bakın ne düşünüyorum : böcek imha ekibi gittikten sonra, Elliot'la karşılaştın.
To think that I'm here on holiday, and if a storm breaks and falls down on her and hurts her, just the thought makes me go cold and I remain affectionately yours, Massinelli. "
"Burada tatilde olduğumu düşünmek ve bir fırtına kopsa ve onun üstüne düşse ve onu incitse sırf bunun düşüncesi beni dondurup sevgiyle senin olarak kalmama yetiyor. Massinelli."
I heard you had a lot of pretty young girls here, so I thought I'd have myself a good time.
Duydum ki burada baya güzel kızlarınız varmış..... bu yüzden iyi vakit geçirebileceğimi düşündüm.
I even thought of sending a telegram, so I'd be able to deliver it here.
Sana telgraf yollamayı bile düşündüm. Sırf buraya getireyim diye.
Emily, I know you never thought I was any kind of a wife to Robert, but please, let's not argue here.
Emily, beni hiçbir zaman Robert'ın eşi olarak görmediğini biliyorum fakat lütfen, burada tartışmayalım.
In the meantime, I thought I'd make myself useful around here by going up with the guys and describing a jump from our viewpoint.
Bu arada, ben de buradaki beylere bir atlayışı bizim açımızdan anlatarak yararlı olurum diye düşündüm.
I thought I'd be here by eight p.m. I didn't know I'd fly to Boston, then take a cattle car to New York, and then have to walk in a hurricane!
Sekizde burada olurum sandım, ne Boston'a uçacağımı bilmiyordum, ne de sığır vagonuyla New York'a gelip, kasırgada yaya kalacağımı!
Gentlemen, it appears there's been a slight misunderstanding here... and Ike thought we should fix it.
Beyler, burada küçük bir yanlış anlama var sanırım bence bunu en kısa sürede halletmemiz gerekir.
The second thing is... I've heard about a conversation here late at night. luckily it's thought Anne was there.
İkincisi ise : Gece geç vakit bir konuşmaya kulak misafiri oldum Anne da oradaydı ama kendisi orada olmadığını iddia ediyor.
Look, I got a thought, there's a young couple here from the East on an exchange program.
Bir değişim programı için burada genç bir çift var.
She's wearing a dragon pendant, but when you drew these lines right here I thought that was part of her dress.
Küpesi ejderha, ama bu çizgileri buraya çizersen ben bunu elbisesinin bir parçası sanmıştım.
And Stork here. Everybody thought that Stork was brain damaged. I myself was so obnoxious... the seniors beat me up once a week.
Ben de o kadar iğrençtim ki... son sınıflar haftada bir beni döverdi.
I thought maybe she might a snuck down here.
Belki buraya uğramış olabilir diyordum.
I passed through here and thought it's a nice place.
Buradan geçmiştim, ve bu güzel bahçeden etkilendim.
There's a thought here that stinks, don't you think, Jad?
Burada kokan bir düşünce var, öyle değil mi Jad?
" but here's a thought i'd like to leave you :
" ama düşünceler seni terk edecek :
Anyway, I thought you might need a lift, and that's why I came out here today.
Her neyse, arabaya ihtiyacınız vardır, diye düşündüm. Bu yüzden geldim.
Here's a thought :
Bir fikir sunuyorum :
Here's a thought.
Burada beş gün kalacağız.
I thought you had a heart attack and I was stuck here!
Öldüğünü ve burada sıkışıp kaldığımı düşündüm!
I was just feeling a little low about all that's happened in here, and I thought I might come by and clean up a little bit.
Burada olanlar için biraz kötü hissettim ve burayı temizlerim diye düşündüm.
Hey, here's a radical thought. Why don't you take your laundry to the Laundromat and do it yourself?
Neden çamaşırlarınızı çamaşırhaneye götürüp de kendiniz yıkamıyorsunuz?
I got a call one morning, a lady here in Vidor... had been hit over the head with a rolling pin... and the attacker thought she'd been knocked unconscious... when, in reality, she wasn't.
Bir sabah Vidor'daki bir kadından kafasına oklavayla vurulduğuna dair bir şikâyet telefonu aldım ve saldırgan darbeyi indirdikten sonra kadının bayıldığını düşünmüş ama kadın bayılmamış.
Here's a reckless thought : Why don't you open it and find out?
Korkarım fazlaca ünlem işareti kullandım.
By God, here's a turn up. I never thought I'd hear an old warhorse like you talk about love.
Senin gibi bir savaşçının aşktan bahsetmesi çok ilginç.
Here's a thought.
Alın size düşünce :
I got so goofy last night Diane, lying here wondering whether I was going to live or die, that I thought I saw a giant in my room.
Dün çok ahmaklaştım Diane. Burada yatmış,... ölecek miyim ölmeyecek miyim diye düşünürken,... odamda bir dev gördüğümü sandım.
Just play ball. That's why I'm here. I thought of a way to show I appreciate you for... for introducing me to Jane.
Beni Jane ile tanıştırmana ne kadar memnun olduğumu gösterecek bir şey geldi aklıma.
This young man here's on his way back to school and I thought since we're going in the same direction we could give him a ride, huh?
Louise, bu genç adam okuluna geri dönüyormuş. Ve düşündüm ki, aynı yöne gittiğimize göre, onu da bırakabiliriz.
Here's a thought.
Şimdi aklıma geldi :
Now here's a lovely thought, you, me, Friday night.
Bir hoş düşünce daha, sen, ben, cuma gecesi.
Here's a thought.
Bir fikrim var.
When I came here, I thought I was looking for a place, somewhere I belonged, but I was wrong.
Buraya geldiğimde, ait olabileceğim bir yer aradığımı sanıyordum ama yanılmışım.
Well, you could sit here analysing why he invited you and fritter the night away, or - here's a thought - you could just go and find out for yourselves.
Burada oturup sizi neden davet ettiğini analiz etmeye çalışır gecenizi boşa harcarsınız yada sadece oraya gidip kendiniz görürsünüz.
Here's a wacky thought.
Al sana çılgın bir fikir.
- Here's a thought- -
- Bir de şu yönden bak Ross - -
But after my master's I thought I'd take a break, so here I am.
Ama yöneticiliğimden sonra düşündüm ve işi bıraktım, Ve sonra burdayım işte.
Anyway, he's drinking at the bar, so I don't think a whole great deal of it, but then Mrs. Mohra, she heard about the homicides down here and thought I should call it in, so I called it in.
- Her neyse barda içiyordu pek anlam veremedim, ama sonra Bayan Mohra bu civardaki cinayetleri duydu ve sizi arayıp durumu bildirmemi söyledi. Böylece ben de aradım.
I thought Mr. Rochester came in here and said... that in a month's time you were to be his wife.
Bay Rochester'ın buraya geldiğini zannettim. Ve dedi ki.. Bir ay içerisinde senin onun eşi olacağını söyledi.
Brad, darling, here's a thought.
Brad, şunu bir dinle hayatım.
I thought you were a dream cos no prayer of mine's ever been answered here before.
Bir rüya olduğunu sandım çünkü daha önce hiçbir duam karşılık bulmadı..
Oh, that's good,'cos I thought we've got a problem for a minute here.
Şimdi oldu işte, çünkü bir anlığına sorunumuz var sanmıştım.
I thought you might be looking for a suitable replacement. If he's not out of here in two minutes, I'm calling the National Guard.
Bir yenileme isteyebileceğini düşündüm 2 dakika içinde gitmezse, Ulusal Güvenliği arayacağım.
I brought you here'cause I thought we could enjoy a good day's fishing together.
Seni buraya getirdim çünkü birlikte iyi bir günde balık tutarak eğlenebileceğimizi düşündüm.
I thought you were running a classy operation here.
- Burada şık bir operasyon yürüttüğünüzü düşünmüştüm.
Oh, Peter. Here's a little aerofoil I thought you might find amusing.
— Ah, Peter, işte bir hava kâğıdı, ilgini- - — Teşekkür ederim!
You are from Bosnia, aren't you? Yes, I thought so. You see, here in Britain, we're a mixed bag, too.
sen bosnalısın değil mi evet tahmin ettim ve işte, ingiltere biz de karışık bir bavul gibiyiz
here's another one 94
here's an idea 143
here's a hint 25
here's another 49
here's a question for you 17
here's a question 54
here's a tip 45
here's a pen 17
here's a crazy idea 16
here's a good one 36
here's an idea 143
here's a hint 25
here's another 49
here's a question for you 17
here's a question 54
here's a tip 45
here's a pen 17
here's a crazy idea 16
here's a good one 36
here's a 38
a thought 17
thought 125
thoughts 165
thoughtful 64
thought you should know 17
thought you'd never ask 44
thought i'd stop by 16
thought so 120
thought about it 30
a thought 17
thought 125
thoughts 165
thoughtful 64
thought you should know 17
thought you'd never ask 44
thought i'd stop by 16
thought so 120
thought about it 30
thought you might be hungry 16
thought not 28
thought you'd want to know 16
here's my number 71
here's the thing 1106
here's my 20
here's your mail 22
here's your ticket 24
here's my problem 23
here's my plan 19
thought not 28
thought you'd want to know 16
here's my number 71
here's the thing 1106
here's my 20
here's your mail 22
here's your ticket 24
here's my problem 23
here's my plan 19
here's my offer 18
here's your change 33
here's your coffee 53
here's the deal 647
here's your chance 81
here's your money 51
here's your lunch 22
here's yours 26
here's the story 23
here's to you 130
here's your change 33
here's your coffee 53
here's the deal 647
here's your chance 81
here's your money 51
here's your lunch 22
here's yours 26
here's the story 23
here's to you 130