Hickeys traduction Turc
50 traduction parallèle
- Look at the hickeys I gave this chick.
- Şu pilice kazıdığım işaretlere bak.
- You gave her hickeys?
- Bir şeyler mi kazıdın?
I got so many hickeys I look like a leper.
Her tarafım ısırık izi, cüzzamlı gibiyim.
Big Ed has me examined for bruises and hickeys.
Koca Ed bir tarafımda morluk, ısırık izi falan var mı diye beni muayene ettirdi.
- What's that? - He has these hickeys on his neck.
Boynunda şu morluklardan var.
I thought they were hickeys from that bum over there.
Ben de şuradaki serserinin ısırıkları sandım.
Coming home with hickeys, Iying all the time.
Cildinde kırmızı izlerle gelir, Hep yalan söylerdi.
- Hickeys all over her neck.
- Boynu morluklarla dolu.
She has, like, a bump here with a cut... and then she just has some cuts and some hickeys on her neck.
Şurasında bir şişlik var. Vücudunda bazı kesikler ve boynunda morluklar var.
You know, Eric, hickeys lead to dirty things.
Biliyorsun Eric, morluklar müstehcen şeylere yol açarlar
I wasn't getting visions, and I didn't have glowing hickeys and rashes and... Look.
Ben birşeyler görmüyordum, büyüyen ve parlayan morluklarım yoktu... bak
Abrasions to knees, arms, bruising about the pelvis and neck, hickeys.
- Bırak beni! Dur!
Next morning, I woke up with these God-awful hickeys.
New Jersey'deki Göçmen Bürosu gözaltı merkezinde.
I swap hickeys with a drunk woman after groping my abs and calling me Mr. LA.
Oramı buramı yokladıktan sonra sarhoş bir kadınla salyalarımı değiş tokuş ettim... bana Bay Los Angeles diyordu. Benim için klübün tuvaletinde striptiz yaptı.
How many more hickeys have you got?
Daha kaç tane morluğun oldu?
That and my hickeys.
Benim sembolüm.
What about your hickeys?
Ya sembollerin?
Now, rule number two : no monkey bites, no hickeys.
Ve iki numaralı kural : Isırmak yok, emmek yok.
It's just, well, hickeys, huh?
Kızarıklık ha?
You got hickeys.
Boynunu ısırmışlar...
No hickeys.
Tenimi morartma.
Where Dr. Gorsham sustained multiple hickeys from his two teaching assistants.
Dr. Gorsham'ın iki asistandan sürekli devamlılık sağladığı yer.
It's usually the Hickeys.
Genellikle Hickey'ler yaparlar.
It's always the same with you Hickeys.
Siz Hickeyler'le hep aynısınız.
The Hickeys will be right back.
"Hickeyler" reklâmlardan sonra geri dönecek.
After a brave negotiation that ended with a $ 35 check written by us to their lawyer, the Hickeys agreed to sit down with Inside Probe.
Avukatı pazarlık sonucu, bizim yazdığımız $ 35lık bir çekle tuttular. Hickey kardeşler programımıza çıkmayı kabul ettiler.
With public opinion against them, a confession, and a lawyer with a law degree from Haiti, the Hickeys looked to be going away for a long time.
Halkın onların aleyhindeki görüş birliği... yapılan itiraflar... diplomasını Haitiden almış kötü bir avukat... görünüşe bakılırsa Hickeyler uzun süre aramızda olmayacaklar.
¶ Can't we just all get along So I can put hickeys on your chest like Little Shawn ¶
Göğsünüze bir Öpücük kondursam
Those hickeys?
Zevk çürüğü mü?
Weird! I thought women our age didn't give hickeys anymore.
Yaşıtımız kadınlar öperken morluk bırakmıyor sanıyordum.
Oh, I know hickeys.
Öpücük çürüklerini bilirim.
I want his kids to have hickeys.
Öyle bir öp ki çocuklarında bile aşk ısırığı olsun.
Most importantly, I-I'm confused about your hickeys,'cause they seem to be of two very different mouth sizes.
Daha da önemlisi şu kızarıklıkların kafamı karıştırdı. İkisini de farklı ağız yapmış gibi.
Those are not the fun kind of hickeys.
Bu hiç eğlenceli değil.
Hickeys?
Sivilce miydi?
Matching costumes, hickeys and sex tapes.
Ortak kostümler boyun morluğu veya seks kaseti.
- He gave me two hickeys.
- Beni iki kere ısırdı.
Where'd you get all those hickeys?
Boynundaki bu morluklar nasıl oldu?
♪ getting hickeys from kenickie on planet Mars ♪
♪ Mars'ta kafası iyi uzaylıdan aşk ısırığı alırken ♪
Having gotten my share of hickeys in high school, I developed some patented cover-up methods.
Lisede birçok kusurum olduğu için bazı patentli örtbas etme yöntemleri geliştirdim.
You kept trying to give me hickeys, which nobody likes.
Bana sürekli ısırık izleri bırakmaya çalıştın, ki bunu da kimse sevmez.
My paranoid boyfriend thought they were hickeys, but they're obviously... some kind of disgusting rash or something.
Paranoyak erkek arkadaşım bunların diş izi olduğunu düşünüyordu. Ama belli ki bu iğrenç bir tür isilik falan.
- Are those hickeys?
Yiyişmekten mi oldu o morluklar?
When it's hickeys.
Emilmekten kaynaklanan morluktur.
People with hickeys.
Vücutlarında öpücük izleri vardı.
I gave Frank a couple hickeys - to sell the lesions.
Yara gibi gözüksün diye Frank'e biraz morluk verdim.
Gets them drunk, lures them to his room, the hair pulling, the hickeys.
- Hayır, buradaki merdivenler.
I could give myself hickeys.
Kızarıklık yapabilirim.
They suck so bad, they leave hickeys on the bottom of your feet when you leave.
Filmler o kadar kötü ki, koşarak kaçmak zorunda kalıyorsun
And the hickeys. And the carpet burn.
Neden hamile kaldığını, çürükleri, halının neden tahriş ettiğini de açıklıyor.