English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hijinks

Hijinks traduction Turc

47 traduction parallèle
We had a great time, great hijinks.
Harika zaman geçirdik, koptuk resmen.
Yeah, and a copy of Sports Hijinks on beta.
Evet ve Sports Hijinks'in beta kasedi.
Do you believe these hijinks I have to put up with?
Şu şamataya katlanmak zorunda olduğuma inanabiliyor musun?
I don't have time for hijinks.
Şakalarla kaybedecek zamanım yok.
I'm afraid I have to for hijinks like these.
Korkarım sizin gibi şamatacılar için buna mecburum.
Ha, hijinks.
Şamatacı.
What kind of hijinks are going on backstage, Kristin?
Arka tarafta ne tür duygular yaşanıyor alabilir miyiz, Kristin?
No way. No scheming, no plan Bs, no wacky hijinks.
Hiçbir şekilde plan yapmak yok, B planları yok, saçma düşünceler yok.
I hope you're happy, Bart. Thanks to your hijinks, I have to drive you and your friends to school.
Umarım mutlusundur, Bart. Yaptığın şaka yüzünden seni ve arkadaşlarını okula ben götürmek zorunda kaldım.
So you're the one behind all these hijinks at the Rock'N'Roll Wax Museum.
Demek, Rock N Roll Wax Müzesindeki bu dağınlıklığın arkasındaki adam sensin.
Back then, we thought it was teenage hijinks.
O zamanlar ona deli bir yeniyetme olarak bakıyorduk.
This better not be some kind of hijinks for this television show.
Televizyon şovuyla alakalı saçma şeylerden biri olmasa iyi olur.
Excuse me, Lori, I didn't know I should dress for hijinks.
Affedersin, Lori, yaramazlık yapmak için giyinmem gerektiğini bilmiyordum.
I think it was just hijinks.
Bence sadece biraz şamata yapmışlar.
Oh, I'm not shocked by your lesbian hijinks.
Lezbiyen şakalarından etkileniyor değilim.
Hilarious hijinks ensue.
Çok başarısız bir kaçma denemesi olmuş.
Coming up next, more thoughtful, interfaith hijinks.
Sırada, dinlerarası daha düşünceli bir bölüm var.
Commence adorable hijinks.
"Sevimli Cümbüş" başlasın!
You and me, all the hijinks?
Sen ve ben, tüm o cinlikler?
All I did was write down their adorably repetitious hijinks.
Tüm yaptıklarım onların yaptıklarını yazmak oldu sadece.
I happen to like the hilarious hijinks that I get myself into.
Kendimi komik durumlara düşürmeyi hep sevmişimdir.
No hijinks, no farce, and not just for the sake of your relationship with the National Wool Council, but for the sake of my wife, whose parents were killed in front of her while an episode Three's Company was...
Herhangi bir numara ya da maskaralık olmasın, sadece ulusal yün konseyiyle ilişkin için de değil, eşimin iyiliği için de, ailesi gözelerinin önünde katledilmiş, Three's Company'nin bir bölümü sırasında...
This isn't Tyson vs. Holyfield. It's theatrical hijinks.
Tyson-Holyfield maçı değil bu, tiyatral bir gösteri.
Hijinks.
Hay aksi.
With the latest hijinks taking place at the Palermo fountain...
Son taşkınlık Palermo çeşmesindeki...
No obstacles you had to hijinks your way out of?
Kendini kurtarman gereken garip durumlar?
Could be a chance for classic Troy and Abed hijinks.
Klasik Troy ve Abed cümbüşü için bir şans olabilir.
In the interest of growth I'm trying to avoid hijinks, as well as capers, romps, and exploits.
Büyümeye hevesli biri olarak cümbüşlerden uzak duruyorum muziplikten, yaramazlıktan ve maceracılıktan da.
It's like Shirley said, it's a once in a lifetime opportunity for hijinks.
Tıpkı Shirley'nin dediği gibi cümbüş için hayatta bir kez karşına çıkacak bir fırsat.
It seems like you already passed up a great opportunity for hijinks.
Cümbüş için büyük bir fırsatı zaten kaçırmış gibisin.
Planning a dance is hijinks city, population hijinks.
Balo düzenlemek bir cümbüş, nüfusu cümbüş.
the adventures, the hijinks, the naps in between... it'll all be forgotten.
Maceralar, şamatalar. Arada yaptığım kestirmeler. Hepsi unutulacak.
Just imagine the hijinks that little...
O küçük farenin şamatasını bir hayal edin...
I started a food fight in the cafeteria and thought it would lead to comic hijinks, but three people are dead.
Şamata yaparız diye kafeteryada yemek savaşı başlattım ama 3 kişi öldü.
We need to tell our clients we're thinking about the future, not creative hijinks.
Müşterilerimize geleceği düşündüğümüzü söylemeliyiz yaratıcı ıvır zıvırı değil.
If I'd have listened to you in the first place, we wouldn't have gotten caught up in all these hijinks.
Tam bir pisliktim. İlk başta seni dinlemiş olsaydım tüm bu şamataya bulaşmamış olacaktık.
If it wasn't for hijinks, we wouldn't have any jinks at all.
Bu şamata olmasaydı hiç eğlenemeyecektik.
We're not getting caught up in anymore hijinks.
Artık başka bir şamatanın içine düşemeyiz.
Any more hijinks and I quit.
Bir şamata daha olursa işi bırakıyorum.
And today is a big cruller day because of your hijinks last night.
Dün geceki şamata yüzünden bugün de tatlı günüm oldu.
Go to the garage, transfer your mind into a younger clone of yourself, and get embroiled in some youthful hijinks, what's the bfd? "
"Garajına git, zihnini daha genç bir klonuna aktar". "Sonra da git gençlerin arasına karış. Ne var ki bunda?"
It's just... you've seen the reports of all the hijinks since your unfortunate run-in with Ms. Shaw.
Bayan Shaw'la yaşadığınız talihsiz olaylardan beri raporlanan şamataları sen de gördün.
No, because I have something to say, something very important. And I'm not going to have you two hijacking the night with your vigilante hijinks.
Çünkü benim de söylemem gereken çok önemli bir şey var kanunsuzluk şamatalarınızla bu geceyi elimden almanıza izin vermem.
Just the wacky neighbor, swinging by with the usual hijinks.
- Matrak komşuyum her zamanki maskaralıklarımla bi'uğrayayım dedim.
Doppelganger hijinks ensued.
Meğersem o da hayaletinmiş.
I'm telling you, on the scale of hijinks, this is barely a three.
Başkan olarak Baykuşlar üzerinde biraz etkim vardır.
Hijinks ensue.
Selam mayolu kız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]