English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hills

Hills traduction Turc

4,435 traduction parallèle
"rising with the hills, falling with the valleys, lost beneath the foam, " borne in towards the shore, borne on towards the ship.
Tepelerce yükselen, vadilerce düşen ve kıyıya doğru taşınıp geminin üzerinden aşan köpüğün altında kayboluyordu.
It was blew up on the hills on the old terrors... the old lusts and the old despair.
Zaman öncesi dehşetlerin, şehvetlerin ve çaresizliğin üzerindeki... tepelerden patlayıvermiştir.
That's why you must walk up the hills, so you can ride down.
Bu yüzden yürümek gerekir o tepelere ki, sonradan inebilesiniz.
How many more hills now, Darl?
Daha kaç tane tepe geçeceğiz Darl?
It could hide in the hills.
Tepelerde gizlenebilirdi.
# Over valleys and the hills #
# Over valleys and the hills #
♪ My mama walks the hills of heaven
# Annem cennet dağlarında yürür bilirim,
- ♪ Hey-hey, hey-hey - ♪ Hills of heaven
# Cennet dağları...
But the last ping was off the tower in Santa Clarita Hills.
Son sinyal Santa Clarita Hills'teki bir kuleden geldi.
Address, 1765 Oakcreek Lane. In the Santa Clarita Hills.
1765 Oak Creek Yolu, Santa Clarita Hills.
Green Hills.
Mağaralarda.
Had a little procedure done on my colon about ten years back in beverly hills.
Amcık kokusu olmalı bu
All Julia Roberts had to do was show Richard Gere her msda and she got a shopping trip to Beverly Hills.
Julia Roberts'ın Beverly Hills'te alışverişe gitmek için tek yapması gereken Richard Gere'a vajinasını göstermekten ibaretti.
- Smurf for the hills!
- Bu tarafa doğru.
Unless you want to see what's happening in Beverly Hills every five seconds of the day, then cool.
Beverly Hills'da neler olup bittiğini her beş saniyede bir tekrarlayıp duruyorlar.
Rocky Hills Campground
Kayalık Tepeleri Kamp Alanı
At the Rocky Hills near Dahn, there's a campground in the woods.
Dahn yakınlarındaki Kayalık Tepeleri'nde ormanlık alanda bir kamp yeri var.
- Please send me someone to the Rocky Hills campground!
Lütfen Kayalık Tepeleri kamp alanına birilerini gönderin!
Yeah, we are at Rocky Hills campground.
Evet, Kayalık Tepeleri kamp alanındayız.
I look at the mountains and the hills And I like to think of my little one shooting deer, hunting,
Dağlara ve tepelere bakıyorum ve miniğimin geyik avladığını düşünmek hoşuma gidiyor.
Matt's got his men all over these hills looking for tui.
Matt'in adamları bu dağlarda Tui'yi arıyor.
Crapule hills beyond, if we do not help his friend.
Eğer biz onun arkadaşın ayardım etmezsek, bir sonrakinde Crapule tepeleri olacak.
Remember I told you about the TV show in Beverly Hills?
Beverly Hills dizisi hakkında sana söylediklerimi hatırla.
I might not be able to take this stuff on the plane to Beverly Hills.
Beverly Hills'e giden uçağa bu eşyaları koyamayabilirim.
But it shoots in Beverly Hills.
Ama çekimler Beverly Hills'de olacak.
Beverly Hills.
Beverly Hills'e.
You're gonna miss me when I'm in Beverly Hills.
Beverly Hills'e gittiğim zaman beni özleyeceksin.
I'm going to Beverly Hills.
Beverly Hills'e gideceğim.
It was in this men's room in- - get this- - Beverly Hills that singer George Michael was arrested for soliciting sex from an undercover cop.
Beverly Hills'te bir erkekler tuvaletinde şarkıcı George Michael, bir sivil polise fuhuş teklifi yapmaktan tutuklandı.
He's directing now, apparently, and wants to meet you at his office in- - get this-
Anlaşılan şu an yönetmenlik yapıyor. Ve seninle Beverly Hills'teki ofisinde görüşmek istiyor.
I'd own the second largest building in Beverly Hills.
Onun gibi düşünebilseydim, Beverly Hills'deki en büyük ikinci bina benim olurdu.
Michael Bluth was starting his new life as a producer in- - get this- - Beverly Hills without the signature he needed to make it happen.
Michael Bluth yapımcı olarak Beverly Hills'deki yeni işine başlıyordu. Fakat gereken imzayı alamamıştı.
I told'em I don't want to be driving to Beverly Hills every single day, so they put me in an enormous office just over here.
Onlara her gün Beverly Hills'e gidip gelmek istemediğimi söyledim. Onun için beni burada dev gibi bir ofise yerleştirdiler.
Lindsay and her boyfriend Marky arrived in - get this - Beverly Hills to prepare for their act of glittery social protest.
Lindsay ve sevgilisi Marky gayet simli bir sosyal protesto yapmaya hazırlanmak için Beverly Hills'e geldi.
And I am also not one of those Beverly Hills billionaires who can't go two minutes without putting his phone to his...
Ayrıca telefonu çalmadan iki dakika bile geçiremeyen Beverly Hills milyarderlerinden de değilim...
- Agoura Hills.
- Agoura Hills.
It's where all The Hills girls went.
The Hills kızları da oraya gitmişti.
And you're at Indian Hills?
- Ama sen Indian Hills'tesin?
I met Rebecca in school after I'd moved back and went to Indian Hills.
Indian Hills'e taşındığımda Rebecca ile okulda tanıştık.
Um, but I went to Indian Hills to learn and be with my peers.
Indian Hills'e gitme sebebim ; öğrenmek ve akranlarımla olmaktı.
- Woodland Hills.
- Woodland Hills.
Comparing the clips... it looks like these are the same burglars... as in the Audrina Patridge security video... and police are investigating the connection... of the Hollywood Hills burglaries.
Görüntülere bakarsak hepsinin Audriana Patridge'in güvenlik kamerası görüntülerindeki soyguncularla aynı olduğu görünüyor. Ve polis Hollywood Hills hırsızları bağlantılarını araştırıyor.
But I went to Indian Hills to learn and be with my peers... but I was always self-conscious that I wasn't, you know, as good-looking as other people.
Indian Hills'e gitme sebebim ; öğrenmek ve akranlarımla olmaktı. Ama diğer insanlar kadar iyi görünümlü olmadığım için hep içime kapanıktım.
I miss her green hills so.
Yeşil tepelerini özlüyorum.
Beverly Hills Hotel, private limousine.
Beverly Hills Oteli, özel limuzin...
We'll go into the hills after we eat.
- Yedikten sonra tepeye çıkacağız.
You can leave the hills now.
Artık buradan ayrılabileceksin.
You can't stay in the hills like this.
Onu burada harcayamazsın.
I'm a hunter from the hills. And the kid?
- Avcıyım ben, tepede yaşıyorum.
The gods, they made hills out of his bones, and trees from his hairs, and the sky dome is his skull.
Titan buzların arasında çözüldüğünde tanrılar onun kemiklerinden tepeleri saçlarından ağaçları ve gökyüzünün çatısını kafatasından yaratmıştır.
Or hills.
Dağ yok. Tepe yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]