Hoagie traduction Turc
114 traduction parallèle
"Do you remember Marie?" "No. Who was she?" "She was the little whore who hung down at the Atomic Hoagie Shop."
"Hayır, kimdi?" "Hamburgerciye takılan bir orospu vardı ya."
- Hoagie?
- Hoagie?
There must be a sign underwater - "beware, Hoagie's about".
Suyun altında bir tabela olmalı - "Dikkat edin, Hoagie burada".
- Ooh, it's Hoagie!
- 0oh, bu Hoagie!
Oh, that's Hoagie, all right.
Oh, evet bu Hoagie.
- How long have you known Hoagie?
- Hoagie'yi ne kadardır tanıyorsun?
How long have you known Hoagie?
Hoagie'yi ne kadardır tanıyorsun?
- Hoagie!
- Hoagie!
Maybe you crapped out, flapping'your lips about Hoagie.
Belki de dudaklarını Hoagie için sallarken sen saçmalamışsındır.
Hoagie!
Hoagie!
'Hoagie, where are you?
Hoagie hangi cehennemdesin?
Hoagie, try to finish.
Hoagie, sen şunu bitirmeye çalış.
No, it's too late, Hoagie.
Hayır, artık çok geç Hoagie. Tam bize doğru geliyor.
Hoagie night.
Sandviç gecesi.
That'll happy up his hoagie.
Bu onu sandviç yemiş kadar mutlu edecek.
Your boyhood dream was to eat the world's biggest hoagie.
Senin gençlik hayalin dünyanın en büyük sandivicini yemekti.
Geez, we hardly made a dent in that 1 0-foot hoagie.
Bu 2,5 metrelik sandiviçi zor bela yaptık.
How about a hoagie?
Sandviçe ne dersin?
High-end hoagie outfit like that. It's all computerized.
Her şey bilgisayarda var.
I'm sorry. As much as I would love a huge salami hoagie at 10 : 45 in the morning.
Çok isterdim ama 10 : 45'te kocaman bir sandviç yedim.
Oh, ride the one-eyed hoagie.
Pipoyu temizlemek mi?
OK, number one : eat a sausage and pepper hoagie from Enrico's.
Tamam, birincisi : Enricos'ta sosis ve biberli sandviç ye.
I JUST GOT THIS MEATBALL HOAGIE,
Yanımda köfteli sandviç var,
He doesn't show his face pronto, Fred'll eat his hoagie.
Eğer o yeşil suratlı ortaya çıkmazsa Fred ne var ne yok süpürecek.
Do you think Mr. Stan gets his evening hoagie before he goes to bed? Forget it
Oynadığım en güçlü oyuncu kendim.
And a hoagie.
Bir de sandviç.
Let's get you a hoagie.
Gel sandviçini al.
Santa will bring you the bike for Christmas if you go bring Santa a hoagie.
Noel babaya bir sandviç getirirsen, sana bir bisiklet verecek.
Michel wants to order a hoagie. I am starting to hyperventilate.
Michel sandviç siparişi vermeyi düşünüyor.
I thought you boys - damn it, you men - could use some lunch, so I brought cheese steaks, and one veggie hoagie for my son in law.
Siz çocukların, yani koca adamların, acıktığını düşündüm. Etli peynirli sandviç ve damadıma da..... vejetaryen sandviçi getirdim.
For lunch today we'll be having chicken tenders, green beans, peaches and steak hoagie sandwich.
Bugün öğle yemeği için tavuk, yeşil fasulye, şeftali ve biftekli sandviç olacak.
These are just hoagie buns.
Bunlar Fransız ekmeği.
- Hoagie bun?
- Fransız ekmeği mi?
- Yeah, hoagie buns.
- Evet, Fransız ekmeği.
- Hoagie buns.
- Fransız ekmeği.
Oh, yeah, hoagie bun, yeah.
Anladım, Fransız ekmeği.
Hoagie bun. Hoagie bun.
Fransız ekmeği
Are you little Marie that used to hang out at that Atomic Hoagie shop?
Sandviççide takılan Küçük Marie?
Does anyone in the kitchen know the hoagie shop that used to be on St. James Place?
Mutfakta eskiden Aziz James'in yerinde olan sandviç dükkânını bilen var mı?
You thought this guy was emotionally confused, and that the hoagie was just a mask to hide his real feelings toward his son.
Adamın duygusal anlamda kafasının karışık olduğunu ve sandviçin sadece oğluna karşı olan duygularını gizlemek için bir maske olduğunu sandın.
Simms and Hoagie want SWAT for entry.
Simms ve Hoagie özel tim desteği talep etti.
Any restaurant that advertises on windshields and has a guy dressed as a hoagie is probably not the best in town.
Herhangi bir lokanta araba camına reklam bırakabilir ve ön tarafı giyinik sandviç olarak fırlayan bir adam olur muhtemelen şehrin en iyisi değil.
He wasn't a hoagie, he was a calzone.
O bir sandviç değildi, pizza çeviriciydi.
the hoagie.
Sandviç.
- we have to distract her. does anyone have a 6-foot hoagie?
2 metre sandviçi olan var mı? Hayır.
Go download me a hoagie off the Internet.
Git bana internetten bir sandviç indir.
And for lunch today, the cafeteria will be serving taco salad or hoagie sandwiches.
Öğlen yemeği olarak da kafemizde sizlere tako salatası ya da peynirli sandviç verilecektir. Teşekkürler.
We've come this far, I'm getting the hoagie.
Sandviçimi alacağım.
The hoagie.
Sandviç.
Back to the hoagie.
Sandviçe geri dönelim.
What's this, a hoagie?
Sandviç olayı bayağı iyiymiş.