Hobson traduction Turc
330 traduction parallèle
Will it be almond cakes with coffee, Hobson?
Kahveli badem keklerden olacak mı, Hobson?
You ought to wear squeaky shoes, Hobson.
Takırdayan ayakkabılar bulmalısın kendine, Hobson.
- Coming, Hobson.
- Geliyoruz, Hobson.
- Tell him we're not at home, Hobson.
- Evde olmadığımızı söyle, Hobson.
- Show him in, Hobson.
- İçeri buyur et, Hobson.
Help, Hobson!
Yardım et, Hobson!
He's with Sloan and Hobson.
Sloan and Hobson'da çalışıyor.
I know Sam Hobson.
Sam Hobson'ı tanırım.
I believe I see Mr. Hobson now.
Bay Hobson'la şimdi görüşeceğim.
We left Father talking about that guy to Mr. Hobson in front of church.
Kilisenin önünde Bay Hobson'la o adam hakkında konuşuyordu.
- Did you see Mr. Hobson, Father?
- Bay Hobson'la konuştun mu baba?
What did Mr. Hobson say?
Bay Hobson ne dedi?
Father, what did Mr. Hobson say?
Bay Hobson ne dedi baba?
Hobson says the signs are not unfavourable for Seaboard.
Hobson, Seaboard'un durumunun iyiye gittiğini söyledi.
I'm with Sloan and Hobson.
Sloan and Hobson'dayım.
In the meantime, I think Mr. Sloan or Mr. Hobson might say a good word for me.
Bu arada, sanırım Bay Sloan ve Bay Hobson bana kefil olurlar.
I just saw Mr. Hobson leave.
Bay Hobson'ın az önce çıktığını gördüm.
- Hobson tells me he has great possibilities.
- Hobson çok ümit vaat ettiğini söyledi.
Sam Hobson's been telling me about your little haul in Seaboard.
Sam Hobson, Seaboard'daki başarından söz ediyordu.
Come across when you finish, Miss Hobson's. Hobson, okay.
- İşin bitince karşıya gel, Bn Hobson'a.
Hobson was telling me that they were expected.
Hobson beklediklerini söylüyordu.
Hobson told me last night that they were expected home today, sir.
Hobson dün gece bugün evde olacaklarını umduğunu söylemişti efendim.
Miss Hobson sent it over.
Bayan Hobson göndermiş.
You will see Trinity Church, founded in 1877... designed by Henry Hobson Richardson.
1877'de kurulan Trinity Kilisesi'ni göreceksiniz. Tasarımı Henry Hobson Richardson tarafından yapılmıştır.
- Choice, Mr. Hobson?
- Tercih mi Bay Hobson?
Lieutenant, this is Free Hobson, he works for me.
Teğmen, bu free Hobson. Benim için çalışır.
Hobson how good to see you!
Hobson seni görmek ne güzel!
Gloria, I would like you to meet Hobson.
Gloria, Hobson'la tanışmanı istiyorum.
Hobson, this is Arthur.
Hobson, ben Arthur.
Stay with me a minute, Hobson.
Biraz benimle kal, Hobson.
What are your thoughts, Hobson?
Ne düşünüyorsun, Hobson?
Isn't life wonderful, Hobson?
Yaşam harika değil mi, Hobson?
Come on, Hobson.
Haydi, Hobson.
What else can I buy, Hobson?
Başka ne satın alabilirim, Hobson?
Hobson!
Hobson!
My name is Arthur, and this is Mr. Hobson.
Adım Arthur, bu da Bay Hobson.
Where's Mr. Hobson?
Hobson nerede?
Mr. Hobson was tired, sir.
Bay Hobson yorgundu, efendim.
Want to take her for a spin, Hobson?
Bir tur atar mısın, Hobson?
You know, Hobson I could love somebody.
Biliyorsun, Hobson birini sevebiliyorum.
I need Linda, Hobson.
Linda'ya ihtiyacım var.
Since Hobson's death, he's stopped drinking.
Hobson ölünce içkiyi bıraktı.
Hobson died.
Hobson öldü.
Zac Hobson, July 5th. There has been a malfunction in Project Flashlight with devastating results. One :
Zac Hobson, 5 Temmuz.
My name is Zac Hobson.
Benim adım Zac Hobson.
This is Zac Hobson again.
Ben Zac Hobson.
Dr. Hobson, this is reception.
Dr. Hobson, resepsiyondan arıyorum.
- Lt Cmdr Christopher Hobson.
- Kıdemli yüzbaşı Christopher Hobson.
- Mr. Hobson.
- Bay Hobson.
Mr. Hobson!
Bay Hobson!
Or ring me on 396-121.
Dünyada bir tek ben mi kaldım? Adım Zac Hobson... 2.