Hold on for a second traduction Turc
171 traduction parallèle
Hold on for a second.
Hayır, durun.
Will you just hold on for a second?
Bir saniye bekler misin?
Could you hold on for a second?
- Evet. Bir saniye bekler misin?
Hold on for a second.
Bir saniye.
Can you hold on for a second?
Bir saniyeniz var mı? Terry!
Wait. Hold on for a second, will you?
Biraz bekler misin?
Could you hold on for a second?
Bir dakika bekler misin?
Can you hold on for a second?
Biraz bekler misin?
Hold on for a second.
Bir dakika bekle.
Carter, hold on for a second.
Carter, bir saniye.
Could you hold on for a second?
Bir saniye bekleyebilir misiniz?
Can you hold on for a second?
Bir saniye bekler misin?
Hold on for a second, boys.
- Hoparlörü kapat. - Bir saniye, çocuklar.
Frank, will you hold on for a second?
Frank, bir saniye bekler misin?
Hold on for a second.
Bir saniye bekle.
You hold on for a second, mister,'cause you are not off the hook yet, okay?
Orada dur. Henüz kurtulmuş değilsin tamam mı?
Hold on for a second.
Bekle. Bekle bir saniye.
- Can you hold on for a second?
- Şunu biraz tutabilir misin?
Hold on for a second.
Dur biraz.
Just hold on for a second.
Bir dakika, bir dakika.
Hold on for a second, baby. Piss on you.
Bir saniye canım.
Hold on for a second.
Durun bir saniye.
hold on for a second, tonto.
Bir saniye dur, Tonto *.
Hold on this for a second, would you please?
Şunu bir saniye tutar mısınız Iütfen?
Yeah, hold on a second, I'll get her for you.
Evet. Bir saniye bekleyin, ben Diane'i çağırayım.
Can you hold on for just a second?
Biraz bekler misin?
Hold on here for a second.
Bir saniye bekler misiniz?
Gladys, listen, can I put you on hold for a second?
Gladys. Seni beklemeye alabilir miyim?
You people hold on for a second.
Siz ahali, bir an daha düşünün.
Can I put you on hold for a second?
Bu telefonu masama bağlayacağım.
If you hold on a second, i may have an answer for you.
Eğer bir saniye beklersen sanırım senin için bir cevabım olacak.
- Tanya falls for. - The same one you did. Hold on a second.
- Tanya aldatıyor - aynı şeyi bidaha yaptın. bir saniye bekle.
Hold on a second. Gloria, have the car dusted for prints.
Dur bakalım.Arabada parmak izi çalışması yapılsın.
- Ah, put the charm on hold for a second Pacey,
- Ah, artistiği bırak Pacey,
You're so made for each other! Hold on a second!
Tam birbiriniz için yaratılmışsınız.
I'll put the vows on hold for a second.
Yeminleri bir anlığına unutabilirim.
Uh, hold on for a second.
Bir saniye durun.
Wait, honey, please, hold on for a second.
Bir dakika tatlim, beni yarin sabah ara...
I've put a hold on the Plaza for the second weekend in June.
Plaza'da yer ayırdım Haziran'ın ikinci haftası için.
Let's go. Honey, could you hold on to that for a second?
Tatlım, bir dakika şunu tutar mısın?
But the smart play, I think, we call a truce... put this thing on hold for a hot second.
Fakat buradaki akıllı oyun, barışalım diyelim konuya biraz ara verelim..
Mom, I'm gonna have to put you on hold for a second, okay?
Anne, seni beklemeye alacağım tamam mı?
And years later, they'll tell how they stood in the rain for hours just to get a glimpse of the one who taught them to hold on a second longer.
Ve yıllar sonra, yağmur altında nasıl saatlerce beklediklerini anlatırlar, onlara bir saniye daha dayanmayı öğreten kişiyi görebilmek için.
- Can I put you on hold for a second? - Sure.
- Bir saniye bekler misin?
Guys, guys, can we just put this on hold for a second?
Tamam, çocuklar, çocuklar. Biz sadece bir saniye beklemeye Bu koyabilir miyim?
Hold on for a second?
Bekle bir saniye.
- Hold on a second. - Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına.
Hold on a second here. Let me talk for a second.
Bir saniye, konuşmama izin ver.
That's all I gotta say. Hold on, let me look at you for a second, man.
Dur sana bir bakayım.
Uh, hold on a second.I have something for you.
Az bekle. Sana bir şey vereceğim.
Okay, just hold on to your bells there for a second.
Tamam, bir saniye zillerini tutun.