Honest traduction Turc
22,342 traduction parallèle
I've been asked to learn whether or not these so-called experts made honest mistakes or whether they were paid to vouch for fake booze.
Bu sözde uzmanların hatayı yanlışlıkla yapıp yapmadıklarını ya da sahte içkiler için rüşvet alıp amadıklarını öğrenmek istedim.
To be honest, I'd rather cut my own bullocks off.
Dürüst olmak gerekirse hayalarımı keserim daha iyi.
Well, actually, to-to be completely honest, I'm stopping by to see my ex-girlfriend because she's having a tough time. But... it's not like we're getting back together or anything.
Açıkçası eski sevgilime uğrayacağım çünkü zor zamanlar geçiriyor ama barışma falan yok yani.
- Let's be honest.
- Dürüst olalım.
But I got to be honest with you there may be a problem.
Ama dürüst olayım bir sıkıntı çıkabilir.
Okay, all right, but be honest for a second.
- Pekâlâ, şimdi dürüstçe söyle.
To be honest, glen needed it.
Açıkçası, Glen'in buna ihtiyacı vardı.
Um, but then I decided that I would be completely honest.
Ama sonra tamamıyla dürüst olmaya karar verdim.
To be honest... I came here because I was curious.
Doğruyu söylemek gerekirse sırf merak ettiğim için buraya gelmiştim.
Well, yeah, it's a bit... to be honest...
Eğri oturup doğru konuşalım biraz.
Your uncle, your grandfather... at least they were honest about who they were. What they were.
Amcan ve deden en azından kim oldukları hakkında dürüst davrandılar.
You know, to be honest, I only half-believe it.
Bilirsin, dürüst olmak gerekirse ben sadece yarısına inanıyorum.
Why is this the only place we are ever totally honest with each other?
Neden birbirimize sadece burada tamamen dürüst olabiliyoruz?
But to be honest, compared to the motordrome, it's just so... Underwhelming.
Ama dürüst olmam gerekirse, motor pistine kıyasla bu çok etkisiz.
You made an honest woman out of her.
Onu dürüst bir kadın yaptın.
We're an honest company.
Dürüst bir şirketiz.
- I'm just being honest.
- Dürüstçe söylüyorum.
To be honest, I was a tiny bit relieved.
Açıkçası aramaması beni rahatlattı.
I'm just trying to be honest.
Dürüst olmaya çalışıyorum.
There is not enough time in the day to keep that site honest.
Şu zamanda, o siteye güvenmek olmaz.
Uh, and be honest, when was the last time that you took your fake gun and "Taxi Driver" ed in the bathroom mirror?
Dürüstçe söyle en son ne zaman, sahte bir silah alıp,... banyo aynasında "Taksi Şoförü" nü canlandırdın?
He is a good, honest man.
O, iyi ve dürüst bir adam.
I'm struggling, to be honest.
Dürüst olmak gerekirse, iyi olmaya çalışıyorum.
( sighs ) To be honest, I'm starting to get frustrated.
Açıkçası, sabrım tükeniyor.
It's really a shame, Bonnie. I've never met a woman who's so direct and honest.
Hiç bu kadar direkt ve dürüst bir kadınla tanışmamıştım.
I'm giving you the briefing because we said that we'd be honest with each other, you know, about this kind of thing.
Bilgin olsun istedim, Çünkü bu tip konularda, dürüst olacağımıza dair.. birbirimize söz verdik.
- Can I be honest?
- Dürüst olabilir miyim?
Emma and I had lots of ups and downs before we learned to really be honest with each other.
Emma ve ben birbirimize karşı dürüst olmayı öğrenene kadar bir çok şey atlattık.
- thank you for being honest. - Yeah.
- Dürüst olduğunuz için sağ ol.
To be 100 % honest, I'm really glad you took me here.
Beni buraya getirmen gerçekten çok güzel.
The difference is they're not honest about it.
Tek fark dürüst olmamaları.
We're best friends ; we'll be so honest.
Ama biz en yakın arkadaşlarız, dürüst olacağız.
I'm being fun and honest and dumb.
Eğlenceli, dürüst ve mal gibi davranıyorum.
But to be honest, I don't know what "iconography" means.
Ama açıkçası, "ikonografi" ne bilmiyorum.
But I've got to be honest with you.
Fakat sana karşı dürüst olmam gerek.
I just wish the plaintiffs were more honest.
Sadece davacı tarafın daha dürüst olmasını isterdim.
No, Kurt is one of the most honest people I know. I...
Asla, Kurt tanıdığım en dürüst insanlardan biridir.
And I'll be honest with you, in that moment, I was scared... Of him.
Ve size karşı dürüst olacağım, o anda ondan korktum.
It's pretty grim, to be honest.
Açıkçası çok sert.
I think I did, be honest.
Dürüst olalım, galiba yaptım.
Well, it's a little strange at first, to be honest, meeting your wife on a date.
Başlarda biraz garipti. Açıkçası karınla bir randevuya çıkmak.
It helps us, you know, practice being more honest with each other.
Birbirimize karşı daha dürüst olmamızı sağlıyor.
Still, it sounds very challenging, trying to be honest without all the baggage.
Bütün o yükler olmadan dürüst olmaya çalışmak.
If I'm being totally honest, the answer is... probably not.
Dürüst olmak gerekirse, cevabım tam olarak istemezdim.
Do you want to know what I think, if I'm being totally honest?
Tamamen dürüst olursam ne düşündüğümü bilmek istiyor musun?
If we're being honest.
Dürüst olmamız gerekirse.
We all have to be honest.
Hepimiz dürüst olmalıyız.
We're very honest with each other.
Birbirimize karşı çok dürüstüz.
That's true, but not really honest.
Bu doğru, ama tam olarak doğru değil.
I just wanna be honest with you.
Sana karşı dürüst olmak istiyorum.
Honest as the day is long.
Çok dürüst biriyimdir.