Horses traduction Turc
8,789 traduction parallèle
The paths will be too steep for their horses.
Yollar onların atları için çok dik kalacak.
They should have DNA profiles on all the professional race horses.
Ellerinde profesyonel tüm yarış atlarının DNA kayıtları olmalı.
I've trained a lot of horses over the years, but...
Yıllar içinde bir sürü at eğittim ama...
Uh, originally they were bred as helper horses for people with polio, but I don't think anything of what I just said was correct, so...
En basta polio hastaligi olan insanlar için yetistiriliyorlarmis ama dediklerimin biri bile dogru mu bilmiyorum yani...
I can see the Central Park horses defecating from my window.
Tuvaletimi yaparken Central Park'taki atlari görebiliyorum.
- Horses. - It's not possible.
- Bu mümkün değil.
I know those horses we rode in Burma, they were like Caterhams.
- Burma'daki atlar Caterham gibiydi.
Horses are a part of the countryside.
Atlar kırsal bölgenin bir parçasıdır.
~ Yeah, they've got horses, you could learn to ride. ~ No horses!
- Evet, atları var. Sen ata binmeyi öğrenirsin. - At mat olmaz.
I love it when my horses dance like that.
Atlarımın böyle dans etmesini çok seviyorum.
And, are we gonna do dressage, on one of your little plastic horses?
Plastik bir atın üstünde at eğitimi falan mı yapacağız?
Okay, hold your horses.
Tamam, sakin ol bakalım.
- prepare to move out. - Prepare the horses.
Yola çıkmaya hazırlanın.
Anyway they will ruin the horses.
Çünkü ileride, bizim için sadece hayvanlar çalışmayacak.
" They train horses to race here.
" Burada yarış atları yetiştiriliyor.
" They're not our horses.
" Atlar bizim değil.
Get used to it, mates, you gotta work like horses.
Buna alışsanız iyi olur dostlar. Eşek gibi çalışacaksınız.
And to think I have two horses in the race!
Sonuçta yarışta iki atım var!
Got carriage, horses...
Araba var, atlar...
- Horses!
- Atlar!
We'll trade pelts with the French for horses and keep searching for her.
Postları Fransızlara verip karşılığında at alırız sonra kızını aramaya devam ederiz.
Yeah, unless we come across a post, trade for some horses.
Bir taşra dükkanına denk gelirsek post karşılığı at alırız.
We need horses and rifles.
Bize at ve tüfek lazım.
No horses... just what we agreed.
At yok, sadece anlaştığımız şeyler.
We can't give you any horses.
Sana at veremeyiz.
I don't know, something about horses.
Bilmiyorum, atlarla ilgili bir şeyler.
Tell him to stop asking about the horses.
Söyle ona, şu at muhabbetini kessin.
Horses.
At.
No horses.
At yok.
Tell him if he asks about horses again, there is no deal.
Söyle ona, bir daha at derse anlaşma iptal.
I said no horses.
At yok dedim.
We'll take these three horses.
Üç at alacağız.
I take your horses to find my daughter.
Kızımı bulmak için atlarını alacağım.
Prepare five horses for them.
Onlara beş at hazırlayın.
We got horses over here!
Burada at buldum!
We got horses!
At buldum!
And to top it off them Comanches went and took the horses.
Üstüne de Komançiler atlarını çalmış.
Those five horses weren't for free.
O beş atı bedavaya vermedik herhalde.
Get the horses saddled.
Atları hazır edin.
Let's forget about horses.
Atlar unutalım.
But he does seem to like horses.
Ama atları seviyormuş.
Horses might be the only thing he likes as much as stealing cars. "
"Araba çalmak kadar sevdiği bir şey varsa, o da atlardır."
That's where the horses are.
- Atlar orada da ondan.
- I don't like the way he looks at the horses.
- Atlara bakışı hoşuma gitmiyor.
Hold your horses.
Ağır ol bakalım.
Dead horses, this strange smoke that everyone was just wild for...
At ölüleri, herkesi kendinden geçiren garip bir duman...
- I'm afraid of horses.
- Atlardan korkuyorum.
Your horses look like they need some water.
Atlarınızın suya ihtiyacı var gibi.
I paid off an editor of a local newspaper to write about a disease spreading among the horses.
Bir yerel gazete editörüne atların arasında salgın hastalık olduğunu yazdırdım.
I went straight to the Turkish garrison, I inspected the horses and this here stallion here had to be removed immediately.
Türk garnizonuna gidip atları inceledim ve bu aygırın acilen götürülmesi gerektiğini söyledim.
~ Cos we know you love horses.
- Çünkü atları çok sevdiğini biliyoruz.
horseshit 41
horse 275
horsey 38
horseman 16
horsemen 18
horsepower 177
horseback riding 16
horse whinnies 56
horse neighing 22
horse neighs 25
horse 275
horsey 38
horseman 16
horsemen 18
horsepower 177
horseback riding 16
horse whinnies 56
horse neighing 22
horse neighs 25