How could i say no traduction Turc
81 traduction parallèle
Well, how could I say no? It was all so wildly romantic.
Nasıl hayır diyebilirdim ki?
Oh, how could I say no to you?
Oh, sana nasıl söyleyebilirim ki?
How could I say no? He told me his Renuyu formula could do in minutes what plastic surgery would take years to accomplish.
Hayır dediğimde bana yeni formulünün plastik cerrahinin başarmak için yıllar harcayacağı şeyi dakikalar içinde yaptığını söyledi.
Sure. I mean how could I say no to a breezy like you?
Tabii. Senin gibi şeker bir kıza nasıl hayır diyebilirim?
How could I say no?
Buna nasıl hayır diyebilirim?
How could I say no to my oldest and dearest friend? How could I say no to my oldest and dearest friend?
En eski ve en değerli arkadaşıma nasıl'Hayır,'diyebilirdim?
He was a virgin, how could I say no?
Bakireydi, nasıl hayır derim?
How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ki?
How could I say no?
NasıI hayır diyebilirdim ki?
How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirdim?
Now how could i say no to that?
Şimdi ben buna nasıl hayır derim?
But how could I say no to you, right?
Ama sana nasıl hayır diyebilirim ki?
How could I say no to you?
Sana nasıl hayır diyebilirdim?
How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ki.
Now, how could I say no to you?
Sana hayır demek mümkün mü?
How could I say no to that?
Nasıl "hayır" diyebilirim?
How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirdim ki?
And, uh, How could I say no?
Ben de nasıl "hayır" diyebilirdim ki?
For tofu? How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ki?
Well, how could I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ki?
How could I say No to Raj,
Raj'a nasıl hayır diyebilirdim?
How could I say no?
Nasıl reddederim?
How could I say no?
Doğum günü hediyesi.
How could I say no?
Nasıl hayır diyebilirim?
Well, how could I say no to a woman as beautiful as you?
Sizin gibi güzel bir bayana nasıl hayır diyebilirim ki?
How could I say no to him?
Ona nasıl hayır diyebilirdim?
Well, how could I say no to that?
Bu teklife nasıl hayır diyebilirim ki?
How could I say no, when he was crying and begging me?
O ağlarken ve yalvarırken, nasıl hayır diyebilirdim ki?
How could I say no, right?
NasıI hayır diyebilirdim ki değil mi?
How could I say no to him?
Nasıl hayır diyecektim ki?
Oh, how could I say no to that face?
O tatlı yüze nasıI hayır derim?
I, uh... How could I say no, buddy?
Nasıl reddedeyim ki seni?
Well, he asked so nice, how could I say no?
Çok nazikçe istedi, nasıl hayır diyebilirdim ki?
How could I say no to law enforcement? Senator, the ozone meeting confirmed, And there will be national press at the penner lunch.
Senatör, Ozon Toplantısı onaylandı ve Penner'daki yemekte yerel basın da olacak.
How could I very well say "no" to Diane?
Diane'ne nasıl hayır diyebilirdim?
But I think I could pass a thousand bills more education, more health care, more rights but it wouldn't matter cause it seems nothing I say, no matter how I say it could ever bring this country together again.
BİN DAHA VERİBİLİRM AMA FARKETMEZ
I have no idea how you could say that, cause... you definitely don't see me every day, do you?
Bunu nasıl söyleyebiliyorsun bilmiyorum çünkü... Kesinlikle beni her gün görmüyorsun öyle değil mi?
I could say no, but how would you know I'm not lyin'?
Hayır diyebilirim ama yalan söylemediğimi ne bileceksin?
After my mother died, I did everything I could to please him, but I realized that no matter how hard I worked or how hard I tried...
Annemin ölümünden sonra, onu, memnun etmek için elimden geleni yaptım, ama ne kadar çok çalışırsam çalışayım, ne kadar çabalarsam çabalayım...
Well, I don't see how any man could say no to you in that dress.
Bu elbiseler içinde sana kimin hayır diyeceğini bilmiyorum.
Well, if I say no now, wouldn't she get suspicious? How could you even say yes in the first place?
Eğer şimdi hayır dersem, sence şüphelenmez mi?
No one asked for your help. And by the way, the next time you have something to say about me, like how I retreat into my work like dad, or whatever the hell it was you said to Joe, could you please say it to my face?
Kimse senden yardım istemedi ve bu arada bir dahaki sefere benimle ilgili bir şey söylemek istediğinde, mesela babam gibi işe gömülmemle ilgili, ya da Joe'ya her ne söylediysen, lütfen yüzüme söyler misin?
Oh, how could I ever say no to my biggest contributor?
En büyük bağışçımı nasıl ihmal edebilirim ki?
- How could I possibly say no to that?
Buna nasıl hayır diyebilirim ki?
How could you? It was the police, I couldn't say no!
Stockholm'de olduğunu biliyoruz.
How could I say "no"?
Nasıl hayır diyebilirim ki?
No, I... how could you say that? That's... wh...
- Bunu nasıl söylersin?
If I could be the person that Mason could come to no matter how badly he screws up, he could say what happened, I could help him fix it...
Mason ne hata yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin ona yardım eden adam olabilirim.
Well, how could I possibly say no?
Nasıl hayır diyebilirim ki?
Oh, how could I say "No" to such sad and obviously rehearsed faces?
Oh, bu kadar üzüntülü ve açıkçası önceden prova yapmış... bu suratlara nasıl "hayır" diyebilirim ki?
After what I did for your father, your family how you ever could say no to me.
Babana, ailene yaptıklarımdan sonra... bana bunları nasıl söyleyebilirsin?