How could you do that to me traduction Turc
160 traduction parallèle
How could you do that to me?
Bana bunu nasıl yapabildin?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yapabilirsin?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsın?
Mom, how could you do that to me?
- Anne! Bana bunu nasıl yapabildin?
How could you do that to me?
Bana bunu nasıl yaptın?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsınız?
- How could you do that to me?
- Bunu bana nasıl yapabildin?
Kind of. How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsın?
How could you do that to me? Didn't you think of me at all?
Beni hiç mi düşünmedin?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yapabildin?
You were the one so tender, J How could you do that to me...
Daima öyle narindin ki... ~ Nasıl yapabildin...
How could you do that to me? Are you trying to hurt me?
Beni üzmeye mi çalışıyorsun?
How could you do that to me? .
Bunu bana nasıl yaptın?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaptınız?
I mean, "Mickey, Mickey, how could you do that to me, man?"
Yani "Mickey, Mickey bana bunu nasıl yaparsın?" gibi. Böyle biri de olabilir.
Hercules, darling, how could you do that to me?
Herkul, sevgilim, bunu bana nasıl yapabilirsin?
Pete, how could you do that to me?
Pete, bunu bana nasıl yaparsın?
How could you? - How could you do that to me?
- Bunu bana nasıl yapabildin?
How could you do that to me?
Buna bana nasıl yapabilirsin?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsın Amy?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsın! Anneme!
How could you do that to me?
Üzme beni.
How could you do that to me? Back off!
- Bunu bana nasıl yaparsın, ha?
- How could you do that to me? !
- Bunu bana nasıl yapabildin?
- How could you do that to me?
- Bana bunu nasıl yaparsın?
You guys! How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaparsınız?
How could you do that to me?
- Bunu bana nasıl yaparsın?
But, Sunbae, how could you do that to me?
İyi de, beni nasıl böyle aldatırsın?
How could you do that to me, Henri?
Bunu bana nasıl yapabildin, Henri?
How could you do that to me... to us?
Bunu bana nasıl yapabildin bize nasıl yapabildin?
Going behind my back, helping to orchestrate this thing, how could you do that to me?
Arkamdan iş çevirdin, bu işi tezgahladın. Bunu bana nasıl yapabildin? Bunu bana nasıl yapabildin?
How could you do that to me? What is wrong with both of you?
Neyiniz var sizin?
How could you do that to me?
Bunu bana nasıl yaptın?
I know how you feel. And there's nothing I can say or do to help you, except that well, I wish it wish could have been me instead of Frankie.
Neler çektiğinin farkındayım ve acını hafifletmek için ne yapabilirim, ne söyleyebilirim bilmiyorum.
How could you do this to me? And why should you go now that it's all over, and I need you? - Why?
Rhett, bunu bana nasıl yaparsın neden herşey bittikten ve sana bu kadar ihtiyacım varken gidiyorsun?
How could you ask me to do a thing like that?
Benim böyle bir şey yapmamı nasıl istersin?
Could you show me how to do that?
Nasıl yaptığını bana gösterir misin?
You say to me, "How could you possibly do that?" Go ahead.
Sen bana, "Bunu nasıl yapacaksın" de.
I wanted to tell you how much you've hurt me like that rabbit means the world to you call me, you know I could do something stupid...
Beni nasıl yaraladığını anlatmak istedim ki seni aramamı söylemiştin. Ben Jeanne Resnais. Tahmin ettiğin gibi aptalca birşey yaptım...
J How could you do that to me...
Daima öyle narindin ki... ~ Nasıl yapabildin... ~ Nasıl yapabildin...
I was wondering if maybe you could show me how to do that.
Belki bana nasıl yapıldığını gösterirsin.
I was hoping you could give me some insight on how to do that.
Nasıl yapacağım? anlamama yardım etmeni umuyordum.
How could you say you loved me and do that to me?
Beni sevdiğini söyleyip sonra bana bunu nasıl yaptın?
- How could you do that to me?
- Bunu bana nasıl yaparsın?
HOW COULD YOU ASK ME TO DO A THING LIKE THAT? HUH?
Benden böyle bir şey yapmamı nasıl istersin?
How could you let Graham do that to me?
Graham'ın bana böyle bir şey yapmasına nasıl izin verdin?
So how you trying to tell me now there was nothing that you could do?
Peki, şimdi hiçbir şey yapmadığını nasıl bana anlatmaya çalışacaksın.
Maybe we could go out for a beer sometime, and you could tell me... how you do that to another dude.
Bir ara bira içmeye çıksak da, bana bu konuyu esaslı bir şekilde anlatsan, başka bir erkekle bu işi nasıl yaptığını.
Remember when you came to Flushing Burger - and gave me that speech about how I could do better?
Flushing Burger'e gelip nasıl daha başarılı olabileceğim hakkında konuştuğunu hatırlıyor musun?
Do you have any idea how frustrating it is to know that you are the only man who could ever possibly understand me?
Beni anlayabilecek tek erkeğin sen olduğunu bilmenin ne kadar üzücü olduğunu tahmin edebiliyor musun?
Hey, um, you know, if you're not busy later, Maybe you could show me How to do that--ka-cha- - kick thing,'cause, like, i tried it on a light switch,
Bir ara vaktin olursa belki bana şu hi-ya tekmesinin nasıl yapıldığını gösterebilirsin çünkü bir ışık düğmesi üzerinde denedim ve galiba parmağımı kırdım.