Hugs traduction Turc
778 traduction parallèle
I suppose you found that out from his hugs.
Sanırım güçlü olduğunu sana sarılmalarından anladın.
It means that Mother Kali, with all her arms outstretched... hugs us to her bosom, welcoming us back as Thugs...
Bu, Kali Ana, uzanan kollarıyla... bizi göğsüne basıp Thuglar olarak selamlıyor demek... 50 yıllık bir uykudan uyanan...
Lots and lots of hugs... your old friend, Beatrice Schröder.
"Kucak dolusu selamlar yolluyorum herkesten. Eski arkadaşın, Beatrice Schröder."
- He hugs the earth like a child its mother.
- Bir çocuğun anasını kucakladığı gibi toprağı kucaklıyor. - Kamp kurun.
I'll give you a basket of hugs.
Kucak dolusu sarılırım.
I'll miss your hugs.
Kucaklarını özleyeceğim.
I'll give you a basket of hugs.
Sana kocaman sarılırım.
" as well as the hugs and the loves of those who have loved.
" sevdiklerin tarafından sana geri dönecektir.
And then he gives me one of those special proprietary hugs of his...
Ardından kendine has bir şekilde sarılıyor bana...
"Sweet hugs and languid caresses!"
"Tatlı sarılmalar ile baygın okşamalar!"
When the wind's in the willow a girl hugs her pillow and wishes that she knew his name
Rüzgar söğüdü dalgalandırırken bir kız yastığına sarılır ve adamın adını bilmiş olmayı ister
"He hugs shadows and calls out to them as Laila"
"Heryere seni bulacağı umuduyla gidiyor"
She hugs him.
Ona sarılıyor.
The heroine hated a man's hugs. She just couldn't stand it.
Buna katlanamaz.
No hugs, no kisses?
Kucaklamak öpmek yok mu?
Lots of hugs to everyone, and for you, a big kiss from me!
Hepinizi kucaklıyorum kocaman öpücükler!
Hugs the grandchildren. Hugs the...
Torunlarını kucaklıyor.
Hugs her special kids.
Özel çocuklarını kucaklıyor.
Regards to you, Karl. Hugs, Rosa.
Sana ve Karl'a selamlar.
- I'm too old for hugs.
Kucaklaşmak için fazla büyüğüm.
- You're never too old for hugs.
- Kucaklaşmak için hiç bir zaman fazla büyük olmazsın.
Hesendsyou big hugs andkisses.
Size öpücükler gönderiyor.
Ardennes hugs Jocelyn like a son, feeds him a spiel in Creole.
Ardennes Jocelyn'e oğlu gibi sarılıyor. Kendi şivesinde onu besliyor.
Don't expect hugs and kisses for this.
Bunun için sarılıp öpeceğini sanma.
Big hugs.
Kocaman sarıl.
Big hugs.
Kocaman.
I don't like hugs and kisses.
Ben sarılmalardan hoşlanmam. Sarılalım ama.
In case I don't see you before the Thanksgiving holidays, why don't you give me one of your big hugs? Oh, George!
Şükran Günü'nden önce görüşemeyiz belki o yüzden sizi şimdi kucaklayabilir miyim?
Hugs and kisses!
Öpüldün.
Remembering the hugs and the handshakes.
Sarılmalarınızı el sıkmalarınız hatırladınız.
- Now Dasher, now Dancer! Now Prancer and Vixen! - All your hugs and kisses too
- Süslü, Dansçı, Zıpzıp, Cadaloz
Hugs, hugs!
Sarılın, sarılın!
What about those mental hugs of yours?
Ya sizin şu zihinde kucaklama olayına ne demeli?
So Spock actually hugs his father?
Spock gerçekten babasını mı kucaklıyor?
We don't settle our problems with hugs, man. We settle them with bare knuckles and - Right.
Sorunları kucaklaşarak değil yumrukla hallederiz...
I remember laughs, And uh... and hugs, Lots of hugs,
Kahkahaları hatırlıyorum, kucaklaşmaları hatırlıyorum.
Mom was big on hugs,
Annem kucaklaşmayı çok severdi.
"Hugs and kisses, from Picasso." Hugs and kisses...
"Picasso'dan koca bir öpücük." Koca bir öpücük!
That's for the hugs and kisses.
Bu koca bir öpücük içindi.
Everybody hugs, you know.
Herkes sarılıyor.
You know. Like where he hugs you and then kind of rolls you away, and....
Onun sana sarılıp seni diğer tarafa yuvarladığı...
Kisses, hugs, smiles, fights.
Öpücükleri, kucaklaşmaları, gülümsemeleri, kavgaları.
Hate... hugs.
Ben de sevmem.
I send you a thousand hugs.
Ayrıca binlerce kere kucaklıyorum.
Bear hugs will lead to the conception of new life to be born in the hibernation den in the dead of winter.
Ayının kucaklaması, bu, uçların olduğu dünyada yeni bir hayatın doğuşunu simgeler
Hugs. Now Baby Doll and precious be together forever.
Artık Bez Bebek ve kıymetlisi hep birlikte olacaklar.
Finally, the clouds of her unreason burst - there's tears, sobs, hugs with the family and... it's over for me.
Ne? Son olarak da mantıksızlık bulutları dağılır. Gözyaşları, hıçkırıklar, aile fertleri ile kucaklaşmalar.
We don't know if the hugs are welcome.
Ama sizin politikanız, bunu engelliyor. - Hayır. - Evet, çünkü bu kucaklamaların ne anlama geldiğini bilemeyiz.
Hugs.
Soru işareti.
Bechir always hugs me.
Mangin beni çağırttı.
When marimba rhythms start to play Dance with me Make me sway
d when marimba rhythms start to play d d Dance with me d d Make me sway d d Like a lazy ocean hugs the shore d d Hold me close d d Sway me more d d Like a flower bending in the breeze d