Humbug traduction Turc
173 traduction parallèle
Humbug!
Saçmalık!
Christmas, humbug?
Noel mi saçmalık?
Humbug I said, and humbug I mean.
Saçmalık dedimse saçmalıktır.
- Humbug.
Saçmalık.
Humbug.
Saçmalık!
Humbug, I tell you.
Saçmalık diyorum sana.
And he said that Christmas was humbug.
Ve sonra da Noel'in saçmalık olduğunu söyledi.
As if anything that gave excuse for this could be humbug.
Sanki bunun saçmalık olmasını gerektirecek bir durum var da...
- That Christmas was a humbug.
- Noel saçmalık demişti.
What, that humbug?
O hilekardan mı?
You humbug!
Seni düzenbaz!
Imm a humbug.
Bir düzenbazım.
When I looked in your hand, it was just Gypsy humbug.
El falı meselesi, sadece bir çingene palavrasıydı.
Wily old humbug, Sir Guy.
Sir Guy'un eski kurnazca şarlatanlıkları.
Humbug me eye.
Gözlerim beni aldatıyor.
An ant is what it is, and a grasshopper is what it is, and Christmas, Sir, is a humbug, good day.
Karınca karıncadır, çekirge de çekirgedir ve Noel efendim, aldatmacadır, iyi günler.
Humbug!
Üçkağıtçı!
Hu - hu - humbug!
Üçkağıtçı!
It's all humbug, I tell you!
Bunların hepsi hayal, sana söylüyorum!
He said that Christmas was "humbug", and he believed it, too.
Noel'in bir aldatmaca olduğunu söyledi ve böyle olduğuna inanıyor.
you old humbug!
Seni yaşlı üçkağıtçı!
You're an old humbug, Eddie.
Çok kurnazsın Eddie.
That humbug?
O sahtekara mı?
Humbug.
Yalan.
Humbug!
Düzenbazlar!
It's a humbug.
Düzenbazların işi.
A humbug?
Düzenbazların mı?
Humbug!
Düzenbaz!
It's humbug still.
Düzmece bunlar.
It's humbug, I tell you.
Düzmece bu.
Humbug!
Düzmece!
Pietistic little humbug.
Allah'ın belası serseri.
The Republic was all humbug!
Cumhuriyet dediğiniz tümüyle saçmalık bir şeydi!
Because this humbug who attributes you a star or takes a star away who judges and condemns this pompous little pretender to the throne of our French cooking this man is a humbug. And I say that on good authority.
Çünkü o size bir yıldız veren veya sizden bir yıldız alan bir düzenbaz sizi yargılayan ve mahkûm eden Fransız mutfağının tahtında oturur gibi yapan bu gösterişli küçük adam bir düzenbaz Bunu size bir bilirkişi olarak söylüyorum.
It's all humbug, darling.
Tamamen yalan dolan, aşkım.
Bah, humbug.
Aman, saçmalık.
I say, bah, humbug.
Aman, ben saçmalık diyorum.
And a "bah, humbug" to you.
Bir "aman, saçmalık" da sana.
And a "bah humbug..."
Ve size "aman, saçmalık..."
Humbug.
Saçmalık.
Humbug.
Sahtekarlık.
Christmas, a humbug, Uncle?
Noel mi sahtekarlık Dayı?
- Humbug!
- Sahtekarlık!
- Humbug.
- Sahtekarlık.
It's humbug!
Sahtekarlık bu!
Humbug!
Sahtekar!
Humbug, he said.
"Sahtekarlık" dedi.
He said Christmas was a humbug.
Noelin sahtekarlık olduğunu söyledi.
Bah, humbug! "
Ha, sahtekarlık! " diyor.
That Christmas was a humbug, a waste of time and money.
Noel'in bir sahtekarlık, vakit ve para israfı olduğunu.
That was a humbug, Fred.
Sahtekarlık oydu Fred.