Hurting traduction Turc
6,554 traduction parallèle
... you're really hurting me.
... gerçekten canımı yakıyorsun.
I know you're hurting right now.
Biliyorum, canın yanıyor.
You're hurting Tris.
Canın yanıyor Tris.
He was hurting you, I had to.
Canını yakıyordu, yapmak zorundaydım.
I'm tired of hurting.
Zarar görmekten yoruldum.
William, you're hurting me!
William, canımı acıtıyorsun!
You're hurting me, stop it, stop it!
Canımı acıtıyorsun! William! bırak beni....
You're hurting me, handsome. Not so rough, mister.
Canımı acıtıyorsunuz yakışıklı bey.
- BECAUSE WE WERE HURTING EACH OTHER.
Çünkü birbirimize iyi gelmiyorduk.
You're going through hell out there but you're hurting him, too. I can see it in his eyes.
Ringde çok zor durumdasın ama sen de onun canını yakıyorsun, gözlerinde görüyorum.
Creed realized he has a better chance of hurting Conlan to the body than to the head!
Creed, Conlan'ın kafasına vurmaktansa karnına vurmasının daha kolay olduğunu fark etti.
What, are you afraid of hurting a few trees?
Neden, birkaç ağaca zarar vermekten mi korkuyorsun?
Just don't want you hurting yourself is all.
Kendine zarar vermeni istemiyorum sadece.
Is bad tooth hurting?
- Çürük Diş mi ağrıyor?
- Are you hurting?
Canın mı acıyor? Hayır.
Because this really cannot be hurting this much.
Çünkü şu an bu gerçekten o kadar acıtmıyordur.
They wanted to get away from society and from people that didn't understand them, you know, because that was like hurting them, other peoples perception of them.
Toplumdan uzaklaşmak istiyorlardı ve onları anlamayan insanlardan. Çünkü, bilirsin işte, diğer insanların onlarla ilgili algısı canlarını yakıyordu.
- How am I hurting her?
- Ne yapıp da üzüyormuşum?
You know, these clashes that you're creating... They are not proactive, and they're hurting the team, and right now,
Sebep olduğun bu çatışmalar, yaratıcı değiller ve takıma zarar veriyorlar.
Because we were hurting people.
İnsanlara zarar veriyorduk.
Its getting up in the morning and not hurting anywhere.
Sabah kalktığında hiçbir yerin ağrımıyorsa
I knew that he was hurting, but I wasn t sure what kind of state he would be in.
Acı çektiğini biliyordum, ama ne durumda olduğundan emin değildim.
- Oh. You enjoy hurting people.
- Sen insanları incitmekten zevk alıyorsun.
Here I am, hurting over memories, and he's having to look at it every night.
Buradayım hatıralardan acı çekiyorum ve o her gece onlara bakıyor.
If someone's hurting you, I want you to be able to talk about it freely and confidentially.
Eğer biri sana zarar veriyorsa, rahatça ve gizlice söylemeni istiyorum.
You're hurting me
Canımı yakıyorsun.
I love this about you, how passionate and idealistic you are, Lena, how you would do anything to protect our kids, but by trying to protect one, you are hurting all of them.
Tutkulu, idealist ve çocukları korumak için ne gerekiyorsa yapmanı seviyorum Lena. Ama birini korumaya çalışarak hepsine zarar veriyorsun.
Well, that means someone who takes sexual pleasure in hurting someone.
Birini incitmekten cinsel zevk alan kişi demek.
Hurting her physically and emotionally
Onu ruhen ve fizikken incitmiştir.
- You're hurting me.
- Canımı acıtıyorsun.
You're hurting my feelings.
Kalbimi kırıyorsun.
Pop Pop! You're hurting him! Get off me!
- Dede, adamın canını yakıyorsun.
The shit that the mine is pumping into the water is what is hurting the children, not me.
O madenin şehir suyuna pompaladığı o boklar o çocukları hasta ediyor, ben değil.
- He was hurting Haley!
- Haley'i rahatsız ediyordu!
And when I saw him hurting her, I...
Ona zarar verdiğini gördüğümde, ben...
A bully was hurting his five-year-old sister.
Zorbanın teki 5 yaşındaki kız kardeşini rahatsız ediyordu.
And, you know... I've been told it's not good to date someone in the band... but honestly, I don't think it's hurting our sound, right?
Biliyor musunuz bana gruptan biriyle sevgili olmanın kötü bir şey olduğunu söylemişlerdi ama doğrusu müziğimizi pek etkilediğini düşünmüyorum, sizce de öyle değil mi?
He was hurting me.
Canımı yakıyordu.
You're hurting him!
Canını acıtıyorsun!
He's having sex. You're not hurting him.
Adam sevişiyor, sen de onu incitmiyorsun.
I mean, you're not hurting him, are you?
Yani, incitmiyorsun, değil mi?
It's not like your lie is hurting anybody.
Yalanın artık birisini incitmiyor.
Is it hurting?
Acıyor mu?
Ow, you're hurting my hand.
Ah, elimi acıtıyorsun. Selam.
And even when I cried and I said that they were hurting me, they didn't stop.
Ağladığımda ve canımı yaktıklarını söylediğimde bile durmaya tenezzül etmediler.
You're hurting me!
Canımı yakıyorsunuz!
You are hurting me.
Canımı yakıyorsun.
The sun is hurting my eyes.
Güneş gözümü acıtıyor.
Is it hurting pretty bad?
- Çok mu kötü yaralandın?
I was really hurting at the time, and... cutting made the pain feel like it's... under my control.
O zamanlar gerçekten incitiyordum, ve... kontrolüm altında gibi kesmenin yaptığı acıyı hissediyordum.
I wanted to help somebody for once, instead of hurting them.
İlk kez onları incitmek yerine birine yardım etmek istedim.