English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hustler

Hustler traduction Turc

549 traduction parallèle
The hustler will tell us.
Tamamdır.
I'm a hustler.
Ben bir üçkâğıtçıyım.
Born a hustler, you will die a hustler.
Bir düzenbaz olarak doğdunuz bir düzenbaz olarak öleceksiniz.
He's unpunished, and I'm not satisfied merely to see him become a hustler once again.
Cezasız kalacak ve onun bir kez daha bir dolandırıcıya dönüşmesini görmek beni tatmin etmeyecek.
Don't give me lip, ya cheap little hustler.
Bana artistlik yapma, pis düzenbaz.
Hustler, schmustler. I'm legit compared to some.
Düzenbaz müzenbaz, bazılarına on basarım ben.
Tell her, tell her, Frankie, what a honest hustler I am.
Ona ne kadar güvenilir bir düzenbaz olduğumu anlat.
Come on - tell me, one hustler to another, huh?
Hadi, söyle bana. Bir üçkağıtçı, diğerine.
I'm not a hoodlum, but I am a hustler.
Ben serseri değilim. Ama üçkâğıtçıyım.
I'm a good girl, not a hustler.
Ben iyi bir kızım. Fahişe değilim.
The Church of the Good Hustler.
Ayakçı Kumarbazlar Kilisesi.
Big John, do you think this boy is a hustler?
Koca John, sence bu çocuk ayakçı mı?
This boy is the greatest pool hustler you ever saw.
Bu çocuk bilardoda gelmiş geçmiş en büyük ayakçıdır.
You know, kid, I think maybe you're a hustler.
Biliyor musun, ayakçının teki olabilirsin.
"Fast Eddie Felson, Hustler."
Hızlı Eddie Felson, Ayakçı.
Why, you two-bit pool hustler.
Sizi üç kağıtçılar.
You know, a hustler.
Bilirsiniz işte, sokak kadını.
They called him the Hustler.
" Dolandırıcı çağırdı.
Hey, that's the Hustler's moll!
Hey, dolandırıcı beni kullan!
Oh no, I didn't... I never realized that Hastler had an ordinary commercial practise as well.
Demek avukat Hustler ticari davalara da bakıyor.
An old wino and a fat hustler?
Eski bir ayyaşa ve şişko bir fahişeye?
I'm just a hustler.
Ben bir fahişeyim o kadar.
I'm just a hustler.
Bir fahişeyim o kadar.
Miss Jelkes, honey, you're a hustler.
Bayan Jelkes, tatlım sen bir üçkâğıtçısın.
A fantastic, cool hustler.
Harika, soğukkanlı bir üçkâğıtçı.
- A hustler's dream.
- Bir dolandırıcının hayali.
You've been in and out of camps because you're the biggest hustler and scrounger in the US Army.
Amerikan ordusundaki en büyük hırsız ve dolandırıcı olduğun için bir çok kampta bulundun.
"Hotshot hustler," "Senor sharpshooter" or just plain "punk"?
Ne dememi istersin? "Muhteşem fahişe," "Bay keskin nişancı" yada sadece "çürük tahta"?
I don`t know what line Morey`s in... but myself, now, I`m kind of a hustler.
Morey'i bilmem ama..... ben jigoloyum.
Hell, I`m a hustler.
Ben bir jigoloyum.
I`m a hustler.
Ben jigoloyum.
You`re a hustler.
Sen jigolosun.
`Cause, hell, I ain`t no kind of hustler.
Lanet olsun, benden jigolo falan olmaz.
I'm going to be a pool hustler, he tells his friends.
Bilardonun puştu olacağım, der arkadaşlarına.
You're a real hustler.
İşini biliyorsun.
- Who invited you, Hustler?
- Seni kim davet etti Hustler?
Give the.30 caliber to the Hustler.
Silahı Hustler'a ver.
All right, Hustler, let's go.
Pekala Hustler, haydi gidelim.
Mark the spot and keep moving, Hustler.
O noktayı işaretle ve devam et Hustler.
Come on, Hustler.
Haydi Hustler.
He's a cheap, no-talent hustler who's using you to further his own ambition.
Her şeyin sırası var. O sadece bir konuşmaydı. Şu anda ise aklımda başka şeyler var.
You put this hustler together with Weinstock and maybe we got a big score.
Bu herifle Weinstock'un bağlantısı varsa, büyük balığı yakalarız.
Fixed myself an alibi with that hustler and you did the dirty work.
O an başka bir yerde olduğum için kendimi temize çıkardım ve sen de o sırada cinayeti işledin.
- Hey, I brought you a real hustler.
- Sana gerçek bir girişken getirdim.
I thought you were some cheap hustler Johnny was running in.
Ben de seni basit bir serseri sanmıştım.
Word goes out and every 2-bit hustler in the world is looking to turn you in.
Söz ağızdan çıktımı her şerefsiz üçkağıtçı peşimize takılır.
I never was a street hustler.
Hiçbir zaman sokaklarda sürtmedim.
There's nothing worse than a hustler with bad timing.
Yanlış zamanda yanlış bir dolandırıcıdan kötü birşey olmaz.
I'm the best hustler in the joint.
Buradaki en iyi iş bitirici benim.
To be in some half-assed sandlot production by a tasteless Johnny-come-lately hustler like you?
Senin gibi zevksiz bir dolandırıcının yaptığı iki paralık, kıçı kırık, ucuz bir yapımda oynamayı mı?
So you're a hustler?
- Dolandırıcı mısın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]