I'd like that traduction Turc
9,754 traduction parallèle
That sounds like someone I know.
Bu bana tanıdığım birini hatırlattı.
I'd like that.
Çok sevinirim.
Me and my life, I would probably like to be remembered for being the Paul Gascoigne that people have met throughout my life.
Ben ve hayatım, Paul Gascoigne olarak, hayatım boyunca tanıdığım insanlar tarafından büyük ihtimalle hatırlanacağım.
I'd like to think the people around us, I'd made them proud, made myself proud, and everybody else that was involved with my life, proud.
Etrafımdaki insanları, kendimi, ve hayatımda olan herkesi gururlandırdığımı düşünmeyi yeğlerim.
So I'm here to give these guys the tools they need so that their families don't have to go through - what mine did. - I'd like to know your success rate, Mr. Flender.
Ben de bu adamların aileleri bizim çektiklerimizi çekmesin diye onlara gereken şeyleri sağlıyorum.
If it was up to me, I'd leave that shithead with the rats, just like the rest of the garbage.
Bana kalsa o sikiği farelere yem ederim çöpün geri kalanı gibi.
I'd like that, too.
Bunu ben de çok isterim.
Because / once had a gaze like that. It was the look I had when I thought I'd never g0 outside the fence.
Çünkü bir zamanlar ben de böyle çitlerin dışına asla çıkamayacağımı düşündüğümde ben de böyle bakardım.
I told her it was an obscene thing to do and that if she ever tried to pull a stunt like that, I'd just tell everyone about our conversation.
Yapmaması gerektiğini ve eğer bir daha böyle bir numara denerse konuşmamızdan herkese bahsedeceğimi söyledim.
I'd kill to have eyebrows like that.
Öyle kaşlarım olması için her şeyi yapardım.
We all agree we'd like to see a field test right away, so, I assured them that there wouldn't be a problem with that.
Derhal alan deneyi yapma kararı aldık. Onlara sorun çıkmayacağını söyledim.
I'd like that.
Bunu ben de isterim.
I'd like to probably turn that into an acronym as well.
Bunu bir kısaltmaya dönüştürmek gerek muhtemelen.
I'd like that very much.
Çok isterim.
Mm-hmm. Look, I know I'm a stage five player, just mowing down chicks left and right, but my dad's not like that.
Bak, ben beş oyuncu aşamasındayım şu anda, sağı solu kurşun yağmuruna tutuyorum ama babam farklıdır.
I'd like to hear that call.
Hoşuma giderdi doğrusu.
That's what I'd like to know.
Ben de onu öğrenmeye çalışıyorum.
I just wish that you'd done a little bit more research or waited, uh, like a day.
Keşke biraz daha araştırma yapsaydın ya da bekleseydin, bir gün gibi.
I'd like to run with this if that's cool. Yeah.
Sorun olmayacaksa bu dosyayı ben istiyorum.
Oh, I'd like that, but I have business to attend to.
Çok isterdim ama ilgilenmem gereken bir iş var.
But you, I look at you and all the places you go and I'd just like to do that once.
Ama sen, sana bakıyorum ve gittiğin yerlere ve ben de bunu bir kez yapmak istiyorum.
I'd like that.
Ben de isterim.
I'd like that very much.
Bunu çok isterim.
Oh, that's a lesson I'd like to learn.
Oh, bu dersi bende öğrenmek isterim.
I-I'd like that.
- Tamam, güzel.
I'd really like that.
Hoşuma gider.
Yeah, I'd like that.
Evet, olur.
I'd like that.
Yapmayı çok isterim.
That's what it is, I miss you people,'cause you used to stand around like this and I get to go, "I'd fuck that one, and that one's okay," but now I don't even -
Sizi özledim. Sorun bu. İnsanları özledim.
That's just because he doesn't know you like I do.
Çünkü seni benim tanıdığım gibi tanımıyor da ondan.
It was like I'd been there before, like, I knew that there was something to find.
Sanki daha önce oradaymışım gibi, sanki orada bir şey bulmam gerektiğini biliyormuşum gibi.
I'd like that.
Çok isterim.
I'd just like to state that... I harbor no ill will toward Detective Gordon and the GCPD.
Dedektif Gordon'a veya GCPD'ye hiçbir dargınlığım olmadığını belirtmek isterim.
Perhaps you'd like me to wear a bomb suit with an opaque visor so Sharon doesn't know that it is I who...
Muhtemelen içi gözükmeyen bomba imha kıyafeti falan giymemi istersiniz... - Böylelikle Sharon kim olduğumu bilmez...
That's how I'd like my children to be.
Ben de çocuklarımın böyle olmasını isterim.
I'd like that.
Hoşuma gider.
I'd like to inform you that your presence no longer offends me.
Varlığının artık beni rahatsız etmediği hakkında seni bilgilendirmek isterim.
"I can't wait to see you in person, " but before that, I'd like to see you post this " all over social media, to exploit it for my own gain.
" Seni şahsen görmek için sabırsızlanıyorum, ama bundan önce, bunun sosyal medyanın her yerine yayıp, kendi çıkarım için kullanmanızı bekliyorum.
"We have a big stockholders meeting coming up in a couple of weeks and I'm about to endorse Ted Cruz, so I'd rather not do anything that could get me bad press right now, like being the father of a murderer and stuff."
"Gelecek haftalarda önemli bir toplantım var ve senatör ile bir anlaşma yapacağım. Yani basında kötü izlenim bırakmak istemiyorum bir katilin babası olarak."
So, having sex outside of porn scares me, and I don't want to commit myself to someone like that yet.
Yani, porno dışında seks yapmak, korkutuyor beni, ve henüz biriyle böyle bi'şey yapmak istemiyorum.
Now, with no obligation, but for curiosity alone, might I see a show of hands of people who are sure that they'd like to go.
Şimdi, hiç bir zorunluluk olmadan, fakat sadece meraktan, gitmek istediğinden emin olan insanların ellerini görebilir miyim?
When we bring him in, I'd like to hear more about that.
Onu getirdiğinde, bunun hakkında daha çok şey duymak isterim.
I'd like you for one moment to consider the idea that, to the tumor, we are the problem, we are the invader.
Bir an için şöyle bir şey düşünmenizi istiyorum. Tümöre göre sorun biziz. İstilacılar bizleriz.
Yeah, I'd like that, Chris.
Evet, çok isterim, Chris.
- Before we get to that, I'd like to revisit something that you said at our last meeting.
- Ona geçmeden önce seninle son konuşmamızda söylediğin şeyleri bir gözden geçirelim.
You won't tell me anything like some hidden plans you'd suggest or that I'm an idiot?
Ben mi salağım yoksa siz bana gizli planlarınızdan bahsetmeyecek misiniz?
Which is why I'd like to help change that one renegade mind.
Bu yüzden bu dönek akıllının fikrini değiştirmeye yardımcı olmak istiyorum.
I'd like to wake up to news that Monaco had been wiped out by an avalanche of poorly built palaces.
Bir sabah uyandığımda haberlerde Monaco'nun konaklarının bir çığ ile yıkıldığını duymak istiyorum.
I knew he'd pull something like that someday.
Bir gün böyle bir şey yapacağını biliyordum.
Because I knew that you'd get angry like this.
Böyle kızacağını biliyordum çünkü.
Instead of getting into business... there's something else that I'd like to do.
Bu işle ilgilenmek yerine yapmak istediğin başka bir şey var.
i'd like that very much 71
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to know 101
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to know 101
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35