I'd like to talk to you traduction Turc
944 traduction parallèle
I'd like to talk to you about coming back.
Geri dönüsün hakkında, konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you boys outside for just a minute, if you don't mind.
Eğer mahsuru yoksa siz çocuklarla bir dakikalığına dışarıda konuşmak istiyorum.
- I... I'd like to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
Mademoiselle, I'd like to talk to you.
Matmazel sizinle konuşmak istiyorum
I've never fiigured out what it would cost a year, but I'd like to talk about it with you.
Bunun yıllık olarak ne kadara mal olacağını hiç hesaplamadım ama seninle bu konuda konuşmak isterim.
- I'd like to talk to you for a moment.
- Sizinle bir dakika konuşmak istiyorum.
Mr. Matuschek, I'd like to talk to you for a moment.
Bay Matuschek, sizinle bir dakika konuşmak istiyorum.
There's something I'd like to talk to you about, Tarzan.
Seninle konuşmak istediğim bir şey var Tarzan.
- I'd like to talk with you out here.
- Seninle dışarıda konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you about something very important.
Sizinle çok önemli bir şey konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you, Tess.
Seninle konuşmak istiyorum, Tess.
As a matter of fact, there is something I'd like to talk to you about.
Aslında, seninle konuşmak istediğim bir şey var.
- I'd like to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you.
Seninle konuşmak istiyorum.
Besides, I'd like to talk to you.
Ayrıca seninle konuşmak istiyorum.
If you don't mind, Dr. Watson, I'd like to have a little talk with your brother, sir.
Sorun olmazsa, Dr. Watson, kardeşinizle küçük bir konuşma yapmak isterim, efendim.
I'd like to talk to you too Professor.
Sizinle konuşmak isterim Profesör.
And I'd like to talk something over with you, if I may.
Müsaadenizle, sizinle bir şey hakkında görüşmek istiyordum.
- I'd like to talk business to you.
- Seninle iş konuşmak isterim.
- Do you mind? I'd like to talk to you. - Not at all.
- Bir mahsuru yoksa konuşmak istiyorum.
She may be funny some ways, but she wouldn't do nothing wrong, so I'd like it if you didn't talk to people like it was.
Bazı açılardan tuhaf olabilir ama yanlış bir şey yapmaz. O yüzden insanlarla yanlış bir şey yapmış gibi konuşmanızı istemiyorum.
I'd like to talk to you.
- Evet. Sizinle konuşmak istiyorum.
- I'd like to talk to you.
- Sizinle konuşmak istiyorum.
I'm listening. - I'd like to talk to you not these characters.
- Seninle konuşmak istiyorum bu tiplerle değil.
Mrs. Walker, I'd like to talk to you about Kringle.
Bayan Walker, sizinle şu Kringle hakkında konuşmak istiyorum.
- I'd like to talk to you.
- Konuşabilir miyiz lütfen.
Very soon, I'd like to talk to you about yourself.
Sonraki görüşmemizde kendinizden bahsetmenizi istiyorum.
I'd like to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
Please, you can tell me to mind my own business... and if it would help any, you can hit me... like I did you, right across the mouth... but it'd be good to talk, and I'd like to talk, so there's no - -
Lütfen istersen kendi işime bakmamı söyleyebilirsin. Yardımı dokunacaksa, sana attığım gibi ağzımın ortasına tokat atabilirsin. Konuşmak iyi gelebilir.
Please, I'd really like to talk to you.
Lütfen. Seninle gerçekten konuşmak istiyorum.
I'd like to have a business talk with you.
- Sizinle bir iş görüşmesi yapmak istiyorum.
I'd like to talk to you about a deal you might find interesting.
İlginç bulabileceğin bir teklif yapmak istiyorum.
I'd like to talk to you, Elwood.
Seninle konuşmak istiyorum Elwood.
I'd like to talk to you too, Veta.
Ben de seninle konuşmak istiyorum Veta.
Come on in to headquarters, I'd like to talk with you a minute.
Haydi karargaha gidelim, seninle bir dakika konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you, Bud.
- Seninle konuşmak istiyorum Bud. - Tamam.
If you don't mind, I'd like to talk to you a little, Miss Taylor.
Sakıncası yoksa seninle biraz konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you in the study.
Seninle çaliºma odasinda görüºebilir miyiz?
I'd like to talk with you sometime, sir and tell you about my idea for harnessing a life force.
Bir gün sizinle yeni bir enerji hakkına konuşmak isterim.
- I'd like to talk to you about the house.
- Seninle şu ev hakkında konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to Harry for a moment. Would you mind?
Harry'le biraz konuşmak istiyorum.Izin verir misin?
All the same, sir, I'd like to talk to him before you do anything drastic.
Gene de zecri bir tedbire baş vurmadan onunla konuşmalıyım.
Could you name me a few? I'd like to talk to them.
Şüphelendiğiniz birileri varsa, onlarla konuşmak isterim.
I'd like to talk to you.
Sizinle konuşmam gerekiyor.
- I'd like to talk to you, sir.
- Sizinle konuşmak istiyorum efendim.
One day I'd like to talk to you... or rather, listen to you talk about everything, how you see everything.
Günün birinde seninle konuşmak isterim - daha doğrusu, seni dinlemek, dünyaya bakış açını öğrenmek isterim.
- I'd like to talk to you, my dear.
- Seninle konuşmak isterim, tatlım.
I'd like to talk to you if you can spare a few minutes.
Birkaç dakikanız varsa, sizinle konuşmak istiyorum.
If you can spare me a moment, I'd like to talk to you, young lady.
Bana ayıracak biraz zamanın varsa, konuşmak istiyorum genç hanım.
I'd like to talk to you privately.
Seninle yalnız konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you.
Sizinle konuşmak istiyorum.