I'll be there soon traduction Turc
586 traduction parallèle
Okay. I'll be there soon.
Pekala, hemen geliyorum.
I just got in a taxi... I'll be there soon.
Taksiye atlayıp geliyorum.
I'm close by, I'll be there soon.
Yakındayım. Birazdan geliyorum.
Wait right there, I'll be there soon.
Bekle, hemen geliyorum.
Give me a free hand, I promise you there'll soon be very few criminals in this community.
Bana yardımcı olursanız, buradaki suç oranını en aza indirmeye söz veriyorum.
I'll be there soon.
Birazdan orada olurum.
I'll be there just as soon as I can. I promise.
- Olabildiğince çabuk olacağım.
And I'll be there soon.
Yakında ben de geleceğim.
Just know that someday soon, you'll answer the door and I'll be there.
Sadece şunu bil ki, kısa bir sürede bir gün kapıyı açacaksın ve ben orada olacağım.
THERE'LL BE A SUPPLY SHIP COMING IN SOON, I THINK. THEY'RE EITHER DUE OR OVERDUE.
Geçen bütün o günler, aylar ve yıllar farksız birbirinden.
Yeah, well, listen, you better tell Miranda I'll be there as soon as I can.
Pekala, dinleyin, Miranda'ya söyleseniz iyi olur, en kısa zamanda orada olacağım.
All right I'll be there as soon as I can
Pekala. En kısa zamanda orada olurum.
I'll be out there again as soon as my leg comes around.
Bacağım iyileşir iyileşmez piste döneceğim.
Please, tell doctor Carpenter I'll be there as soon as I can.
Lütfen doktor Carpenter'mümkün olduğunca çabuk orada olacağımı söyleyin.
I'll be there soon
Şimdi orda olacağım!
I'll be there as soon as I can.
En kısa zamanda orada olurum.
I'll find a hole in this weather and be there soon.
Bu havada bir delik bulur orada olurum.
Wait there a little. I'll be back soon.
Az sonra geliyorum.
I'll be there as soon as I can.
Hemen orada olacağım.
Okay, I'll be there as soon as possible.
Tamam, bir an önce oraya geleceğim.
Soon, I'll be going there, too.
Hayır. Yakında ben de oraya gideceğim.
No, I'll be there as soon as I can.
Hayır, hemen geliyorum.
I'll be there as soon as I can.
Olabildiğince çabuk geliyorum.
And I bet someday real soon you'll be out there practicing sword with Sensei himself.
Eminim, çok yakında bir gün, orada Sensei'yle birlikte kılıç çalışacaksın.
You go there now, I'll be there soon
Sen şimdi oraya git, ben de yakında geleceğim.
All it means is cooperation, and that's what's important, cos I'll tell you if we don't sort out something - and soon-all that all that bloody mess up there will be the only options left.
Her şey işbirliği yapmana bağIı ve en önemlisi de bu çünkü sana şunu söyleyeyim eğer yakın bir zamanda bu işi halletmezsek şuradaki tüm o saçmalıklar geriye kalan tek seçeneklerin olacak.
You tell Dirty Bob that I'll be down there to do some dove shooting'real soon.
Kirli Bob'a çok yakında oraya gelip bazı güvercinleri vuracağımı söyle.
I'll be out there as soon as I can.
Olabildiğimce çabuk bir şekilde oraya gelmeye çalışacağım.
As soon as you have the girl, I'll be there.
Kızının elini tutuğun anda orada olacağım.
So why can't I stay up? - Go to bed. I'll be there soon.
- Yatağa git, hemen geliyorum.
I'll be there soon, Katherine.
Birazdan yanında olacağım, Katherine.
I'll be there just as soon as I can.
En kısa zamanda orada olacağım.
Soon there'll be no way I can help you.
- Hayır, teşekkür ederim. Al hadi. Yakında sana yardım etmemin imkanı kalmayacak.
There'll soon be no Farpoint Station, if I'm right about this.
Eğer bu konuda haklıysam, yakında bir Farpoint İstasyonu olmayacak.
I'll be there soon.
- Yakında orada olacağım.
Go in the room and leave the door unlocked. I'll be there soon.
Odaya git, kapıyı açık bırak, hemen geliyorum.
Tell him I'll be there soon to explain, all right?
Az sonra gelip ona durumu açıklayacağımı söyler misin?
I'll be there as soon as I can.
Elimden geldiğince çabuk orada olacağım.
I just don't think we'll be having dinner there soon.
Önemli değil.
- I'll be there as soon as I put this tape in.
- Bu kasedi takınca geleceğim.
As soon as I walk outside, there'll be girls.
Dışarı çıkar çıkmaz, orada da kızlar olacak.
Wait there! I'll be back soon.
Geliyorum hemen.
- I'll be there soon.
- Yakında oradayım.
Just take the keys, and I'll be there soon.
Anahtarları al, ben de birazdan gelirim.
And I'll be smiling again just as soon as we take that man there and slap him in that box there and roll it into that vat of acid there.
Ve ben en kısa sürede oradaki adamı alıp buradaki tabuta koyup şuradaki asit dolu fıçıya atınca, yeniden gülüyor olacağım.
You're so heavy, so we've slowed down. I think we'll be there soon.
Çok ağırsın, o nedenle yavaş gidiyorum, bir gün varırız!
I'll be excited as soon as I step up in there - first day of practice.
Ben sadece oraya çıkana dek heyecan duyarım - antrenmanın ilk gününe dek.
Yeah, I'll be there as soon as I can.
Evet, hemen oraya geliyorum.
I expect there'll be another little Beetle soon, now the sukebind's fowerin'.
Çiçekler açtığına göre yeni bir Beetle bekleyebiliriz yakında.
I'll explain everything when I get there. I'll be there as soon as I can, OK?
Ben gelir ve sana açıklarım.
I'll be there as soon as I can.
Elimden geldiğince çabuk oraya geleceğim.
i'll be back soon 284
i'll be back 1339
i'll be in touch 401
i'll be there 1011
i'll be there in ten minutes 21
i'll be right there 1448
i'll be fine 1438
i'll be right back 3576
i'll be back in the morning 18
i'll be there in five minutes 18
i'll be back 1339
i'll be in touch 401
i'll be there 1011
i'll be there in ten minutes 21
i'll be right there 1448
i'll be fine 1438
i'll be right back 3576
i'll be back in the morning 18
i'll be there in five minutes 18