I'll do everything i can traduction Turc
253 traduction parallèle
I'll do everything I can to help the children.
Çocuklara elimden geldiğince yardımcı olacağım.
Well, of course I'll do everything I can for you.
Yani, tabiki senin için elimden geleni yapacağım
I'll do everything I can to make a success of it.
Başarılı olmak için elimden geleni yapacağım.
- Naturally, I'll do everything I can.
- Pek tabii elimden geleni yapacağım.
I'll do everything I can for you
Senin için elimden ne gelirse yapacağım.
I'm sure he'll do everything he can.
Eminim yapabileceği her şeyi yapacaktır.
- I'll do everything that I can, sir.
- Elimden geleni yaparım efendim.
Stanley, I'll do everything I can.
Stanley, elimden gelen her şeyi yapacağım.
I give you fair warning, I'll do everything I can to keep her away from you, to help her forget about you and get her married to a guy who'll make her happy.
Seni şimdiden uyarıyorum, onun senden uzak durması, seni unutması ve onu mutlu edecek biri ile evlenmesi için elimden geleni yapacağım.
Believe me, I'll do everything I can!
İnan bana elimden geleni yapacağım!
I'll do everything I can, Kris. - Thank you.
Elimden geleni yapacağım, Kris.
I think you know that I'll do everything I can to see that you get a fair break.
Adil bir şekilde yargılanman için elimden gelen her şeyi yapacağımı biliyorsun.
Well, I'll do everything I can to please you.
Seni mutlu edecek her şeyi yapabilirim.
I'll do everything I can, but...
- Ben elimden geleni yaptım.
I assure you, we'll do everything we can.
Sizi temin ederim ki, yapılabilecek ne varsa yapacağız.
I'll do everything I can to see him live.
Onu canlı görmek için elimden geleni yapacağım.
Yes, we'll do everything we can, I assure you.
Evet, emin olun elimizden geleni yapacağız.
I'll do everything I can until tomorrow evening.
Yarına kadar ne yapabilirsem yapacağım.
I'll do everything I can to keep the children happy.
Çocukları mutlu edebilmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım.
I'll do everything I can.
Elimden geleni yapacağım.
I'll do everything I can to do you justice.
Senin adaletin için elimden geleni yapacağım.
I'll do everything I can.
Yapabileceğim herşeyi yaparım.
I'll do everything I can.
Elimden gelen her şeyi yaparım.
I'll do everything I can to help!
Yardım etmek için elimden geleni yapacağım!
Son, I'll do everything I can.
Oglum, elimden gelen her seyi yapacagim.
I'll do everything I can, Jim, to save him.
Onu kurtarmak için elimden geleni yaparım, Jim.
You'll get everything I can tell you, but when there is nothing, what do you want me to say?
Size söyleyebileceğim bir şey yok. Ne söylememi istiyorsunuz?
I'll do everything I can to avoid introductions such as you specialize in. I understand your feelings, Mr. Vandergelder. And I'm here marching beside you to assure you there will be no need for my services after your dinner engagement tonight.
Duygularınızı anlıyorum, ve bugün burada, yanı başınızda yürüyorum, bana inanın, bu geceki yemekten sonra artık hizmetime gerek duymayacaksınız.
She can probably do everything and I'll just sit around arranging flowers all day.
Her şeyi o yapar ben de oturur bütün gün çiçek aranjmanı yaparım.
I'll do everything I can.
Elimden gelen her şeyi yapacağım.
I'll do everything I can to help him, colonel.
Ona yardım etmek için elimden geleni yapacağım, Albay.
I'll ruin everything you've tried to do, Francesco. I can't go on.
Yapmaya çalıştığın her şeyi mahvedeceğim, Francesco.
I'll think of everything and you can do everything.
Her şeyi ben düşünürüm, sen de yaparsın.
I'll do everything I can for her.
Onun için elimden gelen her şeyi yapacağım.
I'll do everything I can do to help you but- -
Yardım etmek için yapabileceğim ne varsa yaparım ama- -
Well, I promise I'll do everything I can to help find Robin.
Robin'i bulman için elimden geleni yapacağım, sana söz.
She'll do everything I can do, won't she?
Benim yapabildiğim herşeyi yapabiliyor değil mi?
I'll do everything I can.
Elimden geleni yaparım.
I'll do it personally and everything will go smoothly.
Bunu düzgün bir şekilde yapacağım için fazla canınız yanmaz ve her şey gayet iyi geçer.
I'll love you forever and I'm gonna do everything I can to get you back.
Sonsuza kadar ve geri gelebilmen için elimden geleni yapacağım
I'll put this as diplomatically as I can, Mr. Hicks... but those businesses do everything but take out an ad for drug-running.
Elimden geldiğince duyarlı olmaya çalışacağım Bay Hicks ama bu işte uyuşturucu taşımaktan başka şeyler yapılır.
I'll do everything I can.
Yapabileceğim ne varsa yaparım.
i'm sure we'll do everything we can.
- Eminim... elimizden geleni... yapacağız.
Madam, I've been told of your situation. And we'll do everything possible, of course... but there's no procedure whereby we can arbitrarily displace... passengers already holding tickets on our San Francisco flight 119 in order to -
Bayan, durumunuz hakkında bana bilgi verildi ve elbette mümkün olan her şeyi yapmaya çalışacağız ama şu anda San Francisco'ya gidecek uçağımızdaki biletli yolcularımızı yerinden edip size yer açmamız maalesef hiç mümkün değil.
But I'll do everything I can to see you're not bored.
Ama senin sıkılmaman için her şeyi yapacağım.
I'll do everything I can to find her.
Onu bulabilmek için herşeyi yapacağım.
I'll do everything I can to stop the war.
Savaşı durdurmak için hala her şeyi yaparım.
I'll do everything I can to help you, but I need you to help me, too.
Sana yardım etmek için elimden geleni yaparım ama senin de gayret göstermen gerek.
But I swear, I'll do everything I can to help you out. Everything.
Ama yemin ederim sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
I'll do everything I can to see that she gets better, and that doesn't mean letting her sit in a courtroom and be destroyed.
Ve, onun iyileştiğini görmek için yapabileceğim her şeyi yaparım. Ve bu, onun mahkeme salonunda oturup mahvedilmesine izin vemrek anlamına gelmiyor.
Mr. Glaser, I assure you I'll do everything I can.
Bay Glaser elimden gelen her şeyi yapacağım.