I'll get it for you traduction Turc
572 traduction parallèle
Flowers, champagne, or whatever else you need. Just say the word, and I'll get it for you.
- Çiçek, şampanya, her şeyi hazırladım.
I`ll Get It For You. *
Senin için parayı alıp-getireceğim.
Jimmy, if you can get this crowd to keep quiet, I'll sing it for you.
Jimmy, şu kalabalığı susturursan sana şarkıyı söylerim.
I'll get it for you in a minute.
Birazdan getiririm.
If you give me a check for it, I'll get out of this joint.
Bana bir çek yazarsanız, bu evden giderim.
- I'll get it for you, sir.
- Ben alırım efendim.
I'll get it for you.
Hemen getireyim.
I hope you'll do all you can to get it back for me.
Onu geri alabilmek için elinizden gelenin en iyisini yapacağınızı umuyorum.
Ten? I ain't seen the king's face on a shilling for so long I've forgotten which George it is, but I'll take it and pay you when I get back.
Şilin görmeyeli çok oldu, üstünde hangi George var unutmuşum.
I ain't got the watch, but I'll get it for you.
Saat bende değil ama bulacağım.
I'll get it for you.
Ben alýrým.
I'll get it for you.
Şimdi getiriyorum.
- Oh, I'll get it for you, Dad.
- Senin için getireyim baba.
I'll sure get it for you.
Bunu başaracağımdan eminim.
I'll get it for you later.
Daha sonra bildiririm.
- I'll get it for you.
- Sizin için alırım.
I'm afraid it'll mean a lot of extra work for you... putting things in order so I can get away.
Korkarım bu sizin için bir sürü fazladan iş demek... İşleri yoluna koyarsanız gidebilirim.
Help me outta here and I'll get it for you.
Buradan çıkmama yardım et, ben de sana bilgiyi sağlayayım.
I'll get it for you.
Senin için alırım.
- I'll get it for you right now.
- Hemen getiririm.
I'll go get it for you.
Sizin için gidip getireyim.
I'll get it for you.
Ben sana bulur getiririm.
Here. I'll get it for you.
Dur ben alırım.
- I'll get it for you.
- Sigara.
If it's money you need, I'll get it for you.
Eğer ihtiyacınız olan paraysa, ben veririm.
I'll get it for you.
Gidip getireyim.
Wait, I'll get it for you. Keep playing.
Bekle ben senin için getiririm, sen çalmaya devam et.
I hope you enjoyed it because it's the last one you'll get for a long time.
Umarım tadını çıkarmışınızdır, çünkü bir daha böyle gün olmayacak.
I'll get it for you from my brother.
Gidip kardeşimden alırım.
I'll go and get it for you.
Hemen vereyim.
I'll get it for you, partner.
Senin için ben alırım, ortak.
I'll get it for you in the morning, okay?
Sabah sana alırım onu.
I'll get it for you.
Sana vereceğim.
I'll get you for this, Pan, if it's the last thing I do!
Sana bunu ödeteceğim, Pan, yapacağım son şey olsa da!
I'll get it for you. If he finds out about us, he'll kill me.
Eğer bizi öğrenirse, beni öldürür.
- I'll ask Dino to get it for you.
- Dino'dan onu senin için getirmesini rica edeceğim.
I'll get it for you right away.
Onu sana hemen getiririm.
I'll get it for you. Wait here.
Şimdi getiririm, burada bekle.
I'll get it for you.
Senin için alacağım.
Be patient and I'll get it for you, doll!
Sabırlı ol, sana bir tane alacağım fıstık.
I'll fix it for you as soon as you get back.
- Sen gelir gelmez hazır olacak.
I'll get it ready for you.
Hemen yaparım.
I'll have Robby run it off for you...... and you'll get it not later than tomorrow noon.
Robby'ye yapmasını söyleyeyim. Yarın öğlene kadar almış olursunuz.
Let me do it. I'll get the stuff out of the car for you.
Bana bırak, senin için eşyaları ben alırım.
Wait a minute and I'll go and get it for you. Now, isn't that a coincidence.
Biraz beklerseniz getireyim, ama bu bir tesadüf değil mi?
I'll get it for you.
Size getireyim.
Very well, I'll get it for you and then I never want to see you again, never.
Pekala, onu sana bulacağım. ve sonra seni asla görmek istemiyorum, asla.
I'll get it back for you!
Seni tekrar işe almalarını sağlarım.
I'll get Maj. Caldwell to arrange it for you.
Binbaşı Caldwell'e hallettiririm.
I'll get it for you in a minute.
Bekleyin, getireyim.
I'll get it for you.
Kameranı getireyim.