I'll go get her traduction Turc
287 traduction parallèle
I'll get her to go there first... and tell her to look once she's already there.
Önce onu oraya göndereyim sonra hayaleti söylerim.
Your aunt is waiting outside. I'll go get her for you.
Halanız dışarıda, onu çağırayım.
You go with her to find Father, I'll get the fishing rods
- Evet, öyle. Babasını bulmak için kızla sen git. Ben oltaları getireceğim.
Get her down here or I'll go up and drag her out of bed.
Aşağı insin yoksa ben çıkacağım.
I'll get everything ready and I'll go this way.
Her şeyi hazır hale getirip bu taraftan gideceğim.
I'll get going tonight. I better go to ma now and tell her.
Bu akşam yola çıkacağımı gidip anneme de söylesem iyi olur.
- I'll go and get her and bring her here.
- Gidip onu buraya getireceğim.
I'll go get her myself.
Gidip kendim getireceğim onu.
You guys get everything ready, I'll go buy a turkey.
Siz her şeyi hazırlayın. Gidip hindi satın alacağım.
I'll go get her myself.
Ben hallederim.
I'll go and get her off tomorrow.
Yarın oraya giderim ve onu çıkartırım.
I'll go get her and I'll be back.
Döneceğim. Faith!
Just tell me who it is and I'll go get her for you, that's all.
- Kim olduğunu söyleyin, çağırayım.
And if I get the money, I'll let her go.
Ve parayı alırsam, onu serbest bırakacağım.
I'll go get her and bring her back.
Gidip onu geri getireceğim
I doubt I'll get to go with her myself, once she gets off.
Gittikten sonra artık onunla çıkabileceğimi sanmam.
So we'll have to let it go at that for the time being since we don't have any alternative, and I really can now get on with my game.
Bu durumda herhangi bir seçeneğimiz olmadığına göre, şimdilik her şeyi oluruna bırakacağız, ve şimdi gerçekten ben kendi oyunuma devam edebilirim.
You'll have to get hold of a Mr. Jenkins and, uh, he'll go and get her.
Bay Jenkins'i bulursanız, Mary'i çağırır.
I'll go get her.
Gidip getireyim onu.
You can give her to me and get the film, or you can refuse and I'll go to the U.S. Attorney and give the film to him.
Onu bana ver ve filmi al, Yada reddet ve bende başsavcıya gideyim ve filmi ona vereyim.
I'll go get my case and check her out.
Gidip çantamı alacağım sonra da hanımefendiyi muayene ederim.
I'll play rough if you don't go get her!
Onu çağırmazsanız kabalaşacağım!
Get everything in one go and I'll check it once.
Her şeyi bir seferde yapacağım ve bir kere kontrol edeceğim.
Ah, well. You boys have everything covered so I think I'll go and get some sleep.
Siz gençler her şeyi ayarlamışsınız.
- I'll go get her.
- Gidip onu getireceğim. - Hayır.
Dad, please, go easy on her. I'll get your belt.
Kimse neler yaşadığımı bilemez...
Better get some gas. Fill her up. I guess I'll go stretch my legs.
biraz benzin alsak iyi olacak fulle. biraz bacaklarımı açsam iyi olacak sanırım
I'll go and get her.
Gidip onu alacağım.
I'll go get her.
Gidip onu çağırayım.
I'll go and get her.
Gidip onu getireyim.
She went to Wilson High School so first thing tomorrow, I'll go there and get a copy of her yearbook.
Wilson Lisesine gitmiş. Yarın ilk işim oraya gidip yıllıklara bakmak olacak.
I gotta go get it. Okay, fine. In the meantime, I'll just hold onto her for safekeeping.
Bu arada ben de onu güvende tutarım.
If I don't get her back, I'll have to go and get a real job.
Beni geri almazsa. Gerçek bir iş bulmak zorunda kalacağım.
And if things go well, maybe this time I'll get to see your underwear.
Ve kim bilir, her şey yolunda giderse belki bu defa ben senin iç çamaşırını görürüm.
- I'll go get her.
- Ben onu getiririm.
- I'll go get some of her things.
- Gidip onun eşyalarını getireyim.
- I'll go get her.
- Hayır, ben gidip onu getireceğim.
I'll go back to England after her funeral, I'll get a governess.
Defin işleminden sonra İngiltere'ye döneceğim. Bir bakıcı bulmalıyım.
CAN YOU TELL HER I HAD TO GO TO FIJI AND THAT I'LL CALL HER WHEN I GET THERE?
Ona, FIJI'ye gitmem gerektiğini ve oraya varınca onu arayacağımı söyleyin
I'll go as far away as I can get.
Her seyden mumkun oldugunca uzaklasacagim.
- I'll go talk to her after I get off.
- İşten sonra onunla konuşurum.
Well, I'll go get us some champagne.
Yanlış, Gadget. Suçlar her zaman ödenir.
I'll get her a taxi and we'll go to the office.
Ona bir taksi çağırıyım, biz de ofise gideriz.
- I'll go get her.
- Onu almaya gideyim.
I'll go get her.
Gidip onu alacağım.
So I'll go to Faith's and get some of her stuff.
Faith'in evine gidip ona eşya getireyim.
I'll go out and get her the perfect Xmas present.
Dışarı çıkıp ona Xmas hediyesi alacağım.
- I'll go get her.
- Çağırayım.
I'll go and get her.
Onun yanına gidiyorum.
I'll go get her dolls.
Ben gidip bebeklerini getireyim.
I'll run the marathon and get people to pledge money for every mile that I go.
Maraton koşacağım.. ve insanların koştuğum her mil için bağış yapmalarını sağlayacağım.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56