I'll go get him traduction Turc
361 traduction parallèle
- I'll go get him- -
- Onu almaya gideceğim...
I'll go get him.
Ben onu getiririm.
I'll go get him.
Dikkatli ol, orada Almanlar var.
If you'll just get ready, I'll go and fetch him.
Siz hazırlanın, ben de onu getireyim.
What here a moment, I'll go and get him.
Biraz bekleyin, gidip çağırayım.
I'll go and get him.
Gidip onu getireceğim.
I'll go right down and try and get him out.
Hemen gidip onu kurtarmalıyım.
We'll go see him when I get back.
Döndüğümde gider onu görürüz.
I'll go down to the Board of Health and make arrangements... to get him off the boat at once.
Kuzeni gemiden almak için, Sağlık Kuruluna gidip... gerekli işlemleri yapacağım.
I'll go and get him a sedative.
Gidip ona bir sakinleştirici getireceğim.
I'll go get him.
Onu getirmeye gidiyorum.
I'll go get him.
- Gidip ona yetişeyim.
I'll go get him.
Ben çağırırım.
I'll go out first, hold him in conversation, then you can get away.
İlk ben çıkıp onu oyalarım, siz rahatça uzaklaşırsınız.
I'll go round and see him if you think it'll help me get the part.
Rolü almama yardım edeceğini düşünüyorsan gidip onu görürüm.
Now, I'll just go for a little walk and give you some time to love him up and get real friendly with him.
Şimdi, ben küçük bir yürüyüşe çıkıp, onu iyice sevmen ve onunla gerçek bir dost olman için zaman tanıyayım.
I'll go and get him.
Gidip onu getireyim.
We'll go up and get the Ghost Dancers ourselves, and when we do, I'll out-rank him.
Oraya gidip Hayalet Dansçılar'ı kendi başımıza yakalayacağız, bunu yaptığımızda da, ben rütbece onun üstü olacağım.
I'll go and get him.
Gidip onu alayım
I'll go get him and get him back here safe.
Gidip onu buraya sag salim getiririm.
I'll go get him.
Hey. Ben getiririm.
Listen, I'll go get him, okay?
Bak, ben gidip onu getireyim, tamam mı?
- I'll go get him.
- Gidip onu getireyim.
I'll go get him.
- Geri getirmeliyiz.
- I'll be glad to go get him for you.
- Gidip onu size getirmekten mutluluk duyarım.
All right, you stay with him, I'll go on upstairs to get help.
Pekâlâ, sen onunla kal. Ben yukarı çıkıp yardım çağırayım.
I'll bet if I was to go down the shrine there and go to confession... I'd get three Hail Marys, and then the priest would ask me confidentially... if I can get him something light to carry underneath his coat.
Bahse varım, köşedeki kiliseye günah çıkarmaya gitsem birkaç duadan sonra rahip benden pelerininin altında taşıyabileceği hafif bir şey isterdi.
I'll call you back in a little while and we'll go get him next time.
Seni tekrar ararsa, bu kez onu yakaliyacagiz.
Then I'll go and get him to agree.
Sonra ben gidip kabul ettirteceğim.
I'll go get him.
Gidip onu bulayım.
I'll go get him.
Gidip geri getireceğim. Ippolit!
Hold on, I'll go get him.
Bekle biraz gidip çağırayım.
- I'll go get him.
- Ben onu getiririm.
You go over to Toby you get him to working, or I'll cut both of you!
Toby'e git ve onu çalıştır, yoksa ikinizi de keserim!
What the hell is Lyle doin in Alvarez, Texas? Hey, don't worry, I'll go get him.
Lyle'ın Alvarez'de ne işi varmış?
I'll tell him to get a job or go to college.
Bir iş bulmasını, ya da üniversiteye gitmesini söylerim. Üniversite mi?
Very well. Look, I'll go get him.
İyi, ben gidip onu bulayım.
Go and get some back up and I'll follow him.
Git birkaç kişi topla. Ben takip edeceğim.
I'll go get him.
Ben gidip babamı çağırayım.
Where is he? - I'll go get him.
- Onu getirmeye gideceğim.
I'll go and get him. I need some help.
Gidip getireyim.
I'll go and get him.
Ben gidip getiririm.
Hannibal, I'll go get the van ready to transport him.
Hannibal, ben gidip onu taşımak için vanı hazırlayacağım.
Well, I'll just go and get him.
Ben hemen gidip getireyim.
Shut up. I'll just go back and get him right now.
Arkaya gidip onu getireyim hemen.
- I'll go get him.
- Ben gider getiririm.
You can give her to me and get the film, or you can refuse and I'll go to the U.S. Attorney and give the film to him.
Onu bana ver ve filmi al, Yada reddet ve bende başsavcıya gideyim ve filmi ona vereyim.
I'll go get him.
Gidip getireyim.
- I'll go and get him... tomorrow.
- Onu yarın gidip getirebilirim.
I'll go get him.
Gidip haber vereyim.
I'll go get him.
Onu çağırayım.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go with you 602
i'll go by myself 33
i'll go ahead 21
i'll go now 83
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go with you 602
i'll go by myself 33
i'll go ahead 21
i'll go now 83
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56