I'll go with her traduction Turc
258 traduction parallèle
I'll go down to the swimming pool and watch the fireworks with her.
Havuza gidip onunla izleyeceğim.
You go with her to find Father, I'll get the fishing rods
- Evet, öyle. Babasını bulmak için kızla sen git. Ben oltaları getireceğim.
" Richard, dear, I'll go with you anyplace.
" Richard, sevgilim, seninle her yere giderim.
I'll go with her.
Onunla giderim.
I heard her screaming, "Guillermo, husband, wait. I'll go with you!"
"Guillermo, sevgili kocacığım, bekle ben de geliyorum" dediğini duydum.
Nathan, I'm sending my wife and her niece with you. They'll go with the troop as far as Sudro's Wells, and they'll take the stage east from there.
Karımı ve yeğenini seninle yolluyorum, Sudrow's Wells'e kadar, nereden arabaya binecekler.
Yes, I'll tell her not to go away again with the child
Tamam, bir daha çocuğuyla o kadar uzağa gitmemesini söylerim.
Of course, it is up to her. With your permission, I'll go to her. - No, you don't.
- Tabii, bu size kalmış. – Öyleyse birlikte gidip soralım. – Hayır olmaz.
I'll go away and I'll vanish into thin air if you just tell me, are you in love with her?
Bana bir tek şeyin cevabını ver, buharlaşıp giderim, ona aşık mısın?
You know I'll have to go along With her?
Onunla iyi geçinmek zorunda olduğumu biliyorsun, değil mi?
And if you don't tell her to go home with me, her mother, I'll have the law on you.
Eğer ona annesiyle beraber gelmesini söylemesseniz o zaman sizinle mahkemeye gitmemiz gerekecek.
if you want it I'll go with you all the way.
Seninle her şeye varım, iste yeter.
While you go over the crest of the hill, I'll push through the trenches with every man I can find.
Sen tepeye ilerlerken, ben bulabildiğim her adamla siperleri yaracağım.
I'll go with you. I know every rock.
Sizinle geliyorum. Her kayayı bilirim.
Mr. Fujisaki... I'll go anywhere with you tonight.
Mr. Fujisaki bu gece sizinle her yere gidebilirim.
I'll go anywhere with you.
Seninle her yere giderim.
And then I'll go with you wherever you like... and you can do with me whatever you want.
Seninle her yere gelirim. Ne istersen yaparım.
I'll go anywhere with you.
Seninle birlikte her yere giderim.
Now, I'll go and have a talk with Mr. Bennett and I promise you, I'll listen to everything he says. Hmm?
Ve sana söz veriyorum, onun her dediğini dikkatle dinleyeceğim.
She's leaving her husband. And I've decided I am gonna go with her, if she'll let me, to Paris tonight.
Ve izin verirsen ben de bu gece onunla Paris'e gideceğim.
I've made an appointment with her Go, we'll wait for her
Onunla buluşacaktım hadi gidelim!
I doubt I'll get to go with her myself, once she gets off.
Gittikten sonra artık onunla çıkabileceğimi sanmam.
No, I'll go with her, you hang back until I call you in.
Ben onunla gideyim, sen çağırana kadar bekle.
So we'll have to let it go at that for the time being since we don't have any alternative, and I really can now get on with my game.
Bu durumda herhangi bir seçeneğimiz olmadığına göre, şimdilik her şeyi oluruna bırakacağız, ve şimdi gerçekten ben kendi oyunuma devam edebilirim.
I'll go with her
Onunla giderim
I'm just another member of the Council, I'll go in with the others.
Her durumda ben sadece Konseyin bir başka üyesiyim. Beni diğerlerinin yanına koyacaktır.
You stay with me until after I do that show back home and I'll go anywhere with you.
Florida konserinin sonuna kadar benimle kal sonra seninle her yere gelirim.
Anything I could tell you would be a lie, captain... so how about we tag along with you to your destination... and then we'll go our separate ways.
Sana söyleyeceğim her şey yalan olur, yüzbaşı. O yüzden gideceğiniz yere kadar size takılalım sonra yollarımızı ayırırız.
- I'll go anywhere with you.
- Seninle her yere gelirim.
I see. It's worth $ 20 if you'll go out with her.
- Onunla çıkarsan 20 Dolar veririm.
- I think I'll go down with her.
- Ben de onunla ineyim.
All right, I'll go to bed at ten every night with a cup of cocoa and Howards End.
Tamam, Howards End ve bir kupa kakao ile her gece saat onda yatağa gireceğim.
Listen, I wasn't thinking about it, but if I ever do go out with her again, the first sign of trouble, I'll back off.
Her neyse. Bak, düşünmüyordum ama eğer onunla bir daha çıkarsam....bir sorun fark ettiğim ilk an geri çekileceğim, tamam mı?
The "Swallow" will leave with her first passengers, and I'll go to Paris, to the World Fair.
"Swallow" ilk yolcularıyla limandan ayrıldı ve ben Paris'e gidiyorum, Dünya Fuarı'na.
- Irene, why don't you go with her? - I'll go with her.
- Irene, neden onunla gitmiyorsun?
I'll go have a talk with her.
Ben onunla konuşurum.
I'll just go and put it up in the attic with her iron. [DOORBELL CHIMES]
Onu ütüsüyle birlikte tavan arasına kaldırayım bari.
Listen, I'll go and catch up with her.
Dinle. Gidip onu yakalayacağım.
- I'll go back with her.
- Ben de onunla gidiyorum.
- I'll go with her.
- Ben onunla giderim.
I'll go with her.
Onunla gitsem iyi olur.
I'll go home with you, and I'll be everything you've ever wanted in a man if... you can answer one question correctly.
Ve bir erkekten istedigin her seyi veririm ama bir soruya dogru yanit vermen sartiyla.
- I'll spend time with her before you go.
- Gitmeden önce ona zaman ayıracağım.
And if ratings don't go up with every show, I'll cancel the series and its performers permanently!
Her bölümle birlikte ratingler yükselmezse,... diziyi ve oyuncularını tamamen gözden çıkarırım!
Now, I know the newer the teacher, the smarter she is, but I-I'm afraid you're just going to have to go along with our policies, even if you don't agree with them.
Şimdi yeni öğretmenlerin her zaman daha akıllı olduğunu bilirim ama okul politikasına uymak zorundasınız. Hoşunuza gitmese bile.
Those paper pushers back home probably figure that since I'm new I'll go with this rent idea to make everybody happy.
Anavatanda evrak imzalamaktan başka bir işe yaramayan aptallar... "KARANLIKTA TAKİP" ... yeni atandığımdan onları memnun etmek için her şeyi kabul edeceğimi sanıyor.
I'll go with her.
- Ben onunla gideceğim.
Now, let her go and I'll come with you.
Şimdi onun gitmesine izin ver ve ben de seninle geleceğim.
If I don't ask her to go to bed with me, I'll commit suicide.
Ona benimle yatmasını sormazsam, intihara yelteneceğim.
Tomorrow I'll go speak with her,
Yarın onunla irtibata geçeceğim.
- I'll go with her.
- Onla gideceğim.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go now 83
i'll go ahead 21
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go now 83
i'll go ahead 21
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56