I'll make it up to you traduction Turc
522 traduction parallèle
I'll spend my life trying to make it up to you.
Hayatımın geri kalanını bunu telafi etmek için harcayacağım
If you aren't satisfied, I'll make it up to you, but don't make me take them back.
Memnun kalmazsanız telafi ederim ama lütfen iade etmeyin.
I'll make it up to you
Telafi edeceğim.
I want you to make a good deal of strong coffee... and bring it up to Captain Butler. I'll go and see Miss Scarlett.
Gidip sert bir kahve yapmanı ve Yüzbaşı Butler'a getirmeni istiyorum.
$ 4, that's all he had. I'll make it up to you on the next one.
Sadece 4 doları varmış, bir daha ki sefere hallederim.
I'll make it up to you.
Kendimi affettirmeye çalışacağım.
I'll make it up to you.
Onu ben telafi ederim.
I know you've had some long hours recently, but we'll make it up to you.
Çok yorgunsun biliyorum. Bunu telâfi edeceğiz.
I'll make it up to you, darling!
Yanında olacağım sevgilim.
Oh, Lloyd, I'll make it up to you, believe me.
Lloyd, bunu telafi ederim, inan bana.
I know I was off base, I'll make it up to you.
Ama bunu telafi edeceğim.
Come on, I'll make it up to you.
Hadi, sana eşlik edebilirim.
I'll make it up to you.
Bunu telafi ederim.
But I'll make it up to you for every one of those years.
Ama geçen her yılı telafi edeceğim.
I'll make it up to you.
Sorunu çözeceğim.
If you want to make an issue of the money, Lyle... I'll be glad to take it up with the Board.
Para konusunda konuşmak istersen Lyle bunu yönetime bildiririm.
But I'll make it up to you.
Fakat hatamı telafi edeceğim.
I hope, when this is all over, you'll let me try to make it up to you over a table for two in a dark café.
Umarım bu iş sona erince, sizinle barışmak için... kuytu bir kafede bir masada oturabiliriz.
I'll make it up to you.
Telafi ederim.
I'll make it up to you, kid.
Onu sana telafi edeceğim, çocuk.
I'll make it up to you.
Her şeyi telafi edeceğim.
You stand by me now, baby, and I'll make it all up to you later.
Şimdi benim yanımda ol, daha sonra bütün bunları sana telafi ederim.
I'll make it up to you a hundredfold.
Yüz misli karşılığını vereceğim.
- I'll make it up to you.
- Bunu karşılıksız bırakmayacağım.
I'll make it up to you.
Ben telafi ederim.
Well, Roger, if I've done anything human, I'll make it up to you.
Peki Roger, eğer insancıl bir şey yaptıysam, telafi ederim.
I'll make it up to you.
Hepsini telafi edeceğim.
I'll make it up to you.
Telafi edeceğim.
Listen, I'll make it up to you.
Hatamı telafi edeceğim.
I'll make it up to you.
Bunu telafi edeceğim.
I'll make it up to you, I swear I will.
Seninle barışacağız. Yeminle.
- I'll make it up to you.
- Kendimi affettiririm.
Jack, I'll make it up to you.
Jack, seninle tartışmayacağım.
I promise I'll make it up to you
Söz veriyorum bunu sana telafi edeceğim.
I'll try to make it up to you now.
Bunu şu ana kadar yapmaya çalıştım.
I'll give you a chance to make it up.
Durumu kurtarman için sana bir şans vereceğim.
- I'll make it up to you.
- Seninkini telafi edeceğim.
I'll do anything to make it up to you.
Onu yapabilmek için her şeyi yaparım.
I'll make it up to you
Size kendimi affetireyim!
I'll make it up to you, Kay.
Bunu telafi edeceğim, Kay.
I swear I'll make it up to you.
Yemin ederim ki, telafi edeceğim.
I'll make it up to you, you'll see.
Bunu telâfi edeceğim, göreceksin.
I'll make it up to you.
Düzeltirim.
I'll make it up to you.
Sana geri vereceğim.
Listen, when things start going good for me, I'll make it up to you.
Lou dinle. İşlerim yoluna girince borcumu ödeyeceğim.
I'll make it up to you, all right?
Senin için yapacağım, tamam mı?
I'll make it up to you, for what I've done wrong in the past.
Geçmişte ne yaptıysam, senin için yaptım
Brother, he is rash But for my sake... let that kid's wound heal first I'll teach him one-armed sword techniques... to make up for it, what do you think?
Peki, şu şekilde yapalım ;... lütfen öncelikle... çocuğun yaralarını iyileştirelim... sonra ben ona tek kollu kılıç tekniğini öğreteceğim
Well, later, when we're alone, - I'll make it up to you at my apartment. - What time tonight?
Sonra, yalnız kaldığımız zaman daireme gideriz, orada telafi ederim.
I'll make it up to you, I promise.
Sana bu telafi edeceğim, söz veriyorum.
I'll make it up to you by finding a good groom.
Size iyi bir damat bularak bunu telafi etmeye çalışacağım.