English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'll tell them everything

I'll tell them everything traduction Turc

61 traduction parallèle
I'll tell them about my father, all of his files, everything I've experienced.
Onlara babamdan bahsedebilirim. Tüm dosyalar, yaşadığım her şey.
If you force me to be a traitor, I'll go to the French police and tell them everything I know.
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
I'll go back to Morgan's Creek and I'll tell them everything.
Morgan's Creek'e dönüp onlara her şeyi anlatacağım.
If you're not here in half an hour, I'll come and tell them everything!
Yarım saat içinde gelmezsen, oraya gelip her şeyi anlatırım!
I'll tell them everything if I have to.
Gerekirse her şeyi anlatırım.
Call them, but I'm warning you, I'll tell them everything!
Ara onları, ama seni uyarayım, Onlara her şeyi anlatacağım.
When the police come I'll tell them everything...
Polis gelince onlara her şeyi anlatacağım...
I'll tell them everything.
Onlara her şeyi anlatacağım.
I'll tell them everything about the other day.
O olayı anlatırım.
Tell them to release me and I'll do everything myself.
Onlara beni bırakmalarını söyleyin, her şeyi kendim yapacağım.
Look, I'll tell them everything, about the train and how you...
Burada herkesin önünde mi söylememi istiyorsun, trende ilk adımı senin...
They'll get me hooked on those shots, and I'll tell them everything.
O iğnelerle beni uyuşturup, istediklerini söyletmek.
- I'll wait. If it sounds like I'm getting killed, call the police and tell them everything.
Eğer öldüğümü hissedersen, polisi ara ve herşeyi anlat.
I'LL TELL THEM EVERYTHING IF THAT'S WHAT YOU WANT.
- İstediğin buysa onlara her şeyi anlatabilirim.
You bring my hearts and give them back to me, I'll tell you everything you wanna know.
Siz kalplerimi getirip bana verin, ben de size bilmek istediğiniz herşeyi anlatayım.
I'm gonna tell them everything. They'll believe me because it's the truth.
Gideceğim ve bana inanacaklar çünkü gerçek bu.
Tell them I'll put everything except fear into them.
Söyle onlara, korku hariç her şeyi koyacağım.
I'll tell them. I'll tell them everything.
Onlara söyleyeceğim, her şeyi söyleyeceğim.
I'll tell you what, if they put thosetwo boys to death, that woulddefeat everything that Matt would bethinking about them.
Size ne olduğunu söyleyeceğim. Eğer bu iki insanı ölüme gönderirlerse... bu Matt in onlar hakkında düşüdüğü herşeyi boşa çıkarırldı.
I'll tell them everything, only for them.
Onlara her şeyi yalnızca o gözler için anlatacağım.
I'll tell them everything everything, dammit I'll expose you!
Anne durun, lütfen, durun! Daha fazla dayanamıyorum!
Let the cops arrive I'll tell them everything and the two of us will go to jail together
Onlara her şeyi anlatacağım, ikimiz birlikte hapse gireriz.
You change that... you save them, and I'll tell you everything you want to know.
Sen bunu değiştirip onları kurtar ben de sana istediğin her şeyi anlatayım.
I'll tell them everything you did to help me.
Bana yardım etmek için yaptığın herşeyi anlatırım.
- I'll tell them everything I know.
- Onlara bildiğim her şeyi anlatacağım.
Three dates, and I'll get you here, to the high-stakes medal round... where eight out of 10 women believe that the first kiss... will tell them everything they need to know about the relationship.
Üç randevuda sizi riskli madalya raunduna çıkarabilirim. 10 kadından sekizinin ilk öpücüğün... ilişki hakkında onlara her şeyi anlatacağına inandığı aşamaya.
I'll tell them everything if you don't leave my family alone!
Ailemi rahat bırakmazsanız, onlara her şeyi anlatırım!
They'll pick up Jack and he'll tell them everything he knows.
Jack'i yakalayacaklar ve o da bildiği her şeyi anlatacak...
If I tell them what I can do, it'll change everything.
Onlara anlatırsam ne yapabilirim.
But maybe now I'll just tell them everything.
Ama belki de artık onlara her şeyi anlatırım.
Show me a person's favorite records, And I'll tell you everything you need to know about them.
Bana bir insanın favori albümlerini söyle ben de sana onun hakkında tüm bilmen gerekenleri anlatayım.
If the cops get me, I'll tell them everything you did.
Polisler beni yakalarsa, yaptıklarını tek tek anlatırım.
Well, how about for their safety you tell me where I can find them, or I'll inform Headmaster of everything you just told me.
Güvenlikleri için şöyle yapsak nasıl olur, sen bana onları nerede bulacağımı söyleyeceksin yoksa bana anlattığın bütün her şeyi gider Müdür'e anlatırım.
I'll tell them everything. No, no, don't do that.
- Her şeyi anlatacağım.
I'll tell them everything.
Onlara her şeyi söyleyeceğim.
If I'm caught, I'll tell them everything.
Yakalanırsam, her şeyi söylerim.
If I want, I'll go to the police and tell them everything!
Eğer istesem polise gider onlara her şeyi anlatırım!
Let me go, I'll tell them everything.
Beni bırakırsan her şeyi anlatırım.
I'll tell them everything.
Bo ile Luffe.
Now, you do nothing, I'll expose you to the Cabinet, tell them everything you've done.
Şimdi hiçbir şey yapmazsan seni Kabine'ye ifşa edip neler yaptığını herkese anlatırım.
If you do nothing, I'll expose you to the Cabinet, tell them everything you've done.
Hiçbir şey yapmazsan seni Kabine'ye ifşa edip neler yaptığını herkese anlatırım.
I'll walk out this door. I walk over to the Gazette. I'll tell them everything I know.
Kabul etmezsen ben de buradan çıkar gazeteye gider ve bildiğim her şeyi anlatırım.
I'll tell them everything.
Her şeyi anlatırım.
If I don't put him in Barbara's trust, he'll tell them everything.
Barbara'nın ona güvenmesini sağlamazsam, onlara her şeyi anlatacak.
Watch out, I'll tell them everything.
Dikkat, Onlara herşeyi söyleyeceğim.
He'll tell them everything, and I'll spend the rest of my life in a maximum-security prison.
Onlara her şeyi anlatacak ve hayatımın geri kalanında yüksek güvenlikli bir hapishanede olacağım.
After I'm done... after I have succeeded... you'll go to the police, you'll tell them everything you know about Le Milieu.
Ben bu işi bitirdikten sonra... bu davayı çözdükten sonra... Polise gideceksin, onlara Le Milieu hakkında bildiğin her şeyi anlatacaksın.
When the cops get here, I'll tell them everything they wanna hear.
Polisler buraya geldiğinde onlara duymak isteyecekleri her şeyi anlatacağım.
I'll just tell them that I apologized for... whatever, heroically caring too much, and you admitted that you're a stubborn butthead, and everything's fine now.
Evliyalara yaraşır şekilde seni adam yerine koyduğum için özür dilediğimi söyleriz. Ve sen de inatçı katırın teki olduğunu kabullenirsin. Her şey gül gibi gider.
Politicians eat, and you've got to let me eat too, or I'll go to the cops and tell them everything.
Asıl yiyen politikacılardır, değil mi? Bana da yedirteceksin. Yoksa polise gider bütün hikayeyi anlatırım.
If you kick us out, I'll call the press and tell them everything.
Eğer bizi buradan atarsanız basını arar ve onlara her şeyi anlatırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]