I'll tell you everything traduction Turc
681 traduction parallèle
I'll tell you everything.
Sana her şeyi anlatacağım.
I'll do YOU a deal - you tell me everything you know, and I won't arrest you for obstructing a police investigation.
Ben bir anlaşma önereyim - siz bildiğiniz her şeyi anlatın, ben de polis soruşturmasını engellemekten sizi tutuklamayayım.
I'll tell you everything I know - even what we were looking for in that damn building.
Dinleyin, size her şeyi anlatacağım! O lanet binada ne aradığımızı bile...
If you force me to be a traitor, I'll go to the French police and tell them everything I know.
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
One day I'll tell you everything.
Bir gün her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything.
Her şeyi anlatacağım!
No need for questions, I'll tell you everything I know.
Soruya gerek yok. Size her şeyi anlatacağım.
Here, write your name and I'll tell you everything about you.
Şuraya isminizi yazın, hakkınızdaki her şeyi söyleyeyim size.
I'll tell you everything's gonna be all right.
Sana herşeyin yolunda olacağını söyleyeceğim.
Tell me everything, otherwise I'll cut your throat and put you in a trunk.
Bana her şeyi söyle, yoksa boğazını deşerim ve seni bir bagaja tıkarım.
I'll tell you everything.
Her şeyi söyleyeceğim.
I'll tell you everything! Joe!
Her şeyi anlatacağım!
- Alright, I'll tell you everything.
Tamam, sana anlat- -... sana her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything I know.
Bildiğim her şeyi size anlatacağım.
If you're not here in half an hour, I'll come and tell them everything!
Yarım saat içinde gelmezsen, oraya gelip her şeyi anlatırım!
You're gonna marry me tomorrow, or I'll tell the newspapers everything, then I'll kill myself!
Yarın benimle evleneceksin. Yoksa her şeyi gazetelere anlatırım. Sonra da kendimi öldürürüm!
I swear I'll forget everything and hold nothing against you... tell me as your confessor.
Yemin ederim herşeyi unutacağım ve sana karşı hiçbir kötü duygu beslemeyeceğim... Bana itiraf edebilirsin. Ben senin kocanım.
I'll tell you everything I know under oath.
Size bildiğim her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything.
Onun evinde büyüdüm.
Call them, but I'm warning you, I'll tell them everything!
Ara onları, ama seni uyarayım, Onlara her şeyi anlatacağım.
And if you tell everything, I'll lift your punishment.
Eğer gerçekleri söylersen, cezanı kaldırırım.
I'll tell you everything...
Sana herşeyi anlatacağım...
I'll tell you everything!
Size her şeyi anlatacağım!
I'll tell you everything.
Size her şeyi anlatacağım.
Wait, I'll tell you everything...
Bekle, sana herşeyi anlatacağım...
Certainly sir, I'll tell you everything.
Tabii ki, her şeyi anlatacağım.
"I have to talk to you about Karin." And then you'll tell him everything.
"Seninle Karin hakkında konuşmam gerek." diyeceksin ve herşeyi anlatacaksın.
I'll do everything I have said if you will tell me truly the nature of your interest in my people and Major Lawrence.
Söylediğim her şeyi yapacağım. Eğer halkımla ve Lawrence'la ilgilenmenizin gerçek sebebini söylerseniz.
If you don't go back, I'll tell him everything.
Eğer ki dönmezsen, herşeyi anlatırım ona.
I'll tell you everything later.
Sana daha sonra anlatırım.
Not that I'll expect you to tell me everything or anything, if you don't want to.
Bana her şeyi anlatmanı beklediğimden değil istemiyorsan hiçbir şey anlatma.
I'll tell you everything, officer.
Pekala Memur Bey her şeyi anlatacağım.
If you go to the cops, I'll tell your husband everything.
Polise gidersen, kocana bundan bahsederim.
I'll try to tell you everything, the way it all happened.
Size her şeyi olduğu şekilde anlatmaya çalışıyorum.
All right, I'll tell you everything.
Tamam, her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything.
Size herşeyi anlatacağım.
I'll tell you everything when I'm back.
Döndüğümde her şeyi anlatırım.
I'll tell you everything you want to know, but not here.
Öğrenmek istediğiniz her şeyi size anlatırım ama burada değil.
- Yes, I'll tell you... when, where, why, and how. - You'll tell me everything?
Her şeyi size söyleyeceğim.
I'll tell you everything in details.
Her şeyi ayrıntısıyla anlatacağım.
I'll tell you everything from the beginning.
Her şeyi anlatacağım. Başından itibaren.
You'll get everything I can tell you, but when there is nothing, what do you want me to say?
Size söyleyebileceğim bir şey yok. Ne söylememi istiyorsunuz?
I will tell you everything, and you'll approve of it.
Sana herşeyi söyleyeceğim, sen de kabul edeceksin.
Alright, I'll tell you everything.
Pekala, her şeyi anlatacağım.
By the time I'm through with you... you'll be ready to tell me everything I want to know.
Sizinle işim bitirmeden evvel... öğrenmek istediğim her şeyi bana anlatacaksınız.
And now I'll tell you everything.
- Ve şimdi, her şeyi anlatıyorum. - Hayır!
I'll tell you everything I know.
- Bildiğim her şeyi size söyleyeceğim.
I'll tell you what, move everything into the main bedroom, then you can use the spare room as a dung room.
Her şeyi yatak odasına taşıyın misafir odasını gübre odası olarak kullanın.
I'll tell you everything over lunch, and then I'll take you home, if the idea doesn't frighten you.
Her şeyi yemekte anlatacağım sonra da eğer müsaitsen evimde ağırlayacağım seni.
I'll tell you everything, but I don't know how to
Sana herşeyi anlatacaktım, ama nasıl yapacağımı bilemedim.
If this evening I get drunk, I'll tell you everything
Eğer bu gece sarhoş olursam, sana herşeyi anlatacağım. Biliyorsun, bu akşam yapacak bir şey yok.
i'll tell you everything i know 24
i'll tell you 1171
i'll tell you later 223
i'll tell you when i see you 17
i'll tell you a secret 44
i'll tell you that much 52
i'll tell you what 1535
i'll tell her 215
i'll tell you a story 22
i'll tell you when 27
i'll tell you 1171
i'll tell you later 223
i'll tell you when i see you 17
i'll tell you a secret 44
i'll tell you that much 52
i'll tell you what 1535
i'll tell her 215
i'll tell you a story 22
i'll tell you when 27