English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm an accountant

I'm an accountant traduction Turc

118 traduction parallèle
I also met your other secretary, the one that's the accountant now.
Ayrıca diğer sekreterinizle de karşılaştım, şu an muhasebeci olan.
I took you off an accountant's stool, pulled a pencil from behind your ear... and made you a politician.
Seni bir muhasebeci sandalyesinden aldım ve kulağının arkasındaki kalemi çıkarıp seni bir politikacı yaptım.
I'm an accountant with Saxe Paint Company.
Saxe Paint Şirketinin muhasebecisiyim.
Even though we established that I am not an accountant?
Benim muhasebeci olmadığım anlaşılmasına rağmen mi?
I'm a lawyer, not an accountant, Mr. Newton.
Ben avukatım, muhasebeci değil, Bay Newton.
I guess I've sunk about as low as an accountant can sink.
Sanırım, bir muhasebecinin batabileceği kadar battım.
- Oh, I'm an accountant.
- Ah, ben bir muhasebeciyim.
I would really strongly have to advise you against it, as an accountant.
Ve muhasebecin olsaydım, buna şiddetle karşı çıkardım. Bir muhasebeci olarak.
I'm an investigating accountant for the S.E.C.
S.E.C. için araştırmacı muhasebeciyim.
With Mary Fisher as my star client... I'm not just an accountant, I am...
Mary Fisher'ın temsilcisi olarak artık sadece muhasebeci değil
I WAS NEVER CUT OUT TO BE AN ACCOUNTANT.
Muhasebecilikten başka birşey yapmadım.
And even though I'm working as an accountant right now I'd really like to eventually work exclusively on my papier-mâché hats.
Ve şu an muhasebeci olarak çalışmama rağmen en sonunda özellikle kartonpiyer şapkalarım üzerinde çalışmak isterim.
"But, Your Honour, I'm an accountant."
"Ama, hakim bey, ben bir muhasebeciyim."
Look, I didn't do anything, I'm an accountant, I took care of Thomas'money.
Hiçbir şey yapmadım, ben muhasebeciyim Thomas'ın parasından sorumluydum.
I'm an accountant.
Ben muhasebeciyim de.
You think I'm an accountant, more interested in numbers than your instincts.
Sence, senin önsezilerinden çok sayılarla ilgilenen bir muhasebeciyim.
- I'm an accountant.
- Mali müşavirim.
God, I was inspired, and I'm an accountant, you know?
Tanrım, çok etkilendim, üstelik ben bir muhasebeciyim.
first thing I'd do when I hit a new port was go straight to an accountant and find out where the action was.
Evet, askerdeyken, yeni bir limana girer girmez yaptığım ilk şey... doğruca muhasebeciye gidip ortama akmaktı
I'm only an accountant.
Ben sadece muhasebeciyim.
- I'm an accountant and suffer from stomach ulcer.
- Neden ben? Ben muhasebeciyim zaten midem de hasta!
Yes, I'm an agricultural accountant.
Evet, ziraat saymanıyım.
I'm nothing more than an accountant.
Ben bir muhasebeciden başka bir şey değilim.
Not once did they make me feel I'm an accountant's daughter.
Hiçbir zaman bana karşı kötü davranılmadı.
- I'm an accountant.
- Ben bir muhasebeciyim.
BESIDES BEING AN ACCOUNTANT, I'M ALSO A PART-TIME SLEUTH.
Muhasebeci olmanın yanı sıra yarı zamanlı dedektiflik de yapıyorum.
- Southside Salvage. - I'm just an accountant.
Ben yalnızca muhasebeciyim.
No, I'm an accountant.
Hayır, muhasebeciyim.
Now, I trained as an accountant, right?
Muhasebe eğitimi aldım.
- From the... from the firm that's building this. I'm an accountant.
Şeyden... şey... ben muhasebeciyim.
How the hell did you know I'm an accountant?
Finansal tavsiye mi? ! Benim bir finansman olduğumu da nerden çıkardın?
I tell you, boss, I've made a packet as an accountant in LA.
Amerika'da çok iyi para kazandım.
- It reminds me why I'm not an accountant.
Neden muhasebeci olmadığımı hatırlıyorum.
And I can't get into the details. And I'm not an accountant.'
"Detaylara giremem çünkü bir muhasebeci değilim." demiştim.
I'm an accountant.
Muhasebeciyim.
And I'm not an accountant.'
... çünkü bir muhasebeci değilim. " demiştim.
I'm an accountant.
Ben muhasebeciyim.
I do a lot of things, but mostly I'm an accountant. I do a lot of things, but mostly I'm an accountant.
Birçok iş yapıyorum ama aslında muhasebeciyim.
The truth is that I knew he used to work as an accountant...
Ben buna kefilim. - Muhasebeci veya değil, onlar için çalışmamış mı?
I know an accountant / councilman with access to a civic investment portfolio...
Tanıdığım bir muhasebeci / meclis üyesi kesin yatırım kayıtlarına ulaşabilir.
- I think he's an accountant. Oh.
Sanırım muhasebeci oldu.
I'm hiring an accountant.
Bir muhasebeci tutuyorum.
I'm the son of an accountant for a timber company.
Kereste şirketinde çalışan bir muhasebecinin oğluyum.
I should have been an accountant.
Muhasebeci olmalıydım.
I'm an accountant.
Ben bir muhasebeciyim.
i know i'm-i'm just an accountant, but budgets are a lot like fashion you'd rather not see red.
Sadece bir muhasebeci olduğumu biliyorum ama bütçe moda gibidir.
Look, I'm an accountant. I'm just an accountant.
Dinle, ben sadece muhasebeciyim.
Sir... Sir, I've been trying to explain to the lady here that I'm an accountant.
Efendim bu hanımefendiye bir muhasebeci olduğumu açıklamaya çalışıyordum.
- I'm sort of an accountant.
- Bir çeşit muhasebeci.
- I'm an accountant.
- Muhasebeciyim.
I'm just an accountant, for God's name.
Bizden ne istiyor? Tanrı aşkına, ben sadece bir muhasebeciyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]