English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm an old man

I'm an old man traduction Turc

508 traduction parallèle
Take out the "old man" part... in what way am I an old man?
Yaşlı bunak kısmını çıkarsak olmaz mı? Benim nerem yaşlı bunak?
I suppose I'm an old man, my dear, but some of it seems like going too far.
Ben yaşlı bir adamım hayatım ama bazı şeylerde abarttığımızı düşünüyorum.
I'm an old man and can do no one any harm.
Yaşlı bir adamım, kimseye zarar veremem.
Oh, well, it... It's just from an old friend, a man I used to know in a show.
Bir revüden tanıdığım arkadaştan gelen bir yazı.
- Well, I'm sure it wasn't mine. - An old man give her the money.
- Benimki olmadığı kesin, yaşlı bir adam verdi parayı da.
I am an old man not afraid to fight.
Evet, yaşlıyım ama savaşmaktan korkmuyorum.
I'm an old man without horses.
Ayrıca atım da yok.
I'm an old man who will live until I die.
Ben yaşlı bir adamım, ve ölene kadar da yaşayacağım.
I'm an old man.
Yaşlı bir adamım.
It's unnecessary for me to say I'm an old man.
Yaşlı biri olduğumu söylemem gereksiz.
- I might, even though I'm an old man, still find a way to serve my country.
- Belki... Yaşlı bir adam olmama rağmen vatanıma hizmet edecek bir yol bulurdum.
My dear child, I'm an old and sick man.
Sevgili çocuğum, yaşlı ve hasta bir adamım.
- No. That I was part of everyday life, an old man?
Yaşlı bir adam ve her günkü yaşamının bir parçası mıydım?
I'm an old man and that history's a tremendous task.
Yaşlı bir adamım ve tarih yazmak da muazzam bir görev.
Please! I'm an old man.
Lütfen, ben yaşlı bir adamım.
I'm nothing but an old man.
Ben yaşlı bir adamdan başka bir şey değilim.
I'm looking for an old man who was here!
Yaşlı bir adamı arıyorum!
I'm old and money's a real comfort to an old man.
Yaşlandım ve para da benim gibi yaşlı biri için büyük bir teselli.
Joe say I'm an old man, no good for nothing.
Joe ihtiyar bir adam olduğumu, bir işe yaramadığımı söyledi.
And I am an old man.
Ve ben de yaşlı bir adamım.
Maybe I'm an old man, but I know your kind :
Yaşlı bir adam olabilirim ama senin gibileri iyi bilirim :
My dear, I'm an old man.
Sevgili, ben yaşlı bir adamım.
You're lucky I'm an old man!
Dua etki ihtiyar bir adamım!
I'm an old radio man. Battleship New York.
Ben eski bir radyocuyum.
I'm an old man.
Ben yaşIı bir adamım.
I was travelling in old Egypt and I befriended an ancient wise man.
Mısır'da seyahat ediyordum. Ve yaşlı bir bilgiçle karşılaştım.
I'm just an old man and I smell bad. Remember?
Ben yaşlı ve pis kokan bir adamım, hatırladın mı?
I'm an old man now, Senta.
Artık yaşlı bir adamım Senta.
Of course, should he want to drag it because he's an old man, then let him say so, and I will understand.
Elbette, bundan vazgeçmek isteyebilir çünkü o yaşlı bir adam, o zaman söylesin, bende anlarım.
I'm an old man with a young wife.
Ben genç karısı olan yaşlı bir adamım.
You know, Sea Wife, I met an old man on the ship.
Biliyorsun, Deniz Meleği, gemide yaşlı bir adamla tanıştım.
I'm an old man.
Ben yaşlı bir adamım.
I'm an old man, I have enough thoughts of my own.
Ben yaşlı bir adamım, benim yeterince düşüncem var.
- I'm not an old man.
- Ben eski dost falan değilim.
I only hope when I'm an old man I have a boy to fish for me.
Her zaman yaşlandığımda benim için balığa çıkacak bir delikanlının olmasını dilerim.
I am still an old man, but I will not be unarmed.
Evet belki ihtiyarım ; ama artık elim silahsız değil.
Listen, I'm not an old man yet.
Dinle, ben yaşlı bir adam değilim.
An old man takes a pot shot at me and I'm finished.
İhtiyar bir adam bana ateş etti ve işim bitti.
IT'S ONE OF THE MEMORI ES I HAVE OLD MAN WI LSON- - MAY GOD REST HIS SOU L.
Bu da hatırladığım anılardan biri.
Colonel Travis I'm an old man but you're wrong.
Albay Travis,... ben yaşlı bir adamım,... ama siz haksızsınız.
I'll be an old man before I learn the facts of life.
Hayatın gerçeklerini öğrenmeden yaşlı bir adam olacağım.
I AIN'T AN OLD MAN.
Ne yapacağım?
IN 1 2 SHORT YEARS, I'VE TURN ED INTO AN OLD MAN,
Walter, 1947'de 58 yaşındaydım.
I'm going out and knock me off an old man now, and i'm going to cut me a nice slice of cabbage for my troubles.
Şimdi çıkıp, yaşlı herifi mıhlayacağım ve dertlerimin üzerine bir güzel lahana dilimleyeceğim.
I am an old man, and I am alone.
Ben yaşlı bir adamım ve de yanlızım.
I would not want to shame my sword with an old man's blood.
Kılıcımı yaşlı bir adamın kanına bulayarak lekelemek istemiyorum.
I can remember hustling an old man for a dime a game.
Bir keresinde bir ihtiyarı 10 sente oynaması için kandırmıştım.
My esteemed friend, I'm an old man now.
Muhterem dostum, Ben artık yaşlı bir adamım.
I'm gonna look up an old friend of mine who's a newspaper man.
Gazetecilik yapan eski bir arkadaşımı göreceğim.
I'm an old man.
Ben yaşlı bir adamın.
I'm an ugly, horrible, grouchy old man.
Çirkin, korkunç, mızmız yaşlı bir adamım ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]