English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm calling it

I'm calling it traduction Turc

856 traduction parallèle
It's no good calling me names, because I won't argue with you anymore.
Bana isim takmanın bir yararı yok Susan, çünkü seninle tartışmayacağım.
When you say my name like that, it's like you're calling me from far away, like when I was little.
Adımı böyle söylediğinde sanki çok uzaklardan beni çağırıyorsun, sanki ufacık bir çocukmuşum gibi.
- I'm calling it Love Dreams.
- Adı Aşk Rüyası.
Listen, I'm calling Dr. Stall, and as a matter of fact, when I hear the tone, it'll be 22 and one half minutes till 6 : 00.
Dr. Stall ile görüşmek istiyorum ayrıca sesi duyduğum zaman saat, 6'ya 22.5 var demektir.
Now, listen, son, I told you how it was, and I don't want you calling me no liar.
Dinle evlat, sana ne olduğunu anlattım, ve bana yalancı demeni istemiyorum.
You must forgive me for calling you so late... but I really feel it's my duty.
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama kendime görev bildim.
I'm calling it off between us.
İlişkimizi bitiriyorum.
It's not Picasso I'm calling about.
Ben Picasso için aramadım.
But the voice went on calling me so I pressed myself against the wall, and it gave, like foliage and then I was inside.
Ses beni çağırmaya devam etti öyle ki, duvara yaslandım ve duvar yapraklar gibi açıldı ve içine aldı beni.
I'm calling it a day.
Artık paydos ettim.
Look, when I call you that, I'm calling myself the same thing, because I kill for money, too, but I ain't gonna make up any fancy names for it.
Bak, seni o şekilde adlandırdığımda, kendimi de aynı şekilde adlandırıyorum. Çünkü ben de para için öldürüyorum. Fakat buna ilginç isimler uyduracak değilim.
I'm calling the police. Take it easy.
Sakin ol, endişe edecek...
That's why I am calling you, so that people wouldn't think it was us... that we... you know... that we pinched it.
Seni bu yüzden çağırdım. Böylece insanlar bizim yaptığımızı anlarsınya, aşırdığımızı düşünmeyecek.
I only feel like calling the girls the night after an execution, so I guess it's not surprising.
Kadınları sadece infazların ertesi gecesi arayasım geliyor,.. ... o yüzden bu pek de şaşırtıcı sayılmaz.
For one thing, I think we should stop calling it "the accident."
Evvelâ bu olayı "kaza" diye adlandırmaktan vazgeçmeliyiz sanırım.
I don't why I'm even calling you, except it seemed like it would help if you knew about it.
Seni niçin aradığımı bile bilmiyorum, sadece bilmen gerektiğini düşündüm.
Well, I'm thinking of calling it...
Güzel, onu çağırmayı düşünüyorum...
Of course I'm not calling it after Bismarck.
Her halde Bismarck'ın adını vermeyeceğim.
I am calling in outside help. The famous French detective who recovered the Pink Panther the last time it was stolen.
Dışarıdan yardım çağıracağım son çalındığında Pembe Panter'i kurtaran meşhur Fransız dedektifini.
- Back it up, Buddy. - I'm calling you a bum!
- Salak diyorum.
Well, I'm calling it a day.
- Bugünlük benden bu kadar.
It's Leon, right? - I'm calling the police.
- Polis çağıracağım.
Well, I'm just calling to see if you're lonely... if there's anything I can do about it.
Yalnız mısın diye sormak için aramıştım. Eğer yalnızsan bir şeyler yapacağım.
I've looked into this thing, and a helluva lot of things don't add up about this... what are the cops calling it-a freak accident?
Bu olayı kendi başına inceledim ve bence bu olayla ilgili yerine oturmayan bir sürü şey var. Polisler nasıl diyorlardı, "Garip bir kaza" mı?
I have it on good authority that Capitol's president, David Blackman is considering calling in all the prints.
# Sağlam kaynaktan aldığım bilgiye göre, Capitol'un başkanı David Blackman... #... tüm kopyaları toplatmayı düşünüyormuş.
I'm calling it. What time do you have?
- Ben rapora öldü yazıyorum.
I'm calling it in.
Yardım istiyorum.
It's real hard to keep calling you... from a pay phone if you're never there... so that's why I'm calling you from here.
Seni, hiç bulamayıp devamlı ankesörlü telefondan arayıp durmak artık zor gelmeye başladı, o yüzden seni buradan aradıım.
- I'm calling him to say we don't want it.
Adamı arayıp istemediğimizi söyleyeceğim.
I'm calling it quits.
Pes ediyorum.
I believe that your profession... is calling it nostalgia.
Sizin mesleğinizde buna nostalji deniyor sanırım.
I'm calling it off.
Arayıp bitirdim.
I think it's Admiral Kirk calling.
Sanırım arayan Amiral Kirk.
My dream, I hope you do not find it crazy is that I would like the people here to feel that if there were a fire, calling the fire department would be a wise idea.
Hayalim şu, umarım size çılgınca gelmez bir yangın çıktığında, buradaki insanların itfaiyeyi aramanın iyi bir fikir olduğunu düşünmeleri.
I'm not really calling about that. - Mm-hmm. - If they wanna do it, let'em do it.
Yapmak istiyorlarsa yapsınlar.
When a policeman comes calling, I'm sure it can't be all that nice.
Ziyarete gelen bir polisse, o kadar güzel olamaz diyorum.
it's okay, I'm calling collect.
- Tamam, kısa konuşacağım.
I'm calling it.
Bu kadar.
I bet you if we'd have still been calling it shell shock, some of them Viet Nam veterans might have gotten the attention they needed at the time.
Bahse varım ki, hala "Mermi Şoku" diyor olsaydık bazı Vietnam muharipleri zamanında ihtiyaç duydukları bakımı görürlerdi.
Kel, I'm thinking about calling it off.
Kelly, vazgeçmeyi düşünüyorum.
It's 8 : 00, and I'm calling you out.
Saat 8 ve seni dışarı çağırıyorum.
I'm calling it in.
Merkezi arayacağım.
I'm calling it :
Adı :
Okay, I'm calling it.
Yok mu?
How about calling it "Yo, I'm Really a Boy"?
Şarkına "Ben gerçek bir oğlanım" adını vermeye ne dersin?
From now on, no more calling out "I found it" unless we're sitting in it.
Şu andan itibaren, arabanın içine oturmadığımız müddetçe "Buldum" diye bağırmak yok.
It was only by calling up the magical powers of nature that I was able to trap Hexxus inside an enchanted tree and save FernGully.
Tabiatın sihirli güçleri sayesinde Hexxus'u büyülü bir ağacın içine hapsettim ve Ferngully'yi kurtarmayı başardım.
I'm calling it off, the whole thing.
Bütün işi iptal ediyorum.
I rent it! I've tried calling you.
- Sana defalarca ulaşmaya çalıştım..
- I'm sorry if I blew it by not calling.
- Aramayarak mahvettiysem özür dilerim.
Listen, it's not me I'm calling about any, way,.
Dinle, zaten kendim için aramadım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]