I'm coming down there traduction Turc
73 traduction parallèle
- I'm coming right down there!
Hemen oraya geliyorum.
I'm coming down there, Booker!
Aşağı geliyorum Booker!
You know, when I got this leg hurt I was down in this rock quarry and all of a sudden there was this dynamite blast coming at me with the kind of force to kill 10 men.
Bacağım yaralandığında bir taş ocağındaydım. Sonra birden bir dinamit patladı. On adamı öldürebilecek güçte bir dinamit.
I'm coming down there in five minutes you get those files open, you pencil-pushing son of a bitch!
Beş dakika içinde aşağı iniyorum. O dosyaları açmış ol, seni geri zekalı masabaşı memuru!
From now on, when it starts coming down on you, I'll be there to protect you.
Herşey üzerine geldiğinde seni ben koruyacağım.
I'm coming down there!
Aşağı geliyorum.
You think I'm coming down there?
Aşağı geleceğimi mi sanıyorsun?
It's a good thing I'm coming down there to bail you out.
İyi olan şey kefaletini ödemek için geliyorum.
You tell Howard I'm coming down there.
Howard'a oraya geleceğimi söyle.
There I am, coming down the tunnel.
İşte oradayım, tünelden geçiyorum.
There's only one way I'm coming off this ledge and that's straight down.
Buradan aşağı inmemin tek yolu var, o da dümdüz aşağıya doğru.
If it was up there, would I be coming down here, to your level, looking for it?
Bir saniye düşün bakalım. Eğer yiyecek yukarıda olsaydı, onu aramak için... buraya, sizin seviyenize gelir miydim?
I'm coming down there.
Aşağıya geliyorum.
- I'm coming down there to kick your ass!
Buraya gel de seni bir güzel tepeleyeyim!
I'm coming down there with you.
Oraya seninle geliyorum.
- I'm coming down there.
- Aşağıya geliyorum.
Listen, Harvey, you punctilious prick you touch my column and I'm coming down there and poking your eye out with that little red pencil you like so much!
Harvey, seni kılı kırk yaran kalleş... eğer yazıma dokunacak olursan oraya gelip... o çok sevdiğin kırmızı kalemle gözünü oyarım!
I walk down the street every day and every day I'm thinking, if there's one person I'd die to see coming the other way... it's you.
Her gün sokak boyunca yürüyorum ve düşünüyorum, karşıdan geldiğini görmek için canımı vereceğim biri varsa... o sensin.
Wait there, I'm coming down.
Bekle, geliyorum.
I'm coming down there. And don't act like you're doing me some big favor.
Bana büyük bir iyilik yapmışsın gibi davranmaya da kalkışma.
I'm not coming down there after you. It's not safe.
Ben aşağı gelmeyeceğim, pek güvenli değil.
The next plane, or I'm coming down there to get you myself.
Gelecek uçak yoksa ben kendim gelip oraya Seni alıyorum.
If I don't hear something within 30 seconds, I'm coming down there!
Otuz saniye içinde sesinizi duymazsam, aşağı iniyorum!
Hi. Can I just check there are some tickets for, uh, my colleagues from the BBC who should be coming down.
BBC'den gelecek olan arkadaşlarımın biletlerini kontrol edecektim.
I think it's coming from down there.
- Sanırım aşağıdan geliyor.
I'm just going down there to get the Haitian, then I'm coming right back.
Oraya gidip Haitili'yi alacağım ve hemen geri döneceğim.
I'm coming down there!
Aşağıya geliyorum.
And Jack there is, well, like I said, pretty wound up and we saw you guys coming down the road, and he swears that you were pullin'too much speed...
Dediğim gibi, Jack de bayağı bir etkilendi. Sizi yoldan geçerken gördük ve ortağım çok hızlı gittiğiniz konusunda yemin ediyor.
I'm coming down there right away.
Derhal oraya geliyorum.
Thanks for coming down. I got a seat taped off for you over there.
Senin için şurada bir koltuk ayırdım.
I'm coming down there!
Yanınıza geliyorum!
I'm coming down there to haggle this out face to face.
Tamam. Evet... Bu pazarlığı yüz yüze yapmak için oraya geliyorum.
I think it's coming from down there.
Sanırım aşağıdan geliyor.
I'm coming down there.
Oraya geliyorum.
Now you tell me where and when to meet you because otherwise, I'm coming down there and you can deal with me then... your choice.
Bana nerede ve ne zaman buluşacağımızı söyle aksi takdirde ben oraya gelirim ve benimle orada yüzleşirsin. Seçim senin.
I'm coming down there right now.
Şimdi oraya geliyorum.
There was some pyro, and Michael was coming down the steps and I think somebody missed their cue.
Fişekler vardı. Michael merdivenlerden inerken biri başlama işaretini kaçırdı sanırım.
I'm coming down there.
Hangara geliyorum.
Listen, you fucking shit! I'm coming down there, and I'm taking your eyes out of your head and I'm gonna show them to you before I fucking squeeze them and then I'm gonna send them to you cunt whore of a mother!
Dinle seni sersem, geliyorum oraya, kafanı koparmaya ve sonra o kafanı ibret olsun diye millete göstericem
Claire, if you're not down here in 30 seconds, I'm coming up there get you!
Claire, 30 saniye içinde aşağıya inmezsen yukarıya gelip seni ben indireceğim.
No, I'm not coming down there to fill out a report!
Hayır, rapor vermeye gelmeyeceğim oraya.
Look, whoever this is, I'm coming down there, and I am [bleep ] ing you up for [ bleep] ing prank-calling me!
Bak, oradaki her kimse, yaptığın telefon şakası için oraya gelip, seni benzeteceğim.
I want you to call the Garden, tell them I'm coming down there to get some shit off my chest right now.
Garden'ı aramanı istiyorum. Söyle onlara, oraya gelip içimdekileri dökeceğim.
Tell them I'm coming down there right now to explain some shit.
Açıklama yapmak için oraya geldiğimi söyle.
I... I'm coming down there.
Oraya geliyorum.
I'm coming down there. No.
Hayır, olmaz.
I'm just saying slow down until we know that there are some donations coming in.
Sadece biraz hibe gelene kadar ağırdan almamız gerektiğini söylüyorum.
You find Tommy, you tell him to call me right away... or I swear, I'm coming down there, dead or alive... and shoving that "Anybody can dance" tutu down your throat!
Tommy'i buluyorsun, ve ona beni aramasını söylüyorsun yoksa yemin ederim, ölü veya diri gelirim oraya ve "Herkes dans edebilir" lafını ağzına tıkarım senin!
I'm coming down there. I'm going to give you a what-for...
Oraya geliyorum, size gününüzü göstereceğim...
- I'm coming down there right now.
- Hemen oraya geliyorum. - Hayır.
I admire your spirit, Miss Elsa, I do, but there's a revival coming down from Georgia next week... preacher wants to plant his tent right here.
Hevesinize hayranım Bayan Elsa, gerçekten, ama haftaya Georgia'dan ayin ekibi gelecek vaiz çadırını buraya kurmak istiyor.
i'm coming 2831
i'm coming for you 168
i'm coming back 122
i'm coming home 132
i'm coming now 34
i'm coming over 74
i'm coming right now 26
i'm coming with 21
i'm coming after you 33
i'm coming out 90
i'm coming for you 168
i'm coming back 122
i'm coming home 132
i'm coming now 34
i'm coming over 74
i'm coming right now 26
i'm coming with 21
i'm coming after you 33
i'm coming out 90
i'm coming down 98
i'm coming to you 66
i'm coming up 72
i'm coming too 51
i'm coming with you 574
i'm coming in 272
i'm coming to get you 101
i'm coming back for you 18
i'm coming through 19
down there 402
i'm coming to you 66
i'm coming up 72
i'm coming too 51
i'm coming with you 574
i'm coming in 272
i'm coming to get you 101
i'm coming back for you 18
i'm coming through 19
down there 402
i'm crazy about you 75
i'm cool 343
i'm calling you 30
i'm crazy 193
i'm confused 604
i'm cold 378
i'm calling it 83
i'm calling the police 306
i'm curious 397
i'm concerned 79
i'm cool 343
i'm calling you 30
i'm crazy 193
i'm confused 604
i'm cold 378
i'm calling it 83
i'm calling the police 306
i'm curious 397
i'm concerned 79