I'm fed up with you traduction Turc
126 traduction parallèle
I'm about fed up with you. lf you don't want to go, I do.
Eğer sen gitmek istemiyorsan, ben gidiyorum.
And you'd still be with Lea if she hadn't married poor Gustave I'm a family man at heart I'm fed up with tarts, and even
Ve zavallı Gustave ile evlenmeseydi, hâlâ Lea ile birlikteydin. Artık bir aile babası olmak istiyorum. Hayatım boyunca yosmaların peşinde koşamam.
I'm fed up with you!
Bıktım senden!
You know, Max, I'm getting awfully fed up with my job as a motorcar salesman.
Yani, Max, araba satıcılığından feci şekilde bunalmaya başladım artık.
- You'll take care of nothing. I'm fed up with you.
- Hiçbir şeyle ilgilenmeyeceksin.
Well it's the truth, I'm fed up with you!
Ama doğrusu bu, bıktım senden!
I'm fed up with you.
Senden bıktım.
You just go, I'm fed up with your moods.
Sen gideceksin, bense senin surat asmanı hatırlamakla kalacağım.
You know, I'm getting pretty fed up with the North Pole.
Kuzey kutbundan iyice sıkıldım.
I tell you, Monsieur Lautrec, I am fed up with these Lorettes!
Gördünüz Mösyö Lautrec, bu kadınlardan bıktım artık.
I'm fed up right to here with you.
Burama kadar geldiniz artık.
I'm fed up with the whole lot of you incompetents, nincompoops, bootlickers.
Siz beceriksizlerden, ahmaklardan, yalakalardan bıktım, usandım artık.
I'm fed up with all of you.
Hepiniz yettiniz.
I'm getting fed up with you and your insidious talk.
Senden ve o sinsice konuşmalarından bıktım.
I'm fed up with you!
- Artık senden gerçekten sıkıldım!
I'm fed up with you and your ideas.
Senden ve senin fikirlerinden bıktım.
I'm fed up with both of you!
İkinizle de uğraşmaktan gına geldi.
I'm fed up with you and everybody here!
Snden ve buradaki herkesten bıktım!
I'm fed up of traveling with someone like you.
Senin gibi bir adamla dolaşmaktan sıkıldım artık.
I'm fed up with you and your body.
Senden de vücudundan da bıktım.
Do you know what I'm most fed up with?
Beni en çok usandıran şey de ne, biliyor musun?
Look, I'm fed up with you, your kids, your wife and your whole family!
Bak, senden, çocuklarından, karından ve tüm ailenden bıktım.
I'm fed up with you sponging.
Bıktım cimriliğinden.
- Leave, I'm already fed up with you!
- Kaybol, Dinliyonmu beni!
I'm fed up with you and your stupid movies.
Senden ve aptal filmlerinden bıktım.
I'm fed up with you, you rancorous, coiffeured old sow!
Bıktım senden, kindar, fönlü, yaşlı domuz!
I'm fed up with you Miller.
Bıktım senden Miller.
I'm fed up with you, Höfgen.
Senden bıktım Höfgen.
I'm wondering if it's true that you are fed up with the way the embassy's been handling this... and that you're planning your own investigation?
Sorunu elçiliğin ele alış şeklinden bıktığınızdan eminim ve kendi araştırmanızı yapmayı planlıyorsunuz.
- I'm fed up with you!
- Bana bak!
I'm fed up with you two.
Siz ikiniz canımı çok sıkıyorsunuz.
I'm fed up with you treating me as if I'm some kind of thickie.
Bana sanki koca kafalıymışım gibi davranmandan bıktım usandım.
I'm fed up with you two.
Siz ikinizden bıktım.
- Look, I'm fed up with you.
- Pati izleri.
I am fed up with you. And I am fed up with Roy, whoever he is.
Senden ve şu Roy denen adamdan sıkıldım artık.
- I'm fed up with you.
Sonunda senden bıktım.
I've already told you I'm fed up with this stuff!
Bu tip haberler yapmayı çoktandır bıraktığımı bahsetmiştim sana.
I'm fed up with both of you!
İkinizden de bıktım artık!
I can tell you, by this time I was getting pretty fed up with Mr Lee.
Size şunu söylemeliyim ki Bay Lee'den bıkıp usanmıştım.
I'm fed up with you... but.... I'II cut you a break.
Senden sıkıldım Dorian... fakat.... senin için bir mola vereceğim.
- I'm getting so fed up with you. - Go to hell.
- Senden iyice bıkmaya başladım.
I'm fed up with you bastards!
Siz piç kurularından bıktım artık!
Well, thank you for the invitation, but I'm fed up with people's problems.
Davetiniz için teşekkürler ama biraz insanların problemleriyle boğuşacağım.
- I'm fed up with you and your attitude.
- Bu davranışların artık canımı sıkmaya başladı.
I'm fed up with you takin without payin', woman.
Senin tamirat ücretini ödememenden bıktım, kadın.
I'm fed up with you.
Bıktım senden.
I've been fed up with you ever since you were a kid!
- Çık git hayatımdan be! - Abi! - Ya bıktım, küçüklüğünden beri böyle be!
Bhentured, I fed up with you all, puckers!
Bıktım be hepinizden, adiler!
"I'm French," " and I am fed up with you sticking to my ass.'
Ben Fransız'ım ve senin k... çımdan bir türlü ayrılmamandan...
I'm fed up with you!
Bıktım artık senden!
I am fed up with you!
Senden bıktım!