I'm glad traduction Turc
27,960 traduction parallèle
I'm glad, too.
Ben de mutlu oluyorum.
I'm glad.
Ben de mutlu oluyorum.
I'm glad you're home.
Evde olmana sevindim.
I'm glad you came.
Geldiğine sevindim.
Thank you. Um, I'm glad this worked out.
- Bunu hâlletmemize sevindim.
I'm glad that the odds did not play out.
Yani olasılıklar tutmadığı için memnunum.
Oh, glad to know I didn't do all that work for nothing.
Onca işi bir hiç uğruna yapmadığım için mutlu oldum.
I'm not glad it's not working, of course.
İşe yaramamasına sevinmedim, tabii ki.
I'm glad you liked it.
- Harika.
I'm glad you noticed.
- Sonunda. Fark ettiğine sevindim.
Well, actually, I'm glad you know.
Aslında öğrenmene sevindim.
I'm glad you made it.
Gelebilmene sevindim. Gelsene.
Yeah, I'm glad I helped with that.
Peki, yardımcı olabildiğime sevindim.
- I'm glad.
- Sevindim.
I'm so glad you're okay.
- İyi olmana öyle sevindim ki.
I'm glad you're okay, too.
- Ben de seni iyi gördüğüme sevindim.
Well, I'm glad it hasn't gone to your head.
Seni değiştirmediğine sevindim.
I was hoping to torture you a little bit first, but since you're in such a rush, I will be glad to accommodate you with your schedule.
Önce biraz işkence edeyim diyordum ama madem aceleniz var vaktinizi boşuna almayayım.
I, um... I'm glad the katana sword found a worthy owner.
Katananın kendine layık bir efendi bulmasına sevindim.
Actually, Jonah... I'm glad you decided to pay me this little visit.
Aslına bakarsan Jonah ziyaretime gelmene sevindim.
This is why I'm glad I'm an only child.
İşte bu yüzden tek çocuk olduğuma seviniyorum.
Speaking of husks, I'm glad you're finally ready to open up about them.
Deri demişken, sonunda anlatmak istemene sevindim.
I'm just glad you finally figured out what you want.
Nihayet ne istediğine karar vermene sevindim.
And I'm glad that you told everyone. I'm just not very good at asking for help.
Yardım isteme konusunda pek başarılı değilim.
Concussion and frostbite, but I'll be dandy in a few days. That's good news. I'm glad you're gonna be all right.
Beyin sarsıntısı ve donma ama birkaç güne düzelirim.
I'm glad you're okay.
İyi olduğuna sevindim.
Oh, well, I'm glad that Oliver changed my mind.
Oliver fikrimi değiştirdiği için memnunum.
Oh, I'm glad I could save you the trip.
Ayağına geldiğime sevindim. Nedir mesele?
I'm glad you got them.
Aldığına mutlu oldum.
I'm glad somebody finally is.
Nihayet birinin soruşturmasına sevindim.
I'm glad you called. John.
Aramana sevindim.
And I'm so glad Sean found you.
Ve Sean'ın seni bulmasına çok sevindim.
Um... I'm so glad, Sarah.
Çok sevindim, Sarah.
But for now, I'm just glad you're both okay.
Fakat şimdilik, İkinizin de iyi olmasına sevindim.
I'm glad to see you're willing to sell out our heritage for a few extra gil.
Birkaç gil için mirasımızı satmaya hazır olman beni memnun etti.
I'm so glad you're alive.
- Hayatta olmana çok sevindim.
Well, good, I'm glad to hear it. Yep.
- Güzel, duyduğuma sevindim.
But I'm glad I didn't. I say we post this video and use it to lure Figgis down here, making ourselves into bait.
Ben bu videoyu yükleyelim diyorum bunu Figgis'i buraya çekmek için kendimizi yem olarak kullanalım.
- I'm glad you're there.
- Orada olduğuna sevindim.
I'm glad our time together taught you to defend yourself.
Geçirdiğimiz onca zamanda kendini korumayı öğrenmene sevindim.
I'm glad that Mason's dead.
Mason'ın ölmesine sevindim.
I'm glad you're gonna stay with us.
Bizimle kalmana seviniyorum.
I'm glad you're moving on, Mom.
Toparladığını görmek sevindirici, anne.
No, I'm glad that you're enjoying your mother being present for you, Jared.
Annenin sana destek çıkmasına sevinmenden memnun oldum, Jared.
And I'm glad you're getting to see Daniel, too.
Ayrıca, Daniel'ı görmeye gideceğin için çok memnunum.
I'm glad everything went well w... with your, uh... whatever he is.
Her şeyin yolunda gitmesine sevindim. Şeyinle, her neyse işte.
I'm glad the two of you are here.
İkinizin de burada olmasına sevindim.
But I'm glad to see you.
Ama seni gördüğüme sevindim.
I'm just glad I never paid upfront.
Ona önceden para vermediğim iyi oldu.
I'm glad I still have the capacity to surprise you.
Seni hâlâ şaşırtabildiğime sevindim.
I'm so glad you're here.
Geldiğine çok sevindim.
i'm glad to see you 135
i'm glad you're happy 27
i'm glad you're safe 28
i'm glad you liked it 33
i'm glad you're feeling better 26
i'm glad you asked 82
i'm glad you're okay 84
i'm glad you came 232
i'm glad i could help 31
i'm glad to hear that 156
i'm glad you're happy 27
i'm glad you're safe 28
i'm glad you liked it 33
i'm glad you're feeling better 26
i'm glad you asked 82
i'm glad you're okay 84
i'm glad you came 232
i'm glad i could help 31
i'm glad to hear that 156