I'm going to work traduction Turc
1,499 traduction parallèle
A company I bought into prior to going to work at Witter.
Witter'a girmeden önce bir şirketten satın almıştım.
Time to work. I'm going.
Çalışma vakti, ben gideyim.
As if I am going to do all this work every day?
Eğer ben hergün bu işi mi yapacağım? Sen yameği pişir.
No, I mean I'm going to work.
- Hayır, hayır... Benimle değil. Ben çalışacağım...
I'm going downstairs to work a bit, OK?
Biraz çalışmak için aşağı ineceğim, tamam mı?
Now, I know that doesn't seem like a lot of time, but if we work really hard, I know we're going to do great on these exams.
Biliyorum, çok fazla gibi görünmüyor ama çok çalışırsak sınavda çok başarılı olacağımıza eminim.
I'm going back to the crime scene, there's work to be done.
Olay yerine geri gidiyorum.
For fu... I'm going to work.
İşe gidiyorum.
No, I'm going to work.
Hayır, işe gidiyorum.
All these girls who I work with, they're always talking about what they're going to do when they make enough money.
Bütün bu beraber çalıştığım kızlar sürekli yeterli para kazandıklarında neler yapacakları hakkında konuşuyorlar.
I'm sorry for all the work you've put into this, but I'm afraid we're going to have to vote no.
Bütün bu emekleriniz için, üzgünüm. Fakat korkarım biz oylarımızı hayırdan yana kullanacağız.
But you're going to leave here, and you're going to take your Town Car back to your SoHo loft and I'm still gonna be here, out of work, and dealing with problems that you'II never understand.
Ama sen arabanı alıp SoHo'daki dairene geri döneceksin ve ben hala işsiz bir şekilde ve asla anlayamayacağın sorunlarla boğuşmak için burada olacağım.
Well, I'll be going. I have to get to work.
Tamam, gidiyorum, İşe gitmem lazım.
I'm going back to work.
İşe geri dönüyorum.
I thought you'd be happy they're going back to work.
Mutlu olursun sanmıştım, işe geri dönüyorlar.
- I'm going back to work. - Hey.
İşimin başına dönüyorum ben.
That is my big brother, who I'm going to be assisting on some very important business for the man you work for, and for whom I may put in a good word for you depending on how good you are to me.
O benim ağabeyim. Sizi çalıştıran adamın verdiği çok önemli işi, görmesine yardım edeceğim. Bakarsınız sizi ona methedebilirim.
All right, I'm going to work the phones over at the real estate office today.
Bugün emlakçıda telefonlara bakacağım.
They're probably going to bring in some high-priced rewriter. Why should I do his work for him? Do you have any other irons?
İnsanların en iyi yanlarını görmek, ruhlarımızın bize merak ve iyimserlikle dünyayla yüzleşmemiz için verilmiş bir hediye olduğuna inanmak gibi.
Oh, I stole it from work, and I'm going to keep stealing until I can get $ 10,000 to pay Pops back.
Onları işten çaldım, Ve 10.000 doları Pops'a geri ödeyene kadar çalmaya devam edeceğim.
After law school, I'm going to work for the NRDC.
Hukuk fakültesini bitirdikten sonra Doğal Kaynakları Koruma Konseyi'nde çalışacağım.
I'm going to stop by the bookstore on my way home from work tonight.
Bu akşam işten eve dönerken kitapçıya uğrayacağım.
I - i retiled my bathroom, and i'm thinking of going back to work.
Banyomu dekore ettim ve işe geri dönmeyi düşünüyorum.
I'm going to need cover, a place to work out of...
Gizlenecek bir yere ihtiyacım olurdu ve dışardaki işler için...
Okay, I'm going to go back to work now.
İşe dönüyorum.
That's it! I don't know who you really are or who you really work for, but I've listened to everything I'm going to listen to.
Kim olduğunu veya kim için çalıştığını bilmiyorum ama duyacağımı duydum ben- -
I know you've called the house, and I'm sure you've tried his cell, but I think you know this is not going to work out.
Eminim cepten ulaşmayı da denemişsindir. Bence bu işin yürümeyeceğini biliyorsundur.
So, I am going to grab a slice of this delish pizza and I'm gonna go do my work.
O yüzden bu leziz pizzalardan alıp..... işe dönsem iyi olacak.
I wasn't going to get up every morning to go to work.
Her sabah işe gitmek için kalkmayacaktım.
So I'm going to work.
Bu yüzden, ben de çalışacağım.
Okay, well, Dwight, just know that I've been very busy today and I've got a lot of work to do and I wasn't planning on going to the bathroom and I don't even know if anything's gonna come out.
Tamam, bak Dwight, sadece bugün çok meşgul olduğumdan, .. ve yapacak onca işimin arasında tuvalete bile gitmeyi planlamadığımdan tuvalate gitsem bile birşey gelmeyecektir, tamam mı?
Come on, man, I'm going to work.
Hadi ama dostum. İşe gitmem lazım.
I'm going to work.
İşe gitmem lazım.
I'm going to work, man!
Benim bir işim var dostum.
We're gonna wait a little longer on that to be sure, but I can't say I'm comfortable going to work every day and leaving him here.
Emin olmak için biraz daha bekleyeceğiz. Fakat işe gidip onu burda bırakırken rahat olduğumu söyleyemem.
So I'm gonna go and check into a hotel room and let you cool down, but we are going to work this out.
Bu yüzden bir otele gidip oda tutacağım ve sakinleşmeni bekleyeceğim. Ama bu işi halledebilir miyiz?
You want to know if you can use the algorithm, work backwards, to find this container? I mean, we have 15 girls... they're going out into the workforce, and-and... Yeah.
Bu konteynırı bulmak için geçmişe yönelik olarak bu algoritmayı mı kullanmak istiyorsun?
I'm not sure it's going to work.
İşe yarayacağından emin değilim.
Heylia, if you gonna drop out and become one of them li-li-shrieking Islam ladies, let me know, so I can hire a fucking babysitter, and call Keeyon in and get to work,'cause everything is going to shit.
Heylia, işi bırakıp o Müslüman kadınları gibi olacaksan söyle bakıcı tutup Keeyon'u çağırayım ve çalışayım çünkü her şey boka sarıyor.
I'm going straight to dinner after work today.
Bugün iş çıkışı doğrudan yemeğe gidiyorum da.
- They still think I'm going to work.
İşe gittiğimi zannediyorlar.
I'm going to work on the radio.
Ben telsizle ilgileneceğim.
I'm not exactly sure what "dress to impress" means but if I'm going to spend my night singing campfire songs and drinking cocoa, I'm thinking this will work.
"Şık giyim" nasıl olur emin değilim ama geceyi, kamp şarkıları söyleyip kakao içerek geçireceksem bu uygundur.
I'm going to try and make it work.
- Yürütebilmek için uğraşacağım.
Oh, you know, I have to get to work in a half an hour, and I don't need a dress, because I'm not going to the benefit.
Biliyor musun, yarım saat içinde işe gitmem gerek ve... elbiseye ihtiyacım yok çünkü yemeğe gitmiyorum.
I work for NCIS in D.C., but we don't have anything that can get down to the nanogram level, which is what I need to figure out what the hell is going on with my sample.
Ben NCIS'te çalışıyorum. Ama nanogram seviyesine inen bir aletimiz yok. Örneğimin ne lanet bir şey olduğunu anlamak için o alete ihtiyacım var.
I'm excited about going to work.
Hayatımda ilk kez işe gideceğim için heyecanlıyım!
You know what? I'm going back to work.
- Ben işe dönüyorum.
I am going to do a lot of good work in poor villages when my band, Powergrid, isn't touring.
Fakir köylerde harika işler yapacağım. Tabii ki "Yüksek Gerilim Hattı" adlı grubum turnede değilken.
I am going to put this on my desk at work, right next to the one you gave me last year.
İşteki masama koyacağım. Geçen sene bana verdiğinin yanına.
No, I'm not going to work for you... you're going to work for me.
Evet, sizin için çalışmayacağım. Siz benim için çalışacaksınız.
i'm going home 825
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to school 41
i'm going home now 31
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to school 41
i'm going home now 31
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414