I'm here to see you traduction Turc
1,258 traduction parallèle
Wait a second, I see what you're trying to do here!
Bir saniye, senin ne yapmaya çalıştığını anladım.
Why am I not surprised to see you here?
Sizi burada görünce neden şaşırmadım acaba?
I have a friend here I thought you might want to see.
Görmeni isteyeceğim bir arkadaşım var.
I'm here to see if you'd be interested in attending our school.
Buraya okulumuza gelmeyi düşünür müsün diye sormak için geldim.
- I thought you came up here to see me.
- Beni görmeye geldin sanmıştım.
I'm only here to see it doesn't land you in trouble.
Burada tek görebildiğim, bunun bu topraklarda sıkıntı olmadığı.
And as you can plainly see I'm in town, so I'm here to take that meeting... if you're available.
Ve şehirde olduğumu açık açık görüyorsun, yani ben o görüşmeyi yapmak için buradayım... Eğer sen müsaitsen.
I'm just here because he wanted to see you.
Buraya geldim, çünkü o seni görmek istiyor.
I'm here to see you.
Seni görmek için geldim.
Selfishly, I tried to keep you here, while the cancer ate away your organs, like an unstoppable rebel force, but I couldn't save you, and I shall see your face... nevermore, nevermore,
Bencillik yapıp, seni burada tutmak istedim. Kanser bütün hücrelerini önüne geçilmez asi bir güç gibi yiyip bitirirken, seni kurtaramadım ve senin yüzünü... bir daha asla, asla, asla göremeyeceğim.
I'm happy to see you here.
Seni burada görmekten mutluyum.
I'm sorry you're here. But I'm happy to see you again.
Burada olduğun için üzgünüm fakat seni yeniden gördüğüme de sevindim.
You see, I'm going to be here every day for you.
Bakın, ben her gün sizin için burada olacağım.
Unless you can get me back to my family, I'm staying here to see what happens.
Beni ailemin yanına göndermeyecekseniz neler olduğunu görmek için burada kalırım.
Why are you here, Mother? I told you I didn't want to see you here. lt's not for kids!
"Çocuğum, hakiki saadeti dışarıda bulamazsın ; çünkü o ruhumuzun tâ derinlerinden,... vicdanımızdan gelir."
Why do I have to say'see you when I go as if you live here? !
Senden ayrıldığımda "görüşürüz" demek zorunda mıyım?
That's why I'm here, to see if you can help me do a better job.
Daha iyi bir iş için bana yardım edip edemeyeceğini öğrenmek için buradayım.
I'm surprised to see you here.
Seni burada gördüğüme şaşırdım.
Stewie, I guess I'm not gonna be here to see you become a man.
Stewie, sanırım büyüyüp erkek olmanı göremeyeceğim.
You have no idea how good it feels to say that. I'm here to see you.
Buraya seni görmeye geldim.
You see, I could come back here tomorrow tell Stefano that I didn't want to put his artist to any more trouble and I had a new caricature done myself.
Yarın gelip ressamı meşgul etmek istemediğimi söylerim. Yarın gelip ressamı meşgul etmek istemediğimi söylerim. Kendi karikatürümü yaptırdım derim.
You see, I'm actually partial to this one here.
Ben bunu beğendim.
I was just surprised to see you here.
Ben sadece seni burada görünce biraz şaşırdım.
To be honest with you, I'm here to see if you'll consider alternate solutions..... to the problem faced by the Enkarans.
Sana karşı dürüst olacağım, buraya Enkaralılar'ın karşı karşıya oldukları probleme karşı başka bir çözüm yolunu değerlendirme olasılığınız olup olmadığını konuşmaya geldim.
I must say I'm surprised to see you here.
Seni burada gördüğüme şaşırdım.
You know, I think I'm beginning to see the problem here.
Yani bu senin dileğin olamaz. Galiba asıl sorunu görebiliyorum.
You see Adam... there are some suggestions which are to be brought forward... and I know you said you would entertain suggestions and that's all anybody here is asking you to do.
Biliyorsun Adam... Ortaya konulacak bir takım öneriler var... ve önerileri değerlendireceğini söylediğini biliyorum. ve buradaki herkesin istediği tek şey de bu.
I'm a little surprised to see you. Out here, now.
Ben biraz şaşırdım seni burada görünce Şimdi çıkacağım
My name is Etienne. Etienne, and I am happy to see you here.
Benim adım Etienne ve sizi burada görmek çok güzel.
You want to see how much I'm paying, still paying on your last term bill? Huh? Here.
Ne kadar ödediğimi son faturanı görmek ister misin?
"By God, I am sorry to see you here."
"Tanrım, seni burada gördüğüme çok üzüldüm."
Good evening, I'm delighted to see you here.
İyi akşamlar, sizi burada gördüğüme çok sevindim.
I see, you came here to find out if I was crazy?
Anlıyorum, buraya deli olup olmadığımı görmeye geldiniz.
- I'm here to see if you've lost your mind.
Aklını kaçırdın mı diye bakmaya geldim.
I'm very sensitive... especially when I see someone like you... walk in here and try to give meaning to your life... by screwing up somebody else's.
Ben son derece hassasım. Özellikle de sizin gibi başkalarının hayatını mahvederek, kendi hayatına bir anlam katan insanları görünce.
You came here to see me because I constrained you to.
Buraya geldin çünkü seni mecbur bıraktım.
That's why I asked you to see me here instead of coming to the clinic
bu yüzden seni görüşmek için kliniğe çağırdım.
I'M SURPRISED TO SEE YOU HERE.
Seni burada görmek şaşırtıcı.
No, I mean, I'm just shocked to see you here working.
Hayır, yani, seni burada görünce şok oldum.
And I'm here to help you see that.
Bunu görmene yardım etmek için buradayım.
You're gonna walk out of here on your own one week after swallowing a pharmacy, as close to death as I see people get and you think there's not gonna be a next time?
İlaçları yuttuktan ve ölümün eşiğinden döndükten bir hafta sonra buradan kendi isteğinle çıkıyorsun ve bir daha olmayacak mı sanıyorsun?
I'm just trying to help you see how you got here.
Ben sadece nasıl yardımcı olacağımı bulmaya çalışıyorum.
But now that you can see, I mean, now that I'm here, I understand if you don't want to go out on the date.
Ama şimdi beni görebildiğine göre, şimdi karşında olduğuma göre çıkmak istemezsen, seni anlayışla karşılarım.
You see, I've been afforded a marvellous opportunity to pass on what I've learned here to a much larger audience.
Önüme, daha geniş bir dinleyici kitlesine hitap etme fırsatı çıktı. Konu şu. Gelecek hafta KACL'de yeni bir program sunmaya başlayacağım.
You see, I happen to know several of the proprietors of the local vineyards here, and I'd be delighted to be your tour guide.
Yöredeki bağ sahiplerini tanırım. - Memnuniyetler sana rehberlik ederim. - Harika bir fikir.
But see, we're all there trying to map out a game plan and rehearsal schedule... and I'm sure whatever you two are talking about here... is so much more fascinating and important and, let's just say it, fun... but I'd really like to get an'A'on this assignment, and to do that... you'll have to discuss your sock hops and clambakes some other time.
Şurada plan yapmaya çalışıyoruz. Eminim konuştuğunuz konular çok daha ilğinç,.... ... önemli ve eğlencelidir, ama bu ödevden A almak istiyorum.
- I'm here to see you.
- Seni görmek için geldim.
Don't you know what my dream has been since, like, the beginning of time? - I'm here to win and I don't see you.
Kazanmak için burdayım ve seni görmüyorum.
You have to see me, because I'm standing right here.
Ama görmek zorundasın çünkü burada duruyorum.
David, I'm so glad to see you here.
David, seni gördüğüme çok sevindim.
As concerned as I always am about your personal well-being I'm not here to see you.
Şahsi iyiliğin için her ne kadar endişelensem de senin için gelmedim.