English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm just a little

I'm just a little traduction Turc

5,908 traduction parallèle
I just need a little more time to get everything back to normal.
Her şeyi normal haline döndürmek için biraz daha zamana ihtiyacım var.
Listen, I know I said I was tired, but I think I'm just a little bit nervous because I have a feeling I know what's going on here.
Yorgunum dediğimi biliyorum ama sanırım biraz gerginim. Çünkü neler döndüğünü biliyorum sanırım.
I'm- - I'm just going a little crazy out here.
Ben sadece... burada biraz kafayı yedim de.
Oh, so I should just paint a little white line down the middle of the fridge... his side / my side?
Buzdolabının ortasına beyaz çizgi çizip benim tarafım onun tarafı diye ayırmalı mıyım yani?
So can you just give me a little credit that I'm not a complete dupe?
Zır enayi değilim, yani bana biraz daha itimat duyamaz mısınız?
I'm at Americaville General Hospital where an entire town is holding a vigil for someone they just met this morning... a brave little boy from France named Claude.
Şu anda Amerika Genel Hastahanesindeyim tüm şehir sabah saatlerinde tanıştıkları Claude adında cesur bir Fransızın başında nöbet tutuyorlar.
I'm just a little bit worried.
Endişeliyim biraz.
Hey, I'm just gonna kill this sweet beat for a little while so we can hear each other.
Hey, bu hoş tınıları biraz kapatalım ki birbirimizi duyabilelim.
I'm just a little tired, Sergeant.
Sadece biraz yorgunum Çavuş.
But I'm guessing that your little business arrangement is going to get just a bit difficult when Alec finds out you murdered his dad.
Ama sanırım senin küçük iş anlaşman Alec'in babasını kimin öldürdgünü öğrenince biraz zorlaşacak.
Yeah. I'm, you know, just... a little fuzzy, still.
- Evet, hâlâ biraz belirsizim de.
I'm just taking on a little extra responsibility around here, just getting stuff done that needs doing.
Yapılması gereken işleri yapma konusunda biraz daha sorumluluk aldım.
I'm just a small-minded, petty, resentful little tyrant.
Ben sadece küçük fikirli, önemsiz, kinci, biraz da zalimim.
I'm just saying, doesn't it sound a little sketchy to you?
Diyorum ki, kulağa biraz yarım yamalak gelmiyor mu sana da?
SO, WHAT I'M GONNA DO IS JUST LOOSEN YOU UP A LITTLE BIT.
O yüzden yapacağım şey sadece seni birazcık gevşetmek.
[As Julia Child] I just needed a little bump to get me through this bundt cake.
Bu yuvarlak keki yapmam için bana vurman lazım.
Come on, just a little further. I want to thank you for helping me.
- Yardım ettiğin için teşekkür ederim.
I have a lot of questions, but I'm a little amped up right now, so I'll probably just hang up.
Aklımda çok soru var ama şu an acayip heyecanlanmış durumdayım o yüzden kapatacağım sanırım.
- Maybe I'll give him just a little taste.
- Belki de ona küçük bir parça tattırırım.
I tried to pull the stinger out myself, but it's a little hard with just one hand.
İğneyi çıkarmaya çalıştım ama tek elle biraz zor oldu.
I'd just been fired, I had a little girl to raise.
Yeni kovulmuştum. Bakmam gereken küçük bir kızım vardı.
Man, I-I really want to make fun of that ridiculous outfit, but I'm just a little too groggy.
Şu saçma kıyafetinle dalga geçmeyi çok istiyorum ama biraz uyku sersemiyim.
You know, I'm just gonna say it- - 911 dispatchers have a little bit of attitude.
Söylemeden edemeyeceğim ; 911 çalışanlarının tavırları hiç hoş değil.
The way your pupils just dilated, I'd say there was a little more than chitchat going on in that chat.
Göz bebeklerinizin büyümesinden anladığım kadarıyla Bu sohbette sıradan muhabbetten öte bir şeyler olduğunu seziyorum.
'Cause I just... I feel like I'm a little too old for that.
Çünkü bunlar için biraz büyüdüğümü düşünüyorum?
If you can just give me a little bit of time to breathe... I will sort it all out.
Bana azıcık bir zaman tanımış olsaydın her şeyi yoluna sokacaktım.
That's why I'm buying you a cool winter outfit,'cause you just do a little hop on the plane.
Sana kış için kıyafet almamın sebebi bu. Çünkü kısa bir uçak yolculuğu yapacaksın sadece.
No, listen, I just need a little more time.
Hayır, dinle, sadece biraz daha zamana ihtiyacım var.
I'm just looking for a little clarification on what you just said.
Az önce söylediğin şey konusunda biraz kafam karıştı.
I'm just sayin', the cat may have provoked him a little.
- Kedi onu biraz tahrik etmiş olabilir.
I'm just gonna... I'm gonna hang out in the room for a little bit, okay?
Sadece biraz odada takılacağım.
Uh, maybe it's just'cause I'm a little backed up.
Sebebi kendimi biraz geri çekmem olabilir.
I'm just saying, my furniture's going to look a little out of place.
- Benim eşyalar biraz alakasız kalacak.
Right, and as friends, you know, I just hope that we could agree that this lawsuit is-is a little...
Bir saniye. - Hayatım, bununla ilgilenmem gerekiyor. - Daha 38 örnek vardı.
It just, I'm a little worried about it because I don't want it to end up being difficult for him.
Sadece biraz endişeliyim çünkü onun gözünde basit görünmek istemiyorum.
Ah, well, I just had a... Little pop. Oh!
- Küçük bir yudum aldım sadece.
Well, one of those rings was stuck in here, and I just... I jiggled it a little too hard.
Bir halka buraya takılmıştı, biraz fazla zorladım sanırım.
I'm sorry, it's just... sounds a little naive.
Özür dilerim, bu kulağa biraz safça geliyor da.
Okay, I think I speak a little bit better than just "good" English.
İngilizce'm iyinin biraz daha üstündedir herhalde.
- No, no, I'm just a little confused about where this idea came from.
- Hayır, biraz kafam karıştı bu fikre nereden kapıldıysan.
I think I'm just a little nervous.
- Biraz gerginim galiba.
Uh, I'm just glad he's taking my advice and loosening up a little.
Benim tavsiyemi dinleyip biraz gevşediği için mutluyum.
Now I'm taking E.D. pills by the truckload just to get a little movement.
Şimdi ufacık bir hareket için ereksiyon hapları alıyorum.
I'm just saying. We could all be a little bit more prepared in case of emergency...
- Bence acil durumlara biraz hazırlıklı olabiliriz.
Actually, I just need to close my eyes for a little bit.
Aslında gözlerimi biraz dinlendirmem lazım.
I'm a little busy here, so can you just tell me where I can do the transplant?
Şu anda biraz meşgulüm. Nakil ameliyatını nerede yapacağımı söyler misin?
I will explain it to her in a little bit, but for now, just pretend like you're cool with everything and she'll buy it.
Biraz sonra ona açıklayacağım ama şimdilik sorun yokmuş gibi davranın da yesin.
"Just a little girl was I when I became his bride"
# Onun gelini olduğumda küçük bir kızdım. #
The idea that I might be even a little jealous of Ralston is just...
Aslına bakarsan birazcık kıskandım
If Finn would just piss off, I'd explain a little bit better.
Eğer Finn dışarı çıkarsa daha fazlasını da anlatacağım.
I mean, I just went in there to... talk to her about maybe doing a little...
İçeri gidip biraz şey konuşayım dedim...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]