I'm just like you traduction Turc
5,256 traduction parallèle
You know, sometimes I feel like I was born with a leak, and any goodness I started with just slowly spilled out of me, and now it's all gone.
- Sağ ol. Bazen bir sızıntıyla doğduğumu düşünüyorum. Başladığım bütün iyi şeyler ağır ağır sızdı oradan ve hepsi akıp gitti.
I'm just sick of nerd-girls like you beating up on stars like me.
Senin gibi ineklerin benim gibi yıldızları hırpalamasından bıktım.
It's like they're having their period, am I right? Are you just laughing so I'll leave you alone? Good one.
Sanki regl olmuşlar. Haksız mıyım? Seni rahat bırakayım diye mi gülüyorsun?
I am a horse just like you.
" Sevgili Secretariat, ben de bir atım.
" When I grow up, I want to be just like you, and I think I'm on the right track.
" Büyüyünce senin gibi olmak istiyorum ve sanırım doğru yoldayım.
Oh, I'll pop your head off just like one of them shrimp. Do you hear me?
Şuradaki karidesler gibi kafanı patlatırım senin, duydun mu?
I'm just like you. I am!
Ben de aynı senin gibiyim.
Am I just hungover, or are you talking like a Muppet?
Dünden kalmayım diye mi böyle yoksa sen kukla gibi mi konuşuyorsun?
I'm sorry that i can't just forget him Like you, elena.
Senin gibi onu bir anda unutamadığım için üzgünüm Elena.
I'm just trying to figure out how a guy like you, one of the SAS's finest, wins up running with a bunch of mouth-breathing mercs.
Senin gibi bir adamın, SAS'ın en iyilerinden birinin bir avuç akılsız paralı askerle nasıl birlikte olduğunu anlamaya çalışıyorum.
You know that. I just wanted to know if you're gonna make it home for Christmas like you promised?
Söz verdiğin gibi Noel'de evde olacak mısın öğrenmek istedim.
I don't need saving from anyone, And if you're really as good as you say you are, Then you can just wait in line and prove it like everyone else.
Kimsenin beni kurtarmasına ihtiyacım yok ve söylediğin kadar iyiysen sırada bekleyip herkes gibi kanıtlayabilirsin.
- As I'm sure you've got one just like it.
Senin de buna benzer bir yerin vardır eminim.
Uh, well, that's kind of what I came here to talk to you about, actually, um... uh, he doesn't know yet, and I just woke up feeling like I had to tell him today,
Aslında bir nevi bunu konuşmak için geldim sana... Henüz bilmiyor. Bugün ona söylemem gerektiği hissiyle uyandım.
You know, but, like, I mean, I guess, honestly, what I really want from him is just to tell him that, like, I want to do this on my own.
Ama sanırım açıkçası gerçekten istediğim bunu ona söylemek, bunu kendi başıma yapmak istiyorum.
I believe in you just like I've always believed in you... what are you doing?
Sana inanıyorum, her zaman inandığım gibi. Ne yapıyorsun?
All right, it'll just take a second. I'm sorry. My dad shouldn't talk to you like that.
Özür dilerim, babam seninle öyle konuşmamalıydı.
I was real careful. So, you know. But, just psychologically, I would like to have it rinsed off,'cause I'm going to the, um, going to the Emmys.
Çok dikkat ettim ama psikolojik olarak rahatlamam gerek.
I should have just been like you, just been normal.
Senin gibi normal biri olmalıydım.
I'm just sitting there, you know, making small talk, having to pretend to be happy for them, you know, and I'm just looking at these delicate little hands and suddenly I realised - like a blinding flash, it hit me.
Küçük bir konuşma yaparak orada oturuyorum, onlara ne kadar sevindiğimi göstermek istiyorum, ve sadece bu hassas küçük ellere bakıyorum aniden farkediyorum, sanki kör edici bir ışık bana çarpıyor.
But I just feel like that's our business, you know?
Aşkımızı kimseye açıklamaya ihtiyacımız yok.
This all needs to get out, you know I mean? It's like... just in terms of understanding the capabilities. It's so opaque.
Bu bilgilerin dışarı sızması lazım yani bu programların ne yapabildiğinin anlaşılması için.
Okay, um, just so I'm aware of where we're going, how in depth are we going, just in general, like'I'm currently an infrastructure analyst you know, Booz Allen Hamilton,
Tamam, peki nasıl bir şey olsun? Derinlemesine mi, yoksa genel çerçevede mi... Mesela, şu anda Booz Allen Hamilton'da altyapı analisti olarak çalışıyorum..... diyerek tüm hayat hikayemi anlatmadan...
You're mad at yourself because I'm just like you.
Sen bana kızgın değilsin. Tıpkı sana benzediğim için kendine kızgınsın.
You attacked me just like you did your ex-boyfriend, and I had to defend myself.
Eski sevgiline saldırdığın gibi bana da saldırdın kendimi savunmak zorunda kaldım.
The way you call me your perfect little angel boy and stuff, I just feel like I'm letting you down.
Sen bana mükemmel, melek oğlum falan derken seni hayal kırıklığına uğratmışım gibi geliyor.
I could have so easily been like her, just missing the opportunity to live my life with you.
Kolayca onun gibi olabilir ve hayatımı seninle yaşama fırsatını kaçırabilirdim.
Jane, I'm just being honest, just like you're honest with me when you don't like someone.
Jane, ben sadece dürüst oluyorum, tıpkı sen birinden hoşlanmadığında bana dürüst olduğun gibi.
I dropped my gun, and I ran not too fast, but I didn't want to just stand there and get caught, you know, like some kind of a crazy person.
Silahımı düşürdüm ve hızlı koşamadım. Fakat bazı çılgın insanlar beni görüp... yakalamayı başarmışlardı.
I'm trying to find out, just like you.
Ben de tıpkı senin gibi öğrenmeye çalışıyorum.
Schmidt, why don't you just read my text messages while I'm in the shower like you normally do?
Schmidt, neden her zaman yaptığın gibi mesajlarımı ben duştayken okumuyorsun?
These are all really good questions, but I just can't get my mind off, like, why you dress this way.
Bunların hepsi güzel sorular ama şu an aklımı niye böyle giyindiğinden alamıyorum.
I just don't know them like you know them, is my point.
Demek istediğim onları senin kadar tanımıyorum.
I think I'm just more used to, like, stereotypical gay guys, like him, you know?
Onun gibi tipik geylere daha çok alışığım sanırım.
I'm just gonna put this out there, but I think you'd probably rather like to sleep with someone who doesn't make you feel terrible, but you're just a little afraid of getting hurt again.
Diyeceğim şu ki bence seni berbat hissettirmeyen biri ile yatmayı tercih edersin ama incinmekten korkuyorsun.
Look, I like you for you, and... Well, hell, I just hope, deep down, you like me for me and not all the incredible stuff that I have.
Bak, senden sen olduğun için hoşlanıyorum ve umarım derinlerde sen de benden ben olduğum için hoşlanıyorsundur, sahip olduğum muhteşem şeyler için değil.
For those of you I don't know as well, my name is Roger Donovan, and, uh... just like you, I'm pretty upset about what's going
Beni tanımayanlar için ben Roger Donovan ve, uh... sizin gibi ben de mahallemizde olanlar yüzünden
I'm just trying to memorize you like this.
Sadece seni bu şekilde hafızama kazamaya çalışıyorum.
you know, I just, uh, figured you'd be, like, a catch-and-release-type gal.
Ben sadece yakaladıktan sonra denize bırakan kızlardan sanmıştım seni.
You know, it's just frustrating, because you weren't, like, honest or straightforward with me about it, and so I didn't even get the chance to, like, look for other opportunities if this falls through, you know?
Bu çok sinir bozucu çünkü siz bana karşı dürüst ya da açık sözlü değildiniz. O yüzden eğer bu iş olmazsa şansımı aramama fırsat dahi vermediniz.
I'm just warning you that sometimes with a development like this, it's cheaper and easier to raze it to the ground and start over.
Birazcık şuralardan tamir etmeye başlarsak, yapıyı zemine oturtması daha kolay olur ve işe hemen başlayabiliriz.
I'm just saying, if you put it a little further back on the handle, get the sugar evenly distributed, you can pop it in, just like...
Eğer şekeri sapın daha arkasına koyarsan ağırlık eşit olarak dağılacaktır ve işte bunun gibi...
When it comes to the crunch, kid, I'm nobody, just like you.
İş ciddiye bindiğinde ben bir hiçim evlât, tıpkı senin gibi.
I started over just like you did, ok?
Ben hayatıma yeniden başladım. Tıpkı senin yaptığın gibi.
I don't want a ticker-tape parade or anything like that, but did you not just hear what I said?
Senden konfetiler atmanı beklemiyorum ama söylediğimi duymadın mı?
What was happening is that characters like the Punisher and Wolverine were just super popular, not because it was a degradation of society or whatever... because I just think, I got to tell you, that I'm 7, 8, 9, 10 years old,
Olan olay şuydu, Cezalandırıcı ve Wolverine gibi karakterler sırf toplumu aşağıladıkları veya her neyse onun için süper popüler değillerdi. Çünkü bence şunu size söylemeliyim ki 7, 8, 9, 10 yaşında biri için birisinin gidip birilerini tokatlaması...
I'm just... I'm, like, trying to picture you with a firearm.
Ben sadece seni silahla hayal etmeye çalışıyorum da...
You know, I put a lot of time and energy into my thing, but you just shut it all down to prove something to people that we barely know and don't even like!
Ben konseptime bunca zaman ve enerji harcamışken sen kalkıp az biraz tanıdığımız ve hoşlanmadığımız insanlara bir şey kanıtlamak için hepsini pat diye kaldırmışsın.
It's just like I realized you know, I'd found my home with the Bad Brains.
Sanki, Bad Brains'le tam aradığım yeri bulmuştum.
That's something that I'm just, you know, honored to, like, have been a part of what these guys did after the hurricane.
Kasırgadan sonra, o adamların yaptığı işlerin bir parçası olduğum için gurur duyuyorum.
I just posed you like that because I didn't want to take all the blame.
Sadece tüm suç başıma kalmasın diye seni kullandım.
i'm just fucking with you 43
i'm just wondering 93
i'm just saying 2329
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just messing with you 85
i'm just 2693
i'm just fine 70
i'm just playing 44
i'm just wondering 93
i'm just saying 2329
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just messing with you 85
i'm just 2693
i'm just fine 70
i'm just playing 44